Buradasınız
Avrupa Otomotiv Endüstrisi Krizde!
Avusturya’dan A.E.
Avrupa’nın büyük haber ajanslarıyla eş zamanlı olarak Avusturya devlet radyo televizyon kuruluşu ORF’nin internet sayfasında yayınlanan bir haber, fantezi filmlerindeki kıyamet senaryolarını aratmayacak nitelikte. Haber Avrupa otomobil endüstrisinin içine yuvarlanmış bulunduğu ağır krizi ve bunun sosyal-ekonomik yaşam üzerinde yaratacağı kaotik etkileri gündeme taşıyor. Kapitalist dünya düzeninin egemenleri için “karabasan” denilebilecek son gelişmeler, otomotiv sektöründe çalışan binlerce Avrupalı işçi için de işsizlik ve yoksulluk anlamına geliyor.
24 saatlik bir zaman dilimi içinde, PSA Peugeot Citroen, Opel, Fiat ve Volvo otomobil tekelleri, fabrika kapatmak da dâhil olmak üzere radikal tasarruf tedbirleri almak zorunda olduklarını açıkladılar. Mercedes üreticisi Daimler bile ciddi finans sorunlarıyla karşı karşıya bulunduğunu ve milyarlarca avroluk bir tasarruf paketi hazırlamakta olduğunu itiraf etti. Amerikan otomobil tekeli Ford Avrupa kıtasındaki 3 üretim birimini kapatacağını açıkladı. Belçika Genk’teki tesislerde 4300, Büyük Britanya’daki Southhampton ve Dagenham fabrikalarında ise 1400 işçi çalışıyor. Satışların çarpıcı şekilde düşmesinden dolayı 1,5 milyar dolar zarara girdiğini açıklayan Ford, Avrupa’daki toplam üretim kapasitesini %20 azaltmayı planlıyor. Bunun sayısal karşılığı ise yılda yaklaşık 350.000 motorlu taşıt. Bundan birkaç yıl önce de ABD’de General Motors, Ford ve Chrysler, içine düştükleri krizden çıkabilmek için binlerce işçiyi kapının önüne koymuşlardı.
Opel Almanya Bochum’da bulunan fabrikasını 2016 yılı sonuna kadar kapatmayı planlarken, Peugeot firmasının Paris yakınlarındaki işletmesinde üretimi durdurarak 10.000 işçiye çıkış vermek istemesi Fransa hükümeti ve sendikaların muhalefetiyle karşılaştı. Devlet Peugeot’dan 7 milyar avroluk finans desteği karşılığında, fabrika kapatmak ve işçi çıkarmak gibi önlemlerden uzak durmasını talep ediyor. Uzmanlar önümüzdeki dönemde Volkswagen firması dışında hemen bütün otomobil üreticilerinin benzer önlemler almak zorunda kalacağını, dünya ekonomisinin genel durgunluğu nedeniyle otomobil fabrikalarının son 20 yıldır zaten tam kapasite çalışmadığını dile getiriyorlar. Ford yöneticileri gelecek yıllarda otomobil talebinin daha da düşeceğini tahmin ediyorlar. İsveç otomobil üreticisi Volvo, Belçika Genk’te bulunan işletmesinde üretim kapasitesini düşüreceğini açıklarken, Fiat İtalya’nın güneyindeki Pomigliano’da bulunan fabrikasındaki 2000 işçiye Kasım sonundan itibaren iki hafta kısa mesai yaptıracağını duyurdu. Aynı sekilde Opel firması da Rüsselsheim, Kaiserslautern ve Eisenach’ta bulunan işletmelerinde 10.000 işçisini kapsayacak şekilde kesintili üretim yaptırıyor. Fransa’nın ikinci büyük otomobil üreticisi Renault da ekonomik krizden ağır bir darbe yemiş bulunuyor. Bu yılın üçüncü çeyreğinde elde edilen satış hasılatı, geçen yılın aynı zaman dilimine göre yaklaşık %14 düşmüş durumda. Firmanın sattığı araç sayısı ise %6 oranında geriledi.
Almanya otomotiv sanayii enstitüsü uzmanlarından Willi Diez bütün bu gelişmelerin henüz bir başlangıç olduğunu, durumun önümüzdeki aylarda daha da kötüleşip kontrolden çıkabileceğini belirtti. Bu arada Belçika Genk’te bulunan ve kapatılması planlanan Ford fabrikası önünde sendikacılar gösteri yaparak protesto amacıyla yeni bir otomobil kasasını ateşe verdiler.
Dünya kapitalist sisteminin özellikle 1980’li yıllardan itibaren kronikleşen durgunluğu, otomobil endüstrisini de sürekli daralma eğiliminde olan talep sorunuyla karşı karşıya bırakmış, kapitalizm bu sorunu aşabilmek için otomobil kredisi ve leasing gibi talep arttırıcı mekanizmaları devreye sokarak satışları dengede tutmaya çalışmıştı. Ancak 2008 yılında patlak veren ekonomik kriz yüzünden daha da tırmanan işsizlik ve yoksulluk, öte yandan akaryakıt fiyatlarındaki dizginsiz yükseliş, emekçi sınıfların otomobil sahibi olma yönündeki istek ve ilgisini refah seviyesinin görece yüksek olduğu gelişmiş kapitalist ülkelerde bile dizginledi. Krizin ilk yıllarında otomotiv sanayiini çöküşten kurtarmak için AB ülkelerinde uygulamaya sokulan “hurda primi” de beklenen etkiyi göstermedi. Belli bir yaşın üzerindeki otomobilini elinden çıkararak 0 km otomobil satın alan herkese belli miktarda indirim yapılması esasına dayanan bu uygulamanın da getirisi sınırlı oldu. Kapitalist kâr düzeni üzerine oturtulmuş otomobil endüstrisinin ayakta kalabilmesi için otomobil talebinin belli bir düzeyde seyretmesi gerekiyor. Ayrıca uluslararası otomotiv tekellerinin kendi aralarındaki amansız rekabet koşulları firmaları fiyat konusunda daha tavizkâr olmaya zorlarken, eksik talep-aşırı üretim sorunu karşısında otomotiv patronları kapasite küçültme ve işçi çıkarma yoluna gidiyorlar. Yani ekonomik krizin faturası yine işçi sınıfına ödetiliyor.
Avrupa otomobil endüstrisini çökme noktasına getiren ve binlerce emekçinin daha işsizler ordusu saflarına katılmasına neden olan kapitalist krize işçi sınıfı daha örgütlü ve militan bir mücadeleye atılarak cevap vermek ve sendika üst yönetimlerine tabandan baskı uygulamak suretiyle sınıf savaşını keskinleştirmek göreviyle karşı karşıya bulunuyor. Ancak her zaman olduğu gibi işçi sınıfının politik bilinç yetersizliği ve sınıfsal perspektif yoksunluğu mücadeleyi düzen içi sınırlara hapsediyor.
Aslı Bozuk Deme Gel Şu İnsana
Her Gün Zehir Soluyoruz
- 1 Mayıs’ta Dünyanın Dört Bir Yanında Meydanlar İşçi ve Emekçilerin Talepleriyle Yankılandı!
- Filistin Halkıyla Dayanışma Eylemleri ve Savaş Karşıtı Gösteriler Büyüyor
- İtalya’da İş Cinayetleri ve Sağlık Sistemi Protesto Edildi
- ABD Üniversitelerinde Filistin Halkıyla Dayanışma Eylemleri Yayılıyor
- Arjantinli Emekçiler Eğitimde Bütçe Kesintisine Karşı Ayakta
- Yunanistan’da Genel Grev
- İngiltere’de On binler Yeniden Meydanlarda: “İsrail’i Silahlandırmaya Son!”
- Japonya’da Liman İşçileri ABD Savaş Donanmasına Karşı Greve Çıktı
- Filistin Halkıyla Dayanışma ve Savaş Karşıtı Protestolar Devam Ediyor
- Dünya İşçileri Saldırılara, Baskı ve Zorbalığa Karşı Mücadeleyi Büyütüyor
- Almanya’da Grev Dalgası da Grev Hakkına Yönelik Saldırılar da Büyüyor
- İngiltere’de Yükselen Ses: “Barış ve Adalet Yürüyüşümüzü Durduramayacaklar!
- Dünyanın Dört Bir Yanında Grev ve Kitlesel Eylemlerle İşçiler Mücadeleyi Büyütüyor!
- Filistin Halkıyla Dayanışma Sürüyor, Savaşa Karşı Tepki Büyüyor
- Yunanistan’da Tren Katliamının Yıl Dönümünde Genel Grev
- Ukrayna Savaşının 2. Yıldönümü: “Emperyalist Savaşa Karşı Mücadeleye!”
- Venezuela’da da İşçiler Hâlâ Toprak Altında!
- Filistin Halkıyla Dayanışma Eylemleri Devam Ediyor
- İngiltere’de Meydanlar: “Filistin’e Özgürlük! Ateşkes Hemen Şimdi!”
- İngiltere’de İşçiler Grev Hakkına Sahip Çıkıyor
Son Eklenenler
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ı geride bıraktık. 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleşen mitinglere yüzbinlerce sendikalı sendikasız işçi, işsiz, emekli, emekçi kadın, genç katıldı. İşçi ve...
- Türkiye’nin dört bir yanında sendikalaşmak isteyen işçiler çeşitli engellerle karşılaşıyor, işten atılıyor, baskıyla sindirilmek isteniyor. Bursa’da Öz İplik-İş Sendikası’nda örgütlendikleri için işten atılan ve direnişlerine devam eden Durak...
- Türkiye tarihindeki en büyük işçi katliamı olan Soma Katliamı davasında daha önce yargılanmayan 28 kamu görevlisi ilk kez hâkim karşısına çıktı. Katliamın 10. yılında görülmeye başlanan kamu davasının ilk duruşması 8 Mayısta Soma 2. Asliye Ceza...
- Merhaba işçi ablalarım, abilerim. Ben İzmir’de yaşayan bir lise öğrenciyim. Ben de UİD-DER ile 1 Mayıs’a katılmak için İstanbul’da yaşayan teyzeme geldim. İlk defa 1 Mayıs’a katıldığım için sizlerle duygularımı paylaşmak istiyorum.
- Bu sene de 1 Mayıs’ı ağır şartlarda karşıladık. Bir tarafta ekonomik yıkım diğer tarafta savaş, göç sorunu ve işsizlik. Biz işçilerin birikmiş nice sorunu bulunuyor, toplum nefessiz bırakılıyor. İşte bu şartlar altında UİD-DER işçilere umut oldu,...
- Türkiye’de işçiler, reel ücretlerin düşmesi, çalışılmış günlerin ücretinin dahi patronlar tarafından gasp edilmesi gibi sorunlarla boğuşuyorlar. Diğer taraftan sağlık emekçileri ticarethaneye dönüştürülen sağlık sisteminin dayattığı ağır iş yüküyle...
- Geçen gün metal işçisi arkadaşımla bir araya geldik. Çayımızı içerken sohbet etmeye başladık. Konumuz toplu iş sözleşmesiydi.
- İlk kez UİD-DER’le 1 Mayıs’a gelen arkadaşımız, 1 Mayıs’ın daha önce duyduklarından, anlatılanlardan bambaşka bir şey olduğunu söyledi. Kadınlar, çocuklar, işçiler el ele halaylar çektik, hepimiz kardeş gibiydik.
- Merhaba, ben İzmir de yaşayan bir gencim. İstanbul’a UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılmak için geldim. 1 Mayıs öncesi hazırlıklar için derneğe gittim. Çok sıcak bir ortam ve dayanışma duygusu sarmıştı her yeri.
- Sarayları süsleyen altın, sultanların ve soyluların yaşamında zenginliğin en önemli ölçüsü olmuştur. Fakat bu zenginliği üreten zamanın köleleri ve günümüzün işçileri için bu maden her zaman acı, gözyaşı ve ölüm getirmiştir. Altın madenlerinde...
- Çalıştığım işyerinde uzun yıllardır çalışan ve EYT yasası çıktıktan sonra SGK’ya başvurup emekli olanlar var. Malûm, emeklilik maaşı iktidar eliyle kuşa çevrildi. Bizim patron da sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğu için EYT’li işçileri bir an...
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...