Buradasınız
Her Gün Zehir Soluyoruz
Kocaeli’den bir petro-kimya işçisi

Ben petro-kimya sektöründe çalışan bir işçiyim. Pek çoğumuz sağlımız için ciddi boyutlarda tehdit yaratan ortamlarda çalışıyoruz. Kimi zaman yaptığımız işten kaynaklı gördüğümüz zarar kısa sürede ortaya çıkıyor, kimi zamansa sinsice ilerleyip uzun yıllara yayılıyor ve ummadığımız bir anda buluveriyor biz işçileri. Çalıştığım fabrikada yoğun kimyasalların dumanına, kokusuna, gazına maruz kalıyoruz. Hemen hemen her gün boğaz ağrısı, baş ağrısı, mide ağrısı birçoğumuzun sorunu oluyor. Soluduğumuz havanın etkisiyle her gün yeni gribe yakalanmışçasına sesimiz kısık bir halde evimizin yolunu tutuyoruz. Bu sadece tek bir günde gördüğümüz zararın dışa vurumu. Düşünün ki maruz kaldığımız bu şartlar ses tellerimizi bu hale sokarken diğer organlarımızda nasıl etkiler yaratıyor? Kısacası dostlar, her gün zehir soluyoruz, her gün biraz daha tükeniyoruz.
Binlerce işçi bu şekilde meslek hastalıklarına yakalanıyor. Binlerce işçi gerekli önlemler alınmadığı için daha ömrünün baharında tükenip gidiyor. Her ay ortalama 100 işçi iş cinayetlerinde katlediliyor. Türkiye, iş kazalarında Avrupa’da birinci, dünyada ise üçüncü sırada yer alıyor. İş kazalarında şampiyonluğu kimseye kaptırmayan Türkiye, meslek hastalıklarında ise yüz binde 7’lik oranla dünyanın en “iyileri” arasında yer alıyor. Dünyada meslek hastalıklarının görülme sıklığı binde 4-12 arasında değişiyor. Bu verileri okuduğumda bu işte bir tuhaflık var dedim. Kuşkusuz bu çelişkiyi görmemek için insanın kör olması gerekiyor. İş kazalarında yüzlerce işçi katledilirken meslek hastalıklarının neredeyse hiç olmaması elbette ki mümkün değildir. Meslek hastalıklarının tespiti için yeterli hastanelerin olmaması, gerekli tanıların yapılmaması, binlerce vakanın meslek hastalığı adı altında kayda geçmemesi, binlerce işçinin sigortasız çalıştırılması bunun en büyük sebeplerindendir. SGK verilerine göre bugün Türkiye’de 13 milyon işçi var. Buna kayıtdışı çalışanları eklediğimizde bu sayı kat be kat artmaktadır. Milyonlarca işçinin olduğu bu ülkede sadece 3 tane meslek hastalığı hastanesi bulunuyor. 1, 2, 3, yani bildiğiniz parmak hesabıyla bir, iki ve üç. Eminim ki tek başına bu bile meslek hastalığı oranının neden bu kadar düşük olduğunu açıklamaya yeter.
Biz işçiler adım adım ölüme yaklaşırken patronlar kârlarını nasıl büyüteceklerinin hesabını yapmaya devam ediyorlar. Üstelik bunu bizim hayatımızı yok sayma pahasına yapıyorlar. Hâlbuki alınacak önlemlerle iş kazalarının, meslek hastalıklarının önüne çok büyük oranda geçilebilir. İş işten geçmeden, daha fazla ömür tükenmeden üzerimize düşeni yapmalıyız. İnsana yaraşır bir hayat ve insan gibi çalışmak istiyorsak bir araya gelmeli ve bunun için mücadele etmeliyiz. Yoksa bizler de ömrümüzün baharında bu hastalıklardan nasibimizi alacağız. Yakalanacağımız hastalıkların adı farklı olacak belki ama sonumuz aynı, yani ölüm olacak. Gelin el ele verip bu sonu da, bu gidişatı da değiştirelim.
Avrupa Otomotiv Endüstrisi Krizde!
Körleşme!
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- Sorumluluğu İşçiye Yıkmanın Yolu: “Ya Güvenli Çalış Ya Hiç Çalışma”
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
Son Eklenenler
- 15 Nisanda geçirdiği kalp rahatsızlığı nedeniyle 18 gün yoğun bakımda kalan ve 3 Mayısta yaşamını yitiren Sırrı Süreyya Önder on binlerce insan tarafından sonsuzluğa uğurlandı. Siyasi parti yöneticileri, sanatçılar, gazeteciler, Barış Anneleri, Kürt...
- Sırrı Süreyya Önder’i, Sırrı Abimizi kaybettik. O, işçilerin birliği, halkların kardeşliği mücadelesine katkılarıyla hep yaşayacak, yüreğindeki umut ve direncin sembolü olan gülümsemesiyle hep saygı ve sevgiyle hatırlanacak.
- İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL’de işçiler toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin tıkanması üzerine 2 Mayısta tam gün iş bıraktı. 31 Mart yerel seçimleri sonrası İzmir Çiğli Belediyesinde tasarruf bahanesiyle işten atılan ve verilen sözlere...
- Dünya işçi sınıfı bu sene de 1 Mayıs’ı baskıcı ve anti-demokratik uygulamaların, işçi sınıfına yönelik saldırıların katlanarak arttığı bir dönemde karşıladı. Öfkesini ve taleplerini tek ses, tek yumruk olup haykırmak isteyen işçi ve emekçiler ABD’...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs, Türkiye genelinde kitlesel katılımla kutlandı. İstanbul başta olmak üzere birçok kentte alanlara çıkan yüz binlerce işçi ve emekçi, yaşadıkları ekonomik ve siyasal sorunlar...
- UİD-DER, İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Kadıköy’de düzenlenen mitingde, “Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!” pankartıyla yerini aldı. Her sene olduğu gibi bu...
- İşçi ve emekçilerin sorunlarının ağırlaştığı, toplumda iktidardaki rejime yönelik tepkilerin büyüdüğü bir dönemden geçilirken, tüm Türkiye’de 1 Mayıs mitingleri gerçekleştirildi. 1 Mayıs meydanları bir kez daha işçi ve emekçilerin sömürüye,...
- 1 Mayıslarda dünya işçi sınıfı, kapitalist sömürüye, emperyalist savaşlara karşı alanlara akın etmiş, dünya taleplerini, kapitalist sistemden kurtulma özlemini dile getirmiştir. Bu sistemin efendilerinin, dünya işçi sınıfına savaş, yoksulluk, ağır...
- İşçi sınıfı örgütlü olduğunda gücü ve cüreti büyüktür. Örgütsüz olduğu durumlarda ise ne yazık ki sınıf bilinci geriye gider. Örneğin çevremizdekilerden arada bir duyarız: “Aman boş ver! Malmış mülkmüş hepsi hikâye... Bak Sabancı’nın oğlu bir...
- 1 Mayıs 1977’de hayatını kaybeden emekçiler, DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin çağrısıyla Taksim Kazancı Yokuşunda bir araya gelinerek anıldı. “Yaşasın 1 Mayıs” pankartının açıldığı anmaya sendikalar, emekten yana kurumlar, siyasi partiler ve UİD-DER...
- İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi ve İstanbul Tabip Odası (İTO) 28 Nisan İş Cinayetlerinde Ölenleri Anma ve Yas Günü dolayısıyla Kadıköy’de Süreyya Operası önünde “Çocuk İşçiliğiyle Mücadeleye” şiarıyla basın açıklaması gerçekleştirdi.
- İşçi sınıfının Uluslararası Birlik Dayanışma ve Mücadele Günü 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı. Tüm dünyada ekonomik yıkımın emekçileri, emekçi gençliği çıkışsız bıraktığı bir dönemde, Türkiye’de de baskıları, yasakları arttıran, korku iklimi yaratarak...
- Merhaba kardeşler. Biz İstanbul Avrupa Yakasında yaşayan kadınlarız. Kimimiz çeşitli sektörlerde çalışan işçileriz, kimimiz emekliyiz, kimimiz de ev emekçisiyiz. Ankara’dan, Gebze’den UİD-DER’li kadınların 1 Mayıs’ta haykıracakları taleplerini...