Buradasınız
1 Mayıs’ta UİD-DER’le Taleplerimizi Haykırdık
Şahintepe’den bir işçi
İşçi ve emekçilerin mücadele günü olan 1 Mayıs’ta UİD-DER’li işçiler olarak Taksim Maydanı'ndaydık. İzleyenlerde hayranlık uyandıran kızıl kortejimizde yürüyen çeşitli fabrikalardan, atölyelerden, işyerlerinden işçiler ve öğrenciler olarak sabahın erken saatlerinde yürüyüş kolumuzu oluşturduk. Taksim Meydanı'na ulaşıncaya kadar yürüyüş kolu boyunca sloganlarımızı haykırdık. Kortejin etrafında dolaşan ses aracımızdan çalan ezgilerle coşkumuz ikiye katlandı.
Derneğimiz UİD-DER’in organize ettiği 1 Mayıs kampanyası boyunca sanayi bölgelerinde işçi dostlarımıza sınıfımızın geçmişte mücadele ederek elde ettiği 8 saatlik işgünün önemini anlattık. İşçi ve emekçileri günde 12-14 saat çalıştırıldıkları fabrikalarının önlerinde, işçi semtlerinde “iş saatleri düşürülsün, ücretler yükseltilsin” talebiyle 1 Mayıs’ta alanlarda taleplerimizi haykırmaya davet ettik. 1 Mayıs’a davet kampanyamızda, resmi tatil günü olmasına rağmen zorunlu mesai veya paraya ihtiyacı olduğu için işe gideceğini söyleyen işçilerle karşılaştık. Onlara onurlu bir yaşam için var olan haklarımıza sahip çıkmamız gerektiğini dile getirdik.
Tatil günlerinde fazla mesailer için çalışmak zorunda olmadığımız, patronların dayatmaları yüzünden kanun dışı çalışma saatlerinde yaşamımızın eriyip gitmemesi için “iş saatleri düşürülsün, ücretler yükseltilsin” talebimizi Taksim Meydanında kitlelerle haykırdık. Biz işçilere bu kahrolası yaşamı dayatan kapitalist sisteme duyduğumuz öfkeyi şu sloganla dile getirdik: Kapitalist sistemi yıkacağız, sınıfsız bir dünya kuracağız!
O Küçücük Eller
Son Eklenenler
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...