Buradasınız
Akkardan İşçilerinden Dayanışma Çağrısı!
Direnişteki Akkardan İşçileri
Akkardan fabrikasında işten atılan işçilerin, işe geri dönme talebiyle başlattıkları direniş sürüyor. Krizin faturasını ödemek istemeyen Akkardan işçileri, başlattıkları örnek direnişle hâlihazırda diğer işçileri de bekleyen işten atmalara karşı ne yapılması gerektiğini göstermiş bulunuyorlar. Bu direnişin başarıya ulaşması, mücadele eden ve mücadele yolunda olan işçilere moral verecektir. Akkardan direnişçileri, yaptıkları bir yazılı açıklama ile sınıf örgütlerinden ve sınıf kardeşlerinden destek ve dayanışma talebinde bulundular. Akkardan işçilerinin çağrısını aşağıda yayınlıyoruz. UİD-DER olarak, Akkardan direnişine başından bu yana destek vermekteyiz ve bundan sonraki süreçte de destek vermeye devam edeceğiz.
Basına ve Kamuoyuna
Bizler, Gebze’de bulunan Akkardan Sanayi ve Ticaret A.Ş.’de çalışırken, 26 Ocak 2010 tarihinde işten atıldık. Ama evlerimizin yolunu tutmayarak işimiz ve çocuklarımızın geleceği için fabrika önünde direnişe başladık. Sizleri, direniş sürecimiz hakkında kısaca bilgilendirmek istiyoruz.
Ekonomik kriz bahane edilerek 2009 Şubat ayından itibaren işyerimizde “kısa çalışma ödeneği” uygulaması başlatılmıştı. Hiçbir arkadaşımızın işini kaybetmemesi şartıyla ve sendikamız Birleşik Metal İş’in yönlendirmesiyle bunu kabul etmiştik. Kriz gerekçesiyle işyerimizde “kısa çalışma” uygulaması iki dönem halinde, bir yıl uygulandı. 2010 Şubat ayı sonunda bu uygulama son bulacaktı ki, hemen öncesinde ücretli izne çıkartıldık. İşveren verdiği sözleri tutmadı. Şubat sonu itibariyle 97’si üretim bölümünde, 12’si ise idari bölümde olmak üzere 109 işçi işten atıldı.
Bizleri bir aylık ücretli izne çıkaran işveren, izine çıkmamızın ilk gününde işten atıldığımıza dair tebligatları noter kanalıyla evlerimize yolladı. İşverenin amacı hem birbirimizle hem de fabrikada çalışan işçi arkadaşlarımızla bağ kurmamızı engellemekti. Bu şekilde direnişi engelleyeceğini düşünüyordu. Ama bizler, bu oldu-bittiye, patronun saldırısına ve oyunlarına boyun eğmedik! En doğal hakkımız olan çalışma hakkımızı savunmak için direnmeye karar verdik. Hemen bir araya gelip komitelerimizi oluşturduk ve fabrika önünde direnişe başladık.
Yapılan bu saldırıların bizim işyerimizle sınırlı olmadığının ve olmayacağının bilincindeydik. Nitekim yanı başımızda, bizim de üyesi olduğumuz Birleşik Metal-İş’e üye Isuzu fabrikasında çalışan 220 işçi işten atıldı. Ne yazık ki, Isuzu işçileri patronun saldırısına hazırlıksız yakalanmışlardı. Sendikalı olmalarına rağmen, bir taban örgütlülükleri olmadığı için patronun saldırısına hiçbir tepki veremediler.
Biz işçiler çok yönlü bir saldırı ile karşı karşıyayız: Patronların düzeninin yol açtığı krizin faturası işçilere kesiliyor. Oysa patronlar kriz öncesinde, “biz bir aileyiz”, “aynı gemideyiz” diyerek gece gündüz çalıştırdılar bizleri. Sırtımızdan kârlarına kâr kattılar. Şimdi ise bizleri gemiden atıyorlar. Patronlar bizleri işten atarak işsizliğe, ailelerimizi açlık ve sefalete itiyorlar.
Biz direnişçi işçiler için asıl acı olan, sendikalarımızın bu saldırılar karşısında korkakça davranmasıdır. Sendikalarımız ne işçilerin mücadelesine önderlik ediyorlar ne de kendilerinin dışında gelişen direnişleri yeterince sahipleniyorlar. Sendikaların başında bulunanlar, sendikalarımızı sınıfımızın mücadele örgütü olmaktan çıkartmış bulunuyorlar. Sendikalarımızı uzlaşmacı, işbirlikçi örgütler haline getiriyorlar. Patronlar işçileri işten atıyor, sendikacılar ise patronların bu saldırısına gerekçe üretiyorlar. İşten atmalara karşı mücadele örgütlemedikleri gibi, taban örgütlerini kurarak mücadeleye başlayan işçilere de köstek oluyorlar. Ama artık yeter, bizler sendika yöneticilerinin ağzından patronların duymak istedikleri şeyleri duymak istemiyoruz.
Hiçbir patron, yüksek kârlar elde ettiği yıllar boyunca bizlere fazladan ödeme yapmadı. Şimdi ise sözde zararlarını bizim sırtımıza yıkmaya hakları yok. 2003’te Akkardan fabrikasını Sabancı Holding’den satın alan şimdiki işveren, sırtımızdan kazandıklarıyla 2008 yılında da Bossa’yı satın aldı. Şimdi ise, utanmadan karşımıza geçmiş kriz var diyor, bizleri işsizliğe ve açlığa itiyor.
“Kısa çalışma ödeneği” kullanan patronlar, şimdi bizleri işten atıyorlar. Yeni işe alacakları işçileri daha düşük ücretlerle çalıştırmak istiyorlar. Düşük ücretleri, güvencesiz çalışmayı, yoğun fazla mesaileri dayatmak için işsizlik sopasını kullanıyorlar.
İşten atmalar devam ediyor. Patronların saldırısının amacı aynı zamanda işyerlerindeki sendikal örgütlülüğümüzü tasfiye etmektir. İşten atılmayı beklemeden mücadele etmek için hazırlıklara girişmeliyiz. Krizi kendileri için bir fırsata çevirmeye çalışan patronlara karşı tek vücut olmalıyız. Bu saldırılara kararlı bir şekilde, inançla karşı durmalı ve mücadele yürütmeliyiz. Tüm sendikalarımızı göreve çağırıyoruz. Gün birlik olma günüdür. Gün sınıf dayanışmasını örgütleme günüdür. Ancak bu şekilde krizin faturasını reddedebiliriz.
Bizler Akkardan işçileri olarak, başlattığımız direnişimizi ilk günkü kararlılığımızla sürdürmekteyiz. Sendikamız Birleşik Metal-İş bu süreçte işverenle çeşitli görüşmeler yaptı. Henüz mücadelemizde bir çözüme ulaşamadık. Gelinen noktada, direnişçi işçiler olarak belirlediğimiz taleplerimizi sendikamıza ilettik ve işverenle görüşmelerin bu talepler çerçevesinde sürdürülmesini istedik. Patron henüz taleplerimizi kabul etmiş değil. Taleplerimiz kabul edilinceye kadar, direnişimizi sürdürmekte kararlıyız. Biz Akkardan işçileri, bu temelde devam eden direnişimize sizlerin de aktif desteğinizi bekliyoruz.
Yaşasın Akkardan Direnişimiz!
Yaşasın Sınıf Dayanışması!
Krizin Faturası Patronlara!
- Tütün, Tekstil, Maden İşçileri Mücadeleye Devam Ediyor
- İzmir’de Sunel Tütün İşçileri Greve Çıktı
- Temel Conta İşçilerinin Grevi Devam Ediyor
- Urfa’dan Trabzon’a, İnşaattan Enerjiye İşçiler Mücadele Ediyor
- Chinatool ve Green Transfo Grevlerinde Anlaşma Sağlandı
- Antep’te Tekstil İşçilerinin Düşük Zamlara Karşı Mücadelesi Sürüyor
- Chinatool Otomotiv İşçileri Greve Çıktı
- Antep’te Tekstil İşçileri Düşük Zamlara Karşı Mücadele Ediyor
- Kaynak Tekniği İşçileri Grevde
- Yolbulan Metal İşçileri Eylemlerine Devam Ediyor
- GE Grid Solutions Grevinde Anlaşma Sağlandı
- Schneider Elektrik’te Anlaşma Sağlandı
- Genel-İş Üyesi İZBB İşçileri İş Bıraktı
- Her Yer Bizim Düzenimiz Olsun Diye
- Direnişçi Polonez İşçileri: “Direne Direne Kazandık!”
- Polonez Direnişçisi: “Biz Başardık, Şimdi Hep Birlikte Başaralım!”
- Betek Boya’da İşten Atma Saldırısı
- Green Transfo’da Grev Başladı
- İşçilerin Grev-Direniş Rehberi
- İşçiler “146+Bir Polonez” Belgeselinin Galasında Buluştu
Son Eklenenler
- İşçi sınıfının haklarına yönelik saldırılar artarak devam ediyor. Sendikasız işyerlerinde verilen maaşlar bir ev kirasını karşılamıyor. Sendikalı ve çalışma koşullarının görece biraz daha iyi olduğu işyerlerinde ise patronlar işçilerin mücadele...
- Emekçi kadınlar olarak işyerlerimizde, hayatın her alanında çeşitli sorunlar yaşıyoruz. İşçi anneler olarak yaşadığımız en temel sorunlardan biri kreş sorunumuz mesela. Çocuklarımız hasta olursa ya da kreş kapalı olursa ne yapacağız, onları kime...
- Unutmak ve hatırlamak… Unutmakla hatırlamak birbirinin zıddıdır, biri varsa öbürü olamaz. Niye unutulur, niye hatırlanır; neler unutulur, neler hatırlanır? Bugün yaşananlar yalnızca bugünle ilgili olamaz; dün, bugün ve yarın birbirleriyle bağlıdır....
- Kuşaktan kuşağa aktarılan 8 Mart mirası, bugün bizim ellerimizde. Bu miras bize işçi sınıfının ve emekçi kadınların tüm sorunlarının çözümünün birlik ve mücadele olduğunu gösteriyor. Engellerin mücadeleyle aşılacağını gösteriyor. Bugünün mücadeleci...
- 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, biz emekçi kadınların, işçi sınıfımızın günü…160 yıldan daha uzun bir geçmişe sahip güçlü bir gelenek… Emekçi kadınların ve işçi sınıfının uzun yıllara dayanan, ülkelere, kıtalara yayılan mücadelesinin bir ürünü,...
- Gürcistan’da madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait tesislerde çalışan işçiler ve bölge halkı 28 Şubattan bu yana ayakta. Georgian Manganese, Zestaponi ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeninde üretimin Kasım 2024 ve Nisan 2025 arasında...
- Hepimizin şahit olduğu bir gerçektir: Bu topraklarda muhalif olmanın, egemen sınıfın zulmüne karşı çıkmanın bedelleri var. Egemenler, toplumu kendi çıkarlarına göre yönlendirmek, hayatın olağan akışının böyle olduğuna ikna etmek, direnç gösterenleri...
- Biz 173 gün direnerek patronu dize getiren bir grup Polonez işçisiyiz. Direnişimiz boyunca yanımızda olan UİD-DER, bizleri sonrasında da yalnız bırakmadı. Biz de bu ailenin parçası olduk, UİD-DER saflarına katıldık. Direnişin ardından UİD-DER’in...
- Dünya ve Türkiye’deki tüm gelişmeler, tarihsel olarak kaotik bir dönemden geçtiğimizi gösteriyor. Yaşamları, geçimleri iyice zorlaşan işçi ve emekçiler, haliyle olan biteni, gidişatı anlamakta zorlanıyorlar. Kendilerini ve evlatlarını nasıl bir...
- İzmir’de Sunel Tütün ve Oryantal Tütün Paketleme işçilerinin ardından TTL Tütün işçileri de 3 Martta greve başladı. Antep Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde Şubat ayında düşük zam dayatmasına karşı başlayan eylemler tüm baskılara rağmen devam...
- İster farkında olalım ister olmayalım, gerçek şudur: Karşı karşıya olduğumuz tüm toplumsal sorunların, yaşadığımız acıların, ödediğimiz ağır bedellerin kaynağında artık yıkılması gerektiği halde hüküm sürmeye devam eden kapitalist sömürü düzeni var.
- Posamız çıkana kadar çalışıyor ama yeterince uyumaya vakit bulamıyoruz. En çok uykuya hasret kalanlar biz işçileriz. Fabrikalarda, işyerlerinde gecemiz gündüzümüze karışırken dinlenmeye ayırmamız gereken zamanı da daha fazla çalışmak için harcıyoruz...
- Yunanistan’da 57 kişinin öldüğü Tembi tren kazasının üzerinden iki yıl geçti. 28 Şubat 2023 gecesi gerçekleşen felaketten bu yana Yunanistanlı işçi ve emekçiler kararlı bir şekilde hesap sormaya devam ediyorlar. Miçotakis hükümeti sorumluluğunu...