Buradasınız
2022, Örgütlü Mücadeleyle Tanışma Yılım
Kocaeli/Gebze’den bir metal işçisi
2022 yılını geride bırakıyoruz. Herkesin hayatında çeşitli değişimler olmuştur. Benim de oldu. Örgütlü mücadeleyle tanışma yılıydı bu yıl benim için. İşyerinde sendikalaşmaya çalışırken, patron tarafından işten atılmış daha sonra başka bir fabrikada yine örgütlenmiştik. Burada da patron sendikayı tanımamış ve bizleri işten atmıştı. Ardından kapı önünde direnişe başladık.
Fabrikada çalıştığımız zamanlarda hep düşünürdük, “kapı direnişi nasıl olacak?” diye. Daha önce direnişlerine katılan işçiler, “kapı önü okuldur” diyorlardı. Bu cümleyi çok sorguladım. “Nasıl bir okul olabilirdi?” “Ne öğrenebilirdik?” Bu sorularıma cevap ararken direnişimiz başladı. İlk günler çok heyecanlıydım. 80 arkadaşımla birlikte işten atılmıştık ve hep birlikte kapı önünde direniyor, gasp edilen hakkımızı talep ediyorduk. Bunun için slogan atıyorduk, türküler çalışıyorduk ve hep birlikte mücadele ediyorduk. İlk günler sürekli gözlem yapıyordum. İnsanları dinleyip anlamaya çalışıyordum. Gelen ziyaretçileri dinleyip fikirlerini alıyordum. Bu şekilde günler geçti.
Çeşitli zorunluluklar nedeniyle kimimiz direnişi bırakmak zorunda kaldı. Sayımız azalmaya başlamıştı. Ama bu durum beni olumsuz etkilemiyordu. Her geçen gün direnişe biraz daha bağlanıyordum. Sürekli yeni şeyler öğreniyordum. Sınıf mücadelesine dâhil oluyordum ben de. Dayanışma için gelen ziyaretçiler geçmişte yaşadıkları tecrübeleri anlatıyor, bize örnek oluyorlardı. Bu hikâyeler bizi daha da güçlendiriyordu. Direnişin devam ettiği günlerde bir işçinin iş cinayetinde ölüm haberini aldık. Ölen işçi bizim yerimize işe alınan biriydi. Hastaneye gidip, aileye taziye ziyaretinde bulunmak istedik. Bizimle birlikte işveren vekilleri de gelmişti. Bize adeta düşmanmışız gibi bakıyorlardı. Sanki işçinin ölümünden biz sorumluyduk. O sırada işveren vekillerinden birinin aileyle konuşmasına şahit oldum. Konuşmasında aileye şunları söylüyordu: “Allah’tan siz kadere inanan insanlarsınız. Bu yüzden çok büyük tepki vermediniz. Ya inanmayan insanlar olsaydınız, işimiz çok zordu!” Ben bu cümleyi düşünürken bir başka işveren vekili ailenin başka bir üyesine sıradan bir olayı anlatıyor gibi cinayeti anlatıyordu. O kadar normal bir şeymiş gibi anlatıyordu ki sanki ortada ölümle sonuçlanan bir kaza yoktu. Daha sonra hastaneden ayrıldım, bu yaşananları düşündüm. Hayatımızın onların gözünde ne kadar ucuz olduğunu, canımızın bir kıymeti olmadığını daha iyi anladım.
Sonraki günlerde direnişe devam ettik. İş cinayetinden sonra dayanışma ziyaretine gelenlerin sayısı da artmıştı. UİD-DER de sık sık ziyarete gelenler arasındaydı. Onlarla da çok sık sohbet etmeye çalışırdım. İş cinayetlerini çok sık duyardık. Fakat yanı başımızda olunca beni daha çok etkiledi. UİD-DER’den gelen işçiler aramızdan bazı arkadaşlarla röportajlar yaptılar. Ben de bir kenarda durup onları dinledim. İşçi arkadaşlarımdan biri yaşanan iş cinayetini anlatırken röportajı yapan arkadaşın gözlerinin dolduğunu, çok üzüldüğünü fark ettim. Daha çok sorgulamaya başladım. Neden bir insanın yüzünü bile görmediği biri için gözleri dolardı? Niye bu kadar etkilenmişti? O gün kendisiyle sohbet etme imkânım oldu. Uzun bir sohbet olmuştu. Anladım ki bu insanların derdi başkaymış. Aslında patronlara, bu düzene duyulan öfkeden dolayıymış akan gözyaşı. Bu insanların dertleri emekçi sınıfın kurtuluşuymuş. Ben de onlarla beraber yürümeye karar verdim.
Her direniş gibi bu direnişin de öyle ya da böyle biteceğini biliyordum. Kapı önündeki direniş bitecekti. Fakat mücadele devam edecekti. Kapıda 170 gün direndik. Bu direniş UİD-DER’li işçilerle tanışmamı sağlayarak sınıf mücadelesine katılmamın yolunu açtı. İşçi Dayanışması gazetesinde “Bu İşçilerden Adam Olmaz” başlığıyla okuduğum bir yazıda “bahsettiğiniz güzel şeylerin olmasını ben de isterim ama bunun gerçekleşmesi imkânsız” diye düşünen işçilerin yanılgılarından bahsediliyordu. Ancak işin tuhafı bu klişeyi kullanan herkes aslında kendisini hep dışarıda tutuyor. Sınıfının tarihini bilmediği için kendisine güvenmiyor. Oysa asıl sorun anahtarın kimin elinde bulunduğudur. Anahtarı tutan el bunun farkına varabilmelidir sadece. Bu yaklaşım çok hoşuma gitti. Daha çok sorumluluk almam gerektiğini düşündüm. Yaşanılabilir bir dünya hayal ettim. Savaşların olmadığı, yoksulluğun yaşanmadığı, kadına şiddettin olmadığı, eşitliğin, adaletin olduğu, insanın insanca yaşadığı bir dünya hayal ettim. Sevincimiz, özlemlerimiz, üzüntümüz, verdiğimiz tepkiler aynıyken; bu savaş, bu yoksulluk devam etmemeli. Bunun için yeni bir dünya özlemiyle mücadeleye daha sıkı sarılmalıyız.
- Grev ve Direnişlerini Sürdüren İşçiler Meclis’te Basın Açıklaması Gerçekleştirdi
- Madencilerden Öğretmenlere Hak Gasplarına Karşı Mücadeleler Sürüyor
- As Plastik’te Grev Başladı, Tekgıda-İş Eker Süt Önünde Uyarı Eylemi Yaptı
- Tarkett Turkey Grevi ve Dev-Sağlık İş’in Oturma Eylemi Devam Ediyor
- Hak Gasplarna Karşı İşçi Direnişleri Devam Ediyor, Direnişlere Yenileri Ekleniyor
- Polonez İşçileri Saldırılara Rağmen Mücadeleye Devam Ediyor
- UİD-DER’den MKB Rondo Grevine Dayanışma Ziyareti
- Fernas’ta Direniş Sürüyor, As Plastik’te Direniş, Tolsa’da Grev Var
- Fernas Madencilik İşçileri Mücadeleden Vazgeçmiyor
- Kemalpaşa Belediyesinde Kısmi Kazanım, Sarar’da Grev
- Direnen İşçiler Kazanıyor, İşçi Mücadeleleri Yenileri Eklenerek Devam Ediyor
- CarrefourSa Direnişi ve Sermaye-İktidar İşbirliği
- Madenciler, Depo İşçileri Hakları İçin Mücadele Ediyor
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Hak Gasplarına Karşı Mücadeleler Sürüyor
- Mersen Greviyle Dayanışma Etkinliği
- İstanbul’dan Antep’e İşçiler Hakları İçin Mücadeleye Devam Ediyor
- UİD-DER’den Direnişteki Polonez İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- Patronlar Saldırıyor, İşçiler Mücadeleden Vazgeçmiyor
- Polonez İşçilerine Polis Saldırısı
Son Eklenenler
- Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler, grevlerinin 39. gününde olan MKB Rondo işçileri ve aileleri grevlerinin 18. gününde Tarkett grevcilerini ziyaret etti. Dayanışma ziyaretinde “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor”...
- ABD’nin New York’tan Miami ve Houston’a kadar tüm Doğu ve Körfez kıyısı limanlarında 45 bini aşkın liman işçisi toplu sözleşme görüşmelerindeki ücret ve çalışma koşullarındaki anlaşmazlık nedeniyle 1 Ekimde greve gitti. Uluslararası Liman İşçileri...
- Türkiye’de iktidar sözcüleri sık sık “Avrupa bizi kıskanıyor”, “dünya bizi kıskanıyor” diyerek böbürleniyorlardı. Türkiye’nin her tarafında doğalgaz, petrol gibi değerli madenler olduğunu, bu madenleri çıkartarak ekonomide çağ atlayacaklarını iddia...
- Birkaç hafta önce bir ablam ile ettiğim sohbet sonrası kelebeklerin benim için farklı bir anlam kazandığından bahsetmek istiyorum. Sohbet sırasında kelebekleri çok sevdiğimi özellikle de mavi kelebeklerin çok hoşuma gittiğini anlatmıştım. O da mavi...
- Fernas Madencilik işçileri işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınması, ücretlerin arttırılması ve sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması talebiyle haftalardır mücadele ediyorlar. İşçiler, Soma’dan Ankara’ya yaptıkları 8...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) “Artık Yeter! Geçinemiyoruz! Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet İstiyoruz” şiarıyla düzenlediği işçi buluşmalarının sonuncusunu 3 Ekimde Ankara’da Anıt Park’ta düzenlediği mitingle gerçekleştirdi....
- Türkiye’nin çeşitli illerinde grev ve direnişlerden işçiler Emek Partisi milletvekilleriyle birlikte 3 Ekimde Mecliste basın açıklaması gerçekleştirdiler. Sabah saatlerinde Meclis’e gelen işçiler “ziyaretçi yasağı” gerekçe gösterilerek içeri...
- Manisa’nın Soma ilçesinde AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu’na ait olan Fernas Madencilik’te Bağımsız Maden-İş Sendikasında örgütlendikleri için işten atılan madencilerin direnişi sürüyor. 25 Eylülde Ankara’ya yürüyüş başlatan Fernas...
- Fransa’nın en büyük sendika konfederasyonu Genel İşçi Konfederasyonu CGT’nin çağrısıyla 1 Ekimde Fransa genelinde işçi ve emekçiler greve gitti. İşçiler ücretlerin yükseltilmesini, kamu hizmetlerine ayrılan fonların arttırılmasını, işsizlik...
- Katil İsrail devleti, Gazze’deki saldırılarını bir yıldır sürdürürken Lübnan’a yönelik son saldırılarıyla bölgeyi daha da büyük bir yıkıma sürüklüyor. Gazze’de 42 bine yakın insanı öldüren, Lübnan’ı bombalayarak birkaç günde bine yakın insanı...
- 24 Eylülde Avustralya’nın en büyük sağlık sistemi NSW’ye bağlı çalışan binlerce sağlık işçisi iş bıraktı. Eylül ayı içerisinde 2 kez iş bırakan işçiler, Sidney’deki Hyde Park’tan Parlamento Binasına yürüyerek “yüzde 15 zam istiyoruz” sloganlarını...
- Belediye otobüslerinde boşsa karşılıklı dörtlü koltuklardan şoför tarafında cam kenarına otururum. Oturduğum yerde sola yaslandığımda rahat ederim. Sebebi omurgamdaki eğikliktir. Bedenimdeki daha doğrusu omurgalarımdaki eğikliğin nedeni, 1989 Bahar...
- Siyasi iktidar sürekli ekonominin iyiye gittiğini propaganda ediyor. Muhalifinden yandaşına tüm ekonomistler de ekonominin düze çıkması için hep birlikte fedakârlık yapmamız gerektiğini söylüyorlar. Ekonomi büyüdüğünde patronundan işçisine hepimiz...