Buradasınız
Asgari Ücretle Asgari Yaşam Süren Milyonlar
Gebze’den bir kadın işçi

Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2016 yılı Ocak ayı itibariyle geçerli olacak asgari ücreti belirlemek üzere ilk toplantısını gerçekleştirdi. Toplantıda, Çalışma Bakanı Süleyman Soylu tarafından 1 Kasım seçimlerinde AKP’nin asgari ücretin 1300 lira olacağı vaadinin tüm yılı kapsayacağı, Temmuz ayında ikinci bir zam yapılmayacağı açıklandı. İşçileri temsilen Türk-İş, işverenleri temsilen TİSK bürokratlarının katıldığı toplantıda, önümüzdeki günlerde işçi haklarına yönelik saldırıların artacağının sinyalleri verildi.
İşçileri bir yük hayvanı olarak gören ve sırtımızdan inmeyen sermayedarlar ve temsilcileri, asgari ücrete yapılacak zammın kendilerine büyük bir yük oluşturacağını söylediler. Asgari ücrete yapılacak 300 liralık zammın işsizliğin artmasına, enflasyonun yükselmesine, ihracatın azalmasına ve büyümenin gerilemesine neden olacağını iddia ettiler. 2023, 2071 gibi uzun vadeli hedefleri olan sermayenin has partisi AKP’den, kendilerinden kesilen sigorta primlerini azaltmasını, enflasyonun üzerinde kalacak zam tutarının işsizlik sigortasından karşılanmasını, kıdem tazminatı yükünün azaltılmasını istediler. Asgari ücretin hayatın pek çok alanını etkilediğini belirttiler. Bu zamla ortaya çıkacak sorunların istihdamı azaltarak kayıt dışı ekonomiyi büyüteceğini ve üretimin bir kısmının yurtdışına kaymasına neden olacağını belirterek işçileri tehdit ettiler.
Asgari ücretin hayatın pek çok alanını belirlediği doğrudur. SGK verilerine göre, Türkiye’de 12 milyon işçi özel sektörde ve sendikasız bir şekilde çalışıyor. Bu rakamın %40’ı yani 5 milyonu asgari ücretle çalışan işçiler. Kalan milyonlarca işçi ise asgari ücretin biraz üzerinde bir ücret alıyor. Asgari ücretin düzeyi, milyonlarca işçinin aldığı ücreti ve toplu iş sözleşmeleri de büyük ölçüde etkilediğinden milyonlarca işçinin hayatı komisyondan çıkacak kararla belirleniyor.
Yıllardır “istikrarlı” bir şekilde açlık sınırının altında bırakılan asgari ücretle bu yıl da milyonlarca işçi asgari bir yaşama mahkûm ediliyor. Beslenmeden barınmaya, giyimden ulaşıma, eğitimden sağlığa en temel ihtiyaçların dahi karşılanamadığı bir yaşam. Gece gündüz mesailere kalarak, ek işler yapılarak yetmeyenin yettirilmeye çalışıldığı bir yaşam. Gebze gibi bir işçi kentinde en temel gıda olan ekmeğe gelen zam %25. Dört kişilik bir işçi ailesi her gün evine 4 ekmek alsa, ayda 120 lira yerine 150 lira ödemek durumunda kalıyor. Sadece ekmeğe gelen zam mutfağımızdan 30 ekmeği çalıp götürüyor. Buna bir de kira, elektrik, su, doğalgaz ve ulaşım harcamalarını eklersek, işçilerin kazancı eriyip gidiyor.
Dünyadaki bütün güzellikleri üreten, var eden bizleriz. Demiri, çeliği büken biz, metale, plastiğe şekil veren biz, binaları gök kubbeye yükselten bizleriz. Her şeyi üreten ama ürettiklerimize sahip olmayan da bizleriz. Patronların belirlediği ücretler bizleri her şeyden kıstığımız asgari bir hayatı yaşamaya mahkûm ediyor. Bize dayatılan bu hayatı kabul edecek miyiz? Kendimizin, evlatlarımızın her şeyden mahrum kaldığı bir hayata boyun eğecek miyiz? Asgari ücretle çalışan milyonlarca işçi var. Yeni yapılacak zam yüksek görünse de sendikalı-sendikasız, taşeron-kadrolu tüm işçilerin ücreti, asgari ücret düzeyinde sabitlenecek. Oysa bizler birleşirsek gerçek ihtiyaçlarımızı karşılayabileceğimiz bir ücreti elde edebiliriz. İşsizlik Sigortası Fonunun ve kıdem tazminatının patronlar tarafından yağmalanmasını durdurabiliriz. Unutmayalım işçi kardeşler; onlar bir avuç, biz milyonlarız!
Elektrik Faturasındaki Soygun
- Dünya İşçilerinin Jones Ana’sı
- Madenlerden Denizlere Sermayenin Kâr Hırsı Can Alıyor
- Filistin ve Ortadoğu’da Emperyalist Savaş Yangını Devam Ediyor
- Kapitalizmde Çocuklarımızın Hakları Var mı?
- Netaş: Yasaklara Rağmen Başarıya Ulaşan Grev!
- Bütçe Holdinglere Akıyor, Holdingler Savaştan Besleniyor!
- Maden Ruhsatsız, Göçmen Sahipsiz!
- Milyonlar Meydanlarda Filistin Halkıyla Dayanışmayı Büyütüyor
- Emperyalist Savaşa Karşı İşçilerin Uluslararası Dayanışmasının Önemi
- Göçmen İşçilerin Katili Sermaye Düzenidir!
- Barolardan Yargıtay’ı Protesto Eylemi
- Tosyalı Demir Çelik’te İş Cinayeti
- Dünya Savaşını Bitiren İşçi Devrimi: Ekim Devrimi
- 1 Mayıs’ı Resmeden Orhan Taylan’a Veda
- Savaş ve Biz İşçiler
- Kocaeli İSİG Meclisi: AKP’li Yıllar ve İş Cinayetleri Rejimi
- 1 Mayıs’ın Sembollerinin Ressamı Orhan Taylan’ın Ardından
- Akan Kan Bizim de Kanımızdır!
- Filistin Halkıyla Dayanışma Büyüyor: Emperyalist Savaşa Hayır!
- İzmir Depreminin 3. Yılında Adalet Arayışı Sürüyor
Son Eklenenler
- Urfa Organize Sanayi Bölgesinde faaliyet gösteren Özak Tekstil’de işçiler, fabrikada 6 yıldır örgütlü olan Hak-İş’e bağlı Öz İplik-İş Sendikasından istifa edip BİRTEK-SEN’e üye oldular. Bunun üzerine fabrika yönetimi BİRTEK-SEN’den istifa etmeleri...
- DİSK, asgari ücrete ilişkin taleplerini ve mücadele programını 1 Aralıkta gerçekleştirdiği basın toplantısıyla duyurdu. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve DİSK Yönetim Kurulunun katıldığı toplantıda DİSK Araştırma Merkezi’nin (DİSK-AR) asgari...
- Temmuz 2023 itibariyle en düşük emekli maaşının 7500 lirada kalmasıyla emekli maaşları açlık sınırının çok altına indi. 2021 Tüm Emekliler Sendikası üyesi emekliler, bu şartlarda geçinemediklerini, kiralarını, faturalarını ödeyemez hale geldiklerini...
- Fil kendini ormanın en güçlü hayvanı ilan etmiş ve yönetimi eline almış. Herkesin iyiliğini düşündüğünü ileri sürerek ormandaki bütün düzeni yeniden kurmuş. Gerçekte ise sadece kendi çıkarlarını gözeterek, ihtiyaçlarını karşılayacak bir düzen kurmuş...
- İsrail yıllarca yürüttüğü yayılmacı politika ile Filistin topraklarının yüzde 85’ini işgal etmiş durumda. 7 Ekim’den bu yana yaşanan savaşta ise 15 binden fazla Filistinli hayatını kaybetti. Filistin sendikaları, tüm dünya işçilerine, 1978’de...
- Aynı işyerinde çalıştığımız Hüseyin diye bir arkadaşım var. Sık sık konuşur, sohbet ederiz. Bu aralar çok dertli. Nedenini sordum. “Valla ne yapıyorum ediyorum, mutlu olamıyorum” dedi. Hüseyin’e dünyada mutluluk sıralamasında Uganda ile kafa kafaya...
- Analarımızın hakkını ödeyemeyeceğimizi düşünürüz. Ana çocuğunu doğuran, koruyan, büyüten, konuşmayı öğreten, şefkatini veren, ona emek verendir. Peki, tek bir çocuğun değil tüm dünya işçilerinin anası haline gelen Jones Ana kimdir?
- Ben metal sektöründe çalışan bir işçiyim. Geçenlerde resmi bir tatil gününde çalıştığım fabrika fazla mesai yapma kararı aldı. İlk olarak sorumlu, herkesi toplayıp fazla çalışma ihtimalinin olduğunu söyledi. Daha sonra da tek tek işçilere sorulmadan...
- Dost kim?/ Düşman kim?/ Aynı gemideyiz dediler,/ Ama aynı sofrada değiliz./ Biz bir aileyiz dediler,/ Ama aynı şartlarda değiliz./ Zengin sofraları, şatafatlı sarayları…/ Söyledikleri yalanlara kanma!/
- İsrail’in 7 Ekimden bu yana Gazze’de sürdürdüğü kesintisiz saldırılarda çoğu çocuk ve kadın, 14 bin 500’den fazla insan katledildi. Evler, okullar, hastaneler, yaşam alanları yok edildi. Bu vahşete sessiz kalmayan farklı ülkelerden işçi ve emekçiler...
- Amazon işçileri, teknoloji devi şirketin 30 yıllık tarihinde en büyük greve imza attılar. Doğu Avrupa ülkesi Çekya’da sağlık, sosyal hizmet, eğitim, otomotiv, metal, gıda, enerji, ulaşım ve daha birçok sektörden yaklaşık 1 milyon işçi 27 Kasımda...
- Sendikalı oldukları için hakları ödenmeden işten atılan Agrobay işçileri İzmir Bergama Kent Meydanında çatıya çıkarak bir kez daha seslerini duyurdular. Urfa’da Özak Tekstilde bir kadın işçi Öz İplik-İş’ten istifa ederek BİRTEK-SEN’e üye olduğu için...
- Pahalılık ve zamlar nedeniyle adeta insan olduğumuzu unuttuk. Eğlenmek, dışarı çıkmak, eş dostla vakit geçirmek, bir yerlere gidip yeni insanlarla tanışmak gibi sosyal aktiviteler lüks oldu. Temel ihtiyaçlarımıza bile yetişemez durumdayız....