Buradasınız
Akse Sapağında Bültenimizi İşçi Dostlarımızla Paylaştık
UİD-DER üyesi bir kadın metal işçisi
Bugün yine UİD-DER’li işçiler olarak bülten dağıtımı için sabahın 6’sında kalkıp düştük yollara. Kimimiz işsiz, kimimiz iş bekleyenken, kimimiz de dağıtımdan sonra işyerlerimizin yolunu tutacaktık geç kalmadan.
Bültenimizin yeni sayısını işçi kaleminden işçi eline, gözüne kulağına ulaştırmak için Akse Sapağı durağına gittik. Çok fazla zaman kaybetmeden, hemen bültenlerimizi hazırlayıp durakta bekleyen işçi dostlarımıza yöneldik. Bültenimizi bizim dağıtımlarımız sayesinde takip edenler vardı. Önceki sayılardan bilgileri olduğu anlaşılıyordu. Onlar gelip yeni sayımızı istediler ve bizlere direnişte olan işçilerin durumlarını sordular. Akkardan işçilerinin direnişini bültenimizden öğrendiğini söyledi bir işçi. Akkardan direnişçisi işçilerin son durumu hakkında bilgi verdim ve bültenimize yazmış oldukları basın açıklamasını okumalarını önerdim.
Bir diğer işçi kardeşimle sohbet etmeye başladık. Konuştuğum işçi Bilim İlaç’ta çalışıyormuş ve dediğine göre patronu “çok iyi” imiş. Ona her türlü yardımda bulunuyormuş. İçimden “Ah benim çaresizliğini söyleyemeyen kardeşim!” dedim, “Senin patron kaç kere evinin kapısını çalıp sağlık durumun nasıl diye sordu!” diye sorasım geldi. Sordum ve yanıtını alamadım. Bu işçi arkadaşım bizden farklı kaygılar taşımıyordu. İçinden geçen her şeyi paylaşmıyordu. Fakat içinde bulunduğu durumdan şikâyetçi olduğu her halinden belli idi. Sohbet ettikçe haklısınız demeye başladı. Derken servis gelmiş ve sohbetimiz bölünmüştü. Giderken İşçi Dayanışması’nı eline uzattığımda, o çok sevdiği patronunun bültenle işyeri kapısından girerse ona bir daha iyi davranmayacağını düşünmüş olmalı! Elbette yanlış anlaşılmasın, işçi arkadaşımı suçlamıyorum. Ama o arkadaşımı o hale getirenlere içimden binlercesini saydım, saydım, saydım.
UNİLEVER’de çalışan bir başka işçi kardeşime yöneldim. Elinde futbol gazetesi vardı. Ben yaklaşınca katlayıp elini aşağı doğru çekti. Hangi koşullarda çalıştığını sordum.12 saat çalıştığını, sürekli yorgunluk yaşadığını, fakat 12 saatin sonunda da yaklaşık olarak 2500 ilâ 3000 TL aldığını söyledi. Bu koşullardan memnun olup olmadığını sordum. Aldığım cevap “Türkiye koşullarında iyi bir ücret, benim bu işe ihtiyacım var” oldu. Elbette ihtiyacı olduğu için çalışıyor fakat şunu eklemeyi de unutmuyor, “Gece gündüz dinlenmeden çalışıyorum ve kendime zaman ayıramıyorum!”.
Bizler bu eziyetli çalışma koşularına karşı durmazsak, patronlar sınıfı bizim zamanımızdan daha çok şeyler çalacak; sağlık gibi, insanlık gibi, sosyallik gibi. Dostlar, adaleti sağlamak için biz işçiler sınıf olarak harekete geçmeliyiz. Çünkü önümüzde koca bir gerçek var: Dünyaya barış ve adalet ancak işçilerle gelecek.
30 Maden İşçisinin Sözü
Son Eklenenler
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...