Buradasınız
Zeytin Ağacına Bile Düşmanlar!
Mersin’den bir emekçi

Siyasi iktidar zeytinlikleri yok edecek yeni bir torba yasayı Meclise sundu ve Temmuz sonuna kadar yürürlüğe sokmaya hazırlanıyor. Torba yasanın getirdiklerine baktığımızda anlaşılıyor ki enerji ve madencilik faaliyetleri için ormanlar, tarım arazileri, sit alanları, otlaklar ve zeytinlikler sınırsızca sermayeye peşkeş çekilecek! Nâzım Usta’nın dediği gibi “akarsuyun, meyve çağında ağacın, serpilip gelişen hayatın düşmanları” doğayı talan etmekte sınır tanımıyorlar.
Televizyonlarda “yatırım, kalkınma, memleket için” denilerek pazarlanan süper talan yasasına göre zeytinlik alanlar madencilik faaliyeti için kamulaştırılabilecek. Maden sahalarındaki ormanlık alanlar, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne (MAPEG) devredilerek madencilik faaliyetlerine açılacak. Maden şirketleri, Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporunu beklemeden teşvik, onay ve ruhsat için başvurabilecek, izin süreçleri hızlandırılacak ve 4 ayla sınırlandırılacak. Başında Cumhurbaşkanı Yardımcısının olduğu bir kurul oluşturulacak ve bu kurul, “stratejik” ya da “kritik” sayılan madenlere izin verecek, gerekirse “acele kamulaştırma” yapabilecek. Hatta bazı madenler için diğer kurumlar izin vermese bile kurul “olur” diyebilecek.
Bunun anlamı talanın hızlandırılması ve garanti altına alınmasıdır! Atılan bütün adımlar, patronların önündeki taşları, irili ufaklı dikenleri temizlemek içindir. Ama iktidar sözcüleri bu talanı hafifletmek için meseleyi zeytin ağaçlarının sökülüp başka yere dikilmesinden ibaretmiş gibi anlatıyorlar. Oysa cümle âlem biliyor ki zeytin ağacını taşımak onu öldürmek demektir ama tek mesele bu da değil! Zeytinliklerin yok edilmesi demek köylülerin geçim kaynaklarının ortadan kalkması, kültürlerinin, hatıralarının yok olması, zeytinliklerin bulunduğu habitat içindeki bütün canlıların, bitkilerin yok olması demektir! Ormanların yok edilmesi demek nefes borularımızın kesilmesi demektir. Velhasıl siyasi iktidar patronların kârı için toprağı zehirlemeyi, dereleri kurutmayı, kuşu böceği öldürmeyi farz edinmiştir!
Bu düzen, emeğimizi, doğamızı “yatırım” diyerek şirketlerin kasasının dolması uğruna yağmalıyor. Patronlar gücünü sessizliğimizden alıyor. O yüzden, güçlü olmak için birleşmekten, saldırılara birlikte karşı durmaktan başka yol yok.
Emekçi Kadınlar ve Barış
- Everest’e Tırmanmak da Sınıfsal!
- Filler, Karıncalar ve Kıssadan Hisse
- “Bu Sene Hiç Kiraz Yediniz mi?”
- Aşçı ya da Doktor… Çocuklarımız Ezilmekten Nasıl Kurtulur?
- Söyleyecek Sözümüz, Verecek Hesapları Olmalı
- Gazze ve İnsanlığın Onur Mücadelesi
- Bizi Güçlü Kılan Birlik ve Dayanışmadır!
- Emekten Yana Bir Bilim İnsanı: Alice Hamilton
- Kölelerin İsyanı, Ücretli Kölelerin Gücü
- İşçi Dayanışması 208. Sayı Çıktı!
- Brecht ve İşçiler İçin Sanat
- Örgütlü Olamayan Ucuz İşgücü Olur
- Komşunun Evi Yanarken…
- İşçi Gençlik Patronların Kölesi Olmayacak
- On Depo Benzin İle Ölçülen Emek
- Yaşadığımız Çağın Sorumluluğunu Almak, Guido Gibi Olmak!
- “Greve Çıktık, Elimize Ne Geçti?”
- Sağlıksız Bir Sağlık Anlayışı
- Kim Bu Herkes?
- Zeytin Ağacına Bile Düşmanlar!
Son Eklenenler
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...