Buradasınız
1 Mayıs ve Taksim
Belediye-İş çalışanı bir işçi
Dostlar, ben ne yazık ki iki yıldır 1 Mayıs’a katılabiliyorum. Ne yazık ki diyorum çünkü daha öncesinde örgütlü, bilinçli işçi olmak ne demek bilmiyordum. Bu nedenle benim için de 1 Mayıs sadece bir bahar bayramıydı. Sınıfımın tarihini öğrendikçe 1 Mayıs’ın da bizler için ne denli önemli olduğunu, aslında 1 Mayısın bahar bayramı değil alanlara çıkıp burjuvaziye karşı taleplerimizi haykırdığımız, sınıfımızın gücünü gördüğümüz ve patronlar sınıfına ve onun hükümetlerine gücümüzü gösterdiğimiz bir gün olduğunu öğrendim. 1 Mayıs günü dünyanın her yerindeki işçi kardeşlerimiz alanlarda buluşup attıkları sloganlarla patronlara bizlerden korkmaları gerektiğini hatırlatıyorlar.
Hepimiz biliyoruz ki 1979 1 Mayısına kadar 1 Mayıs kutlamaları Taksim meydanında yapılıyormuş. Ancak o yıl Taksim meydanı 1 Mayıs kutlamalarına kapatılmış, daha doğrusu yasaklanmış. O yıldan bu yana devrimciler ve öncü işçiler bu yasağın kaldırılması ve Taksim’in yeniden 1 Mayıs kutlamalarına açılması için mücadele ediyorlar. Nihayet bu yıl bu yasak kalktı. 1 Mayıs günü Taksim meydanındaydık. Sendika bürokratları sendika kortejlerini çabucak alandan çıkararak göstermelik bir mitingle yetinmeye çalışsa da, yüz binler alana aktı. Tabii bu arada Tekel işçilerinin, İtfaiye işçilerinin ve pek çok direnişçi işçi kardeşlerimizin Türk-iş genel başkanının konuşmasını engelleme çabalarını ve bunda başarılı olmalarını unutmamak gerekir.
Ancak bizim sorunumuz, işçi sınıfının mücadele gücünün simgesi olan 1 Mayıs’ın Taksim Meydanı, Kadıköy Meydanı veya dünyanın herhangi bir yerindeki meydanda kutlanması değildir. Önemli olan, bilinçli, örgütlü bir şekilde alanlara çıkmaktır birlik, mücadele ve dayanışma günümüzde. İşsizliğimiz, yoksulluğumuz, açlığımız diye devam eden sorunlar zinciriyle boğuşurken, 1 Mayıslarda fabrikalarımızdan alanlara çıkıp acil taleplerimizi haykırmalıyız. Gücümüzü görmeli ve göstermeliyiz. Çünkü nasırlı ellerimizin yumruğunu burjuvaziye göstermedikçe, onlar haklarımızı bir bir gasp etmeye, bizi bölmeye pervasızca devam edeceklerdir.
Yaşasın 1 Mayıs, Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!
UİD-DER’le 1 Mayıs’ta Alanlardaydık
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...