Buradasınız
12 Eylül’ün Hesabını Sormanın Zamanı Gelmedi mi?
Direnişçi bir Rimaks işçisi
Öncelikle siz değerli emek kardeşlerime kendimi tanıtayım. Ben Rimaks tekstil fabrikasında çalışan kendi halinde bir işçiydim. Ta ki anayasada da geçen sendikalaşma hakkımızı kullanmaya çalışıncaya kadar. Sözün kısası sendika üyesi olduktan sonra burjuva (patron) kısmı dediğimiz insanlar her zaman olduğu gibi alınterimizin hakkını vermemek için hiç acımadan bizi kapının önüne attılar. O gün “sap gibi” derler ya evet sap gibi yaşadığımı fark ettim. Hakkından hukukundan hiç haberi olmayan biri olduğumu anladım. Tam da 1980 darbesini yapan ve yaptıranların istediği gibi yaşadığımı anladım. Tabii buna yaşamak denirse. Bu süreçte başımdan çok şey geçti. Bütün bunları anlatmam için inanın değil bir defter yaprağı, bol sayfalı koca bir roman yazmam gerekiyor. Hani derler ya bazı şeyler yaşayarak öğrenilir. Evet, ben de yaşayarak öğrendim. Neyi mi? Ağlamayan bebeğe süt verilmediğini, hiçbir patronun çıkarıp bize “alın bu sizin hakkınız” demeyeceğini. Biz istersek olur ancak. Biz diyorum çünkü hiçbir işçi bireysel olarak patronları dize getiremez. Örgütlü bir güç olup hep beraber alınterimizin hakkını aramalıyız. İnanın ki, ancak böyle yaparak aybaşını gırtlağa kadar borca girmeden getirebiliriz.
12 Eylül mitingine Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) ile birlikte katıldım. 1980 darbesi ile gelen, biz işçi sınıfının sırtına balyoz gibi inen 1982 anayasasını kabul etmediğimizi ve anayasada yapılan değişikliklerin de yetmediğini hep beraber haykırmak için mitinge katıldım. 12 Eylül 1980 darbesi madem ki biz işçi sınıfının yükselişini engellemek içindi, bizim de çok geç olmadan sönmek üzere olan külden koca bir ateş çıkarmamızın zamanı gelmedi mi?
Peki, bunu nasıl yapabiliriz? Gördüğümüz, dokunduğumuz hayatımızda olan her şeyi biz yapıyoruz. Patronları zengin eden bizleriz. Aslında bizim yapamayacağımız hiçbir şey olamaz. O zaman bizim birleşip, kocaman örgütlü bir güç olup bütün bunların hesabını sormamızın zamanı gelmedi mi? Bence geldi. YA SİZCE?
Darbenin Çocukları
Son Eklenenler
- İngiltere’de 100 binin üzerinde insan Filistin halkıyla dayanışmasını göstermek ve emperyalist savaşa hayır demek için 2 Kasımda yeniden meydanlara çıktı. Başkent Londra’da 21. kez düzenlenen ulusal eylem gününde on binler hükümet binalarının...
- İspanya’da 29 Ekim Salı günü yaşanan sel felaketinde can kaybı 250’ye ulaştı. İspanya’nın doğusundaki Valencia bölgesinde etkili olan aşırı yağışlardan sonra meydana gelen sel felaketi büyük bir yıkıma neden oldu. Kurtarma ekipleri felaketten...
- Sevgili işçi kardeşlerim, yazının başlığı mücadele örgütümüzün ve işçi sınıfının çalışkan evlatlarından kadim bir dostuma aittir. Bir Afrika atasözü “aslanlar kendi tarihlerini yazana kadar, av hikâyeleri her zaman avcıların kahramanlığını...
- Genel-İş Sendikası İstanbul Anadolu Yakası 4 No’lu Şube ile Kartal Belediyesi yönetimini temsil eden SODEMSEN arasında yürüyen görüşmelerden olumlu bir sonuç alınamaması üzerine Kartal Belediyesi işçileri 30 Ekimde greve çıkmıştı. Belediye...
- Sendikaya üye olan işçilerin önüne çok çeşitli engeller çıkartılıyor. Sendikanın örgütlendiği işyerinde toplu sözleşme yapma yetkisi alması için hem işkolu hem de işletme barajlarını aşması ve Çalışma Bakanlığından çoğunluğu sağladığına dair yetki...
- Tarkett işçileri 18 Eylülden bu yana grevlerini sürdürüyorlar. Taleplerini, mücadelelerinin nasıl başladığını, grevlerini şöyle anlatıyorlar:
- Ücretlerini arttırmak, sendikalaşmak, ücret gaspına dur demek için çeşitli sektörlerden işçiler grev ve direnişlerini sürdürürken her geçen gün bunlara yenileri ekleniyor. Kartal Belediyesi işçileri Toplu İş Sözleşmesi (TİS) masasında anlaşma...
- Dünya İşçi Sınıfının Yoksulluğa, Hak Gasplarına ve Emperyalist Savaşa Karşı Mücadelesi Devam Ediyor!Dünyanın dört bir yanında farklı sektörlerden on binlerce işçi ve emekçi artan yoksullaşmaya, hak gasplarına ve emperyalist savaşlara karşı mücadeleyi büyütmeye devam ediyor. Baskı ve tehditlere boyun eğmeyen işçiler, grevlerle, kitlesel eylemlerle...
- İşçi Dayanışması’nda her vesileyle vurguladığımız gibi kapitalizmde iki temel sınıf var. Yaşam biçimi, düşünme tarzı, çıkarları, hayattan beklentileri farklı olan iki sınıf: İşçi sınıfı ve sermaye sınıfı. Bu nedenle her kavram hangi sınıftan...
- 28 Ekim 2014’te Ermenek’te 18 madenci katledildi. Ermenek katliamı, ekmek kavgası uğruna yerin yüzlerce metre altına inen sarı baretlilerin yaşamdan koparıldığı ne ilk katliamdı ne de son olacaktı. Aynı yıl 13 Mayısta Türkiye tarihinin en büyük...
- Son günlerde de Polonez işçisi kadınların direnişlerini hayranlıkla ve umutla takip ediyorum. Uzun zamandır “grevlerde kadınlar nasıl tepki veriyor” diye kadın ağırlıklı grevleri dikkatle izliyorum. Sizlere de bu merakımdan dolayı karşıma tesadüfen...
- Bu sistemde kâğıt üzerinde herkesin özgür olduğu söylenir, herkesin eşit özgürlükleri varmış gibi sunulur. Ancak gerçeklik başkadır. Gerçeği algılamak için uyanık ve sınıf bilinçli olmak, “hangi sınıfın özgürlüğü?”, “ne çeşit bir özgürlük?” gibi...
- Adana’da SASA-PTA Üretim Tesisi Şantiyesinde çalışan işçilerin Yapı Yol-İş Sendikasıyla birlikte ücret gaspına karşı başlattıkları direniş kazanımla sonuçlandı. Karşıyaka Belediyesi Kent AŞ işçileri, belediye önünde eylem yaparak ücretlerinin...