Buradasınız
ABD’de Polis Terörü Devam Ediyor
Kartal’dan bir işçi

ABD’de polis terörü ve buna karşı protestolar dinmiyor. Nisan ayında Maryland eyaletinin Baltimore kentinde 25 yaşındaki siyahî bir genç olan Freddie Gray, şiddet uygulanarak gözaltına alındı. O anda nükseden astım rahatsızlığı dikkate alınmadı. Zorla polis aracına alındı. Bir müddet sonra rahatsızlığının ciddi boyutta olduğu anlaşıldığında hastaneye kaldırıldı. Omuriliği ağır bir şekilde zedelenen Gray bir hafta sonra 19 Nisanda öldü. Gray’in cenaze töreninde bir araya gelen öfkeli kalabalığın içinde bulunan ırkçılık karşıtı mücadelenin önemli isimlerinden papaz Jesse Jackson, Gray’in ölümünün toplumsal eşitsizliğin, siyahîlerin ikinci sınıf görülmesinin, ırkçılığın ve polis şiddetinin sonucu olduğuna dikkat çekti. Adalet yerine gelene kadar eylemlere devam etmek üzere sokaklarda protesto gösterileri yapma kararı alındı.
Göstericilerin bu haklı talebini polisin engellemesi sonucunda Baltimore sokakları savaş alanına döndü. Öfkeli göstericiler polis şiddetiyle engellenemeyince bu defa sokağa çıkma yasağı konuldu. Sokağa çıkma yasağına rağmen eylemciler günlerce protestolara devam ettiler. Haksızlığa, şiddete uğrayan, bu haksızlığa karşı çıktıkları için cezalandırılan insanların öfkesi giderek büyüdü. Gösterilerde Adliye binasından ABD bayrağı indirilip yerine siyah-beyaz bayrak çekildi. Biber gazıyla saldıran polislere tuğlalarla cevap verildi. Şehirde göstericileri bastırmak için polis yığınağı oluşturuldu. Polisin yanı sıra 5 bin yedek kuvvet ve ABD ordusundan ulusal muhafızlar da Baltimore caddelerini işgal ederek gözdağı vermeye çalıştı. Onlarca gösterici gözaltına alındı. Polisin gösterileri engellemek için giriştiği saldırılara karşı polis araçları ateşe verildi, bazılarının camları kırıldı. Eylemler sırasında her zamanki gibi, polis terörünü görmezden gelip eylemcilerin cam kırmasını öne çıkaran medyaya da öfke büyüktü. Acılı ve öfkeli göstericiler bazı bölgelerde “medya, kırık camlar yerine kırık kemiklerin peşine düş” sloganları attı.
Göstericiler polisin siyahlara yönelik şiddet ve vahşetinin durdurulmasını talep ettiler. Gösteriler sadece Baltimore’la sınırlı kalmadı. New York, Boston ve Washington’da da, bir yıl önce, aylarca benzer eylemlere sahne olan Ferguson’da da eylemciler Gray’in polis tarafından katledilmesini protesto etti. Gösterilere katılanlar üzerinde “siyahların hayatı da değerlidir” yazan tişörtler giydiler.
Amerika’da polis terörü devam ediyor. Irkçı polisler yetkilerini siyahîlere şiddet uygulamakta kullanıyor, haksız uygulamalara tepki gösteren siyahîleri katletmekten çekinmiyorlar. ABD’de her yıl yüzlerce siyahî, ırkçı polisler tarafından çeşitli bahanelerle katlediliyor. 2010-2014 yılları arasında sadece 31 kişi Baltimore’da olmak üzere Maryland eyaletinde 109 kişi polisler tarafından katledildi. Bu 109 infaz olayında katil polislerin sadece ikisi yargılandı. Siyahların öfkesi giderek büyüyor ve polisin bu tür vahşi uygulamalarına karşı protestolar patlak veriyor; başladığı yerde de durmuyor neredeyse ülke çapına yayılıyor. Geçtiğimiz yıl Ferguson’da silahsız bir genç polis tarafından vurulmuş protestolar aylarca devam etmişti.
Bugüne kadar polislerin yaptıkları yanlarına kâr kaldı. Çoğu en fazla bir süre görevden uzaklaştırılma “cezası” aldı. Beyaz Saray’ın önüne kadar taşan protestolardan sonra Başkan Obama, kerhen de olsa bu sefer protestocuların gazını almak için yargı sisteminin düzeltilmesi gerektiğine dair birkaç cümle etmek zorunda kaldı. Göstericilerin eylemlerini kararlılıkla sürdürmesi, eylemin giderek büyüme ihtimalinin ortaya çıkması üzerine hızla çark eden Yargı, kasten adam yaralama ve öldürme suçundan 6 polisi tutuklama kararı aldı.
Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Türkiye’de de polis terörü can almaya devam ediyor. Türkiye’de her yıl polis terörü onlarca genci, işçiyi, Kürdü herhangi bir “gerekçeyle” katlediyor. Katiller ya yargılanmıyor ya da göstermelik yargılamalar sahneye konuluyor. Sorumlular görevlerinden uzaklaştırılmıyor, hiçbir ceza verilmiyor, hatta bazen ödüllendiriliyorlar. Yasalar katledilenleri değil; aksine şiddet uygulayan, katleden polisleri, sermaye sınıfını koruyor. Kitlelerden ses seda gelmediğinde katledilenler suçlu ilan edilebiliyor. Ama ezilenler baş kaldırıp isyan ettiklerinde durum değişiyor, sorumlular hesap vermek zorunda kalıyor.
Irkçılığın da polis terörünün de müsebbibi yaşadığımız kapitalist düzendir. İşçi kitlelerinin örgütlü öfkesiyle, örgütlü mücadelesiyle insanları katleden bu sistemden kurtulmak mümkün! Bu yüzden, daha iyi bir dünya kurmak için örgütlü mücadeleyi büyütmek gerekiyor.
1 Mayıs Coşkusunu Gebze’de Yaşadık!
- İsrail’de Yüz Binler Haykırdı: Savaşı Durdurun!
- ABD’li Emekçiler Filistin Halkının Yanında!
- Sırbistan’da Öğrenciler Hesap Sormaya Devam Ediyor!
- Dünya İşçi Sınıfı Filistin Halkının Yanında, Emperyalist Savaşın Karşısında!
- İşçiler Kemer Sıkma Politikalarına, Düşük Ücretlere ve Baskılara Karşı Mücadele Ediyor
- İngiltereli Emekçiler Filistin Halkı için 30. Kez Meydanlarda!
- Dünya Meydanlarında “Gazze’yi Aç Bırakmaya Son Verin!” Eylemleri
- İngiltereli Emekçiler Filistin Halkıyla Dayanışmaya, Protesto Hakkına Sahip Çıkmaya Devam Ediyor
- Dünya İşçi Sınıfı “Mücadeleye Devam” Diyor
- İspanya’da Metal İşçilerinin Grevi Bitti, Mücadele Devam Ediyor
- Hindistan’da 250 Milyon İşçi ve Emekçi: Boyun Eğmiyoruz!
- ABD’de Trump’a ve Otoriterleşmeye Karşı Öfke Büyüyor
- Kenya’da İşçilerin ve Emekçi Gençliğin Yükselen Mücadelesi
- İspanya’da Metal İşçileri Grevde
- Dünya Meydanlarında Emperyalist Savaşa Hayır Sesleri Yükseliyor
- İtalya’da Savaşa Karşı Genel Grev ve Protesto
- Dünya Meydanlarında Milyonların Sesi
- Filistinli İşçi ve Emekçilerle Uluslararası Dayanışma Büyüyor
- ABD’de Göçmen Karşıtlığına Karşı Protestolar Devam Ediyor
- İngiltere’de İşçiler Kemer Sıkma ve Savaş Politikalarına Karşı Meydanlarda
Son Eklenenler
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...