Buradasınız
2023’e Girerken 2022’den Çıkan Dersler
Türkiye işçi sınıfı 2023 yılına artan hayat pahalılığı, tek adam rejiminin toplumu nefessiz bırakması ve büyüyen sorunlarla giriyor. Büyüyen sorunlar, 2015’teki işçi mücadelesini saymazsak, özellikle son iki yıldır işçi hareketinde yükselişe neden oluyor. Emek Çalışmaları Topluluğunun araştırmalarına göre, 2021’de işçi eylemlerinin sayısı 827 olurken, grev ve direnişlere katılan işçi sayısı önceki yıla nazaran neredeyse iki kat artarak 83 bin olmuştu. 2022 yılında ise, işçi eylemlerinin hem sayısı arttı hem de şehir ve sektör olarak yaygınlaştı. Bu bakımdan 2022 yılı, toplumdaki değişim ve dönüşüm isteğinin büyüyen yoksulluğa duyulan tepkiyle birleşerek daha fazla açığa çıktığı bir yıl oldu.
Ocak ayının ortasında başlayan iş durdurma eylemleri, kısa sürede taşımacılıktan metale, tekstilden tersaneye birçok sektör, işyeri ve kente sıçradı. Yılın ilk üç ayında yüzlerce işyerinde on binlerce işçi fiili direnişlerle, işyeri işgalleriyle ücretlerinin arttırılmasını talep etti. Bu eylemleri, yükselen enerji fiyatları nedeniyle artan faturalara karşı protestolar izledi. Kadınlar baskı ve yasaklara rağmen alanlara çıktı. Ormanların ve yaşam alanlarının talan edilmesine karşı çıkan köylülerin, evleri rant uğruna yıkılmak istenen emekçilerin eylemleri artarak sürdü.
Trendyol ve ardından gelen kargo/lojistik işçilerinin mücadeleleri, Migros Depo, Farplas, TPI Composite direnişleri, İstanbul’da özellikle çorap sektöründe, Antep’te tekstil fabrikalarında ardı ardına gelen iş bırakma eylemleri, hepsi kazanımla sonuçlanmasa da direngenlikleriyle işçilere cesaret verdi. İşten atma, gözaltı, ters kelepçe hatta plastik mermiye dahi boyun eğmeyen işçiler, pek çok yerde de kazanım elde ettiler. Sağlık ve eğitim emekçileri uzun yıllardır görülmeyen sıklıkta ve kitlesellikte alanlara çıktılar. Protesto gösterileri, basın açıklamaları ve grevler yaptılar. Özlük haklarının gasp edilmesine, enflasyon karşısında ücretlerinin erimesi nedeniyle yaşadıkları geçim sıkıntısına, çalışma koşullarının her geçen gün ağırlaşmasına isyan ettiler.
Eylemlerin doruğa çıktığı Şubat ayında İşçi Dayanışması’nda şöyle yazmıştık:
“Üretimin durdurulduğu birçok işyerinde işçilerin ek ücret zamları ve kazanımlar elde etmesi son derece önemlidir. Kimi işyerlerinde ise işçilerin mücadelesi sürüyor ve onlara yenileri ekleniyor. Ancak merkezinde ücret artışı olan bu eylem dalgasını örgütlü mücadeleye dönüştürmemiz gerekiyor. Zira işçiler sendikalarında örgütlenmeden birlik ve dayanışmalarını koruyamazlar. Sendikalar işçi sınıfının en temel ve asla vazgeçemeyeceği ekonomik ve demokratik mücadele örgütleridir. İşçiler sendikalarında örgütlenmeden ve sınıf bilinci kazanmadan, sendikalar mücadeleci bir çizgiye çekilmeden sermaye sınıfının saldırılarına karşı durulamaz, kalıcı kazanımlar elde edilemez.” (No 167)
Ne var ki ücret artışıyla başlayan eylemlerin çok azı sendikalaşmaya yöneldi, işçiler örgütsüzlük zincirini kıramadılar. Çok açık ki bunun nedeni Türkiye işçi sınıfının örgütsüz olması ve sendikaların tepesine çöreklenmiş, koltuklarını korumaya odaklanmış bürokratlardır. Sene başında patlayan işçi mücadelelerini sahiplenmek, başarıya ulaştırmak veya sendikal örgütlülüğe taşımak konusunda sendika yöneticilerinin büyük çoğunluğu kılını bile kıpırdatmadı. Sendika bürokratlarının bu uğursuz tutumunu bu yılki asgari ücret görüşmelerinde bir kez daha gördük. Türk-İş ve Hak-İş üst yönetimi başta olmak üzere, işçi sendikalarını bürokrat sendikacılar eliyle kontrol eden siyasi iktidar, rahatça at oynatabiliyor. Hatta Çalışma Bakanı çıkıp sendikacıların kendisine “8 bin liranın çok üzerine çıkmayın” dediğini söyleyebiliyor. Aynı iktidar, meydanı boş bulduğu için grevleri yasaklayabiliyor.
Asgari ücretin Türkiye’de ortalama ücret haline geldiği ve hayat pahalılığının artarak sürdüğü koşullarda, bu yıl da yeni bir eylem dalgasının yaşanması ihtimali yüksektir. Dolayısıyla geçen yılki eylemlere ilişkin yaptığımız tespitler önümüzdeki yıl için de geçerlidir. Diğer taraftan baskı ve yasakların daha da artacağı bir yıla girmiş bulunuyoruz. Zira önümüzde bir seçim var; siyasi iktidarın manipülasyonla, algı oyunlarıyla yapamadığını baskı ve korkutmayla yapmaya çalışacağını bilmek gerekiyor. Bu uyarıyı yapıyoruz, çünkü işçiler uyanık ve örgütlü olurlarsa bilinç bulandırıcı hamlelere inanmaz, korkmaz ve oyunları bozarlar. Demokratik hakların gasp edildiği bir ülkede ekonomik ve sosyal haklar da tırpanlanır. Türkiye işçi sınıfı ekonomik haklarıyla birlikte demokratik haklarına sahip çıkmak için de mücadele etmek zorundadır!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Olur Kardeşim Olur!
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 198. Sayı Çıktı!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Sınır Tanımayan Irmaklar Gibi
- İşçinin Değeri Yok mu?
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- Sınıf Olarak Birleşelim, Yoksulluğa ve Sömürüye Hayır Diyelim!
- İşçi Dayanışması 197. Sayı Çıktı!
- Esirler Dünyasına Özgürlük Çağrısı: Enternasyonal!
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Hangi Milliyetten Değil Hangi Sınıftan Olduğundur Önemli Olan
Son Eklenenler
- İngiltere’de 100 binin üzerinde insan Filistin halkıyla dayanışmasını göstermek ve emperyalist savaşa hayır demek için 2 Kasımda yeniden meydanlara çıktı. Başkent Londra’da 21. kez düzenlenen ulusal eylem gününde on binler hükümet binalarının...
- İspanya’da 29 Ekim Salı günü yaşanan sel felaketinde can kaybı 250’ye ulaştı. İspanya’nın doğusundaki Valencia bölgesinde etkili olan aşırı yağışlardan sonra meydana gelen sel felaketi büyük bir yıkıma neden oldu. Kurtarma ekipleri felaketten...
- Sevgili işçi kardeşlerim, yazının başlığı mücadele örgütümüzün ve işçi sınıfının çalışkan evlatlarından kadim bir dostuma aittir. Bir Afrika atasözü “aslanlar kendi tarihlerini yazana kadar, av hikâyeleri her zaman avcıların kahramanlığını...
- Genel-İş Sendikası İstanbul Anadolu Yakası 4 No’lu Şube ile Kartal Belediyesi yönetimini temsil eden SODEMSEN arasında yürüyen görüşmelerden olumlu bir sonuç alınamaması üzerine Kartal Belediyesi işçileri 30 Ekimde greve çıkmıştı. Belediye...
- Sendikaya üye olan işçilerin önüne çok çeşitli engeller çıkartılıyor. Sendikanın örgütlendiği işyerinde toplu sözleşme yapma yetkisi alması için hem işkolu hem de işletme barajlarını aşması ve Çalışma Bakanlığından çoğunluğu sağladığına dair yetki...
- Tarkett işçileri 18 Eylülden bu yana grevlerini sürdürüyorlar. Taleplerini, mücadelelerinin nasıl başladığını, grevlerini şöyle anlatıyorlar:
- Ücretlerini arttırmak, sendikalaşmak, ücret gaspına dur demek için çeşitli sektörlerden işçiler grev ve direnişlerini sürdürürken her geçen gün bunlara yenileri ekleniyor. Kartal Belediyesi işçileri Toplu İş Sözleşmesi (TİS) masasında anlaşma...
- Dünya İşçi Sınıfının Yoksulluğa, Hak Gasplarına ve Emperyalist Savaşa Karşı Mücadelesi Devam Ediyor!Dünyanın dört bir yanında farklı sektörlerden on binlerce işçi ve emekçi artan yoksullaşmaya, hak gasplarına ve emperyalist savaşlara karşı mücadeleyi büyütmeye devam ediyor. Baskı ve tehditlere boyun eğmeyen işçiler, grevlerle, kitlesel eylemlerle...
- İşçi Dayanışması’nda her vesileyle vurguladığımız gibi kapitalizmde iki temel sınıf var. Yaşam biçimi, düşünme tarzı, çıkarları, hayattan beklentileri farklı olan iki sınıf: İşçi sınıfı ve sermaye sınıfı. Bu nedenle her kavram hangi sınıftan...
- 28 Ekim 2014’te Ermenek’te 18 madenci katledildi. Ermenek katliamı, ekmek kavgası uğruna yerin yüzlerce metre altına inen sarı baretlilerin yaşamdan koparıldığı ne ilk katliamdı ne de son olacaktı. Aynı yıl 13 Mayısta Türkiye tarihinin en büyük...
- Son günlerde de Polonez işçisi kadınların direnişlerini hayranlıkla ve umutla takip ediyorum. Uzun zamandır “grevlerde kadınlar nasıl tepki veriyor” diye kadın ağırlıklı grevleri dikkatle izliyorum. Sizlere de bu merakımdan dolayı karşıma tesadüfen...
- Bu sistemde kâğıt üzerinde herkesin özgür olduğu söylenir, herkesin eşit özgürlükleri varmış gibi sunulur. Ancak gerçeklik başkadır. Gerçeği algılamak için uyanık ve sınıf bilinçli olmak, “hangi sınıfın özgürlüğü?”, “ne çeşit bir özgürlük?” gibi...
- Adana’da SASA-PTA Üretim Tesisi Şantiyesinde çalışan işçilerin Yapı Yol-İş Sendikasıyla birlikte ücret gaspına karşı başlattıkları direniş kazanımla sonuçlandı. Karşıyaka Belediyesi Kent AŞ işçileri, belediye önünde eylem yaparak ücretlerinin...