Buradasınız
Ayaklar Elbet Başa Gelecek, Sermaye Tahtından İndirilecek!
Aydınlı’dan bir UİD-DER üyesi
Bizler UİD-DER’li işçiler olarak 1 Mayıs hazırlıklarımıza büyük bir coşku ve UİD-DER disipliniyle aylar öncesinden başlamıştık. Dernek temsilciliklerimizde düzenlediğimiz eğitim seminerleriyle, film gösterimleriyle, tiyatro ve koro çalışmalarıyla işyerlerindeki, mahallelerdeki işçi arkadaşlarımıza ulaşmaya, onları da bu çalışmalara katmaya çalıştık. Derneğimizin bünyesinde sergilenen “1 Mayıs Karanfilleri” adlı tiyatro oyunuyla da yüzlerce işçi ve emekçiye işçi sınıfının nice bedeller ödeyerek elde ettiği “8 saatlik işgünü” hakkını anlattık. Uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ın yaklaştığı her geçen gün, heyecanımız biraz daha artıyordu. Bu heyecanı diğer işçi arkadaşlarımıza taşımak, 1 Mayıs’ı anlamına yaraşır bir şekilde kitlesel olarak kutlamak, işçi sınıfına yönelik yapılan tüm saldırılara karşı taleplerimizi haykırmak, sesimizi yükseltmek için tüm gayretimizle çalışmalarımızı yürüttük.
UİD-DER pankartı arkasında yüzlerce işçi kardeşimizle birlikte Gebze’de düzenlenen mitinge katıldık. Gebze Trafo meydanında toplandıktan sonra kortejlerimizi oluşturup, Cumhuriyet meydanına doğru yürüyüşe geçtik. Yol boyunca düzenli disiplinli duruşumuzla, hep birlikte haykırdığımız sloganlarla çevredekileri de hayran bıraktık. Düzenin kolluk güçlerinin sabahın ilk ışıklarıyla birlikte başlattığı saldırılara, sosyal hak gasplarına, emperyalist savaşa karşı “Yaşasın 1 Mayıs, biji yek gulan”, “Yaşasın 1 Mayıs, yaşasın sosyalizm”, “Baskılar bizleri yıldıramaz”, “Sosyal hak talanına hayır”, “Emperyalist savaşa hayır”, “Kurtuşluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “Ayaklar elbet başa gelecek, semaye tahtından indirilecek”, “UİD-DER yürüyor mücadele büyüyor”, “UİD-DER yürüyor dayanışma büyüyor!” sloganlarını tüm coşkumuzla, düzene meydan okurcasına haykırdık.
TC burjuvazisinin temsilcisi başbakan Erdoğan’ın “ayakların baş olduğu yerde kıyamet kopar” diyerek Taksim’i işçilere yasaklaması nedeniyle bu yıl da 1 Mayıs İstanbul’da birlikte ve kitlesel olarak kutlanamadı. Ama buralardan çok önemli dersler çıkarmalıyız. Bugün burjuvazi örgütlü ve sınıf bilinçli işçilerden korkuyor ve örgütlü hareketin önüne geçmek için elinden gelen her şeyi yapıyor. Bu yılki 1 Mayıs’ta yaşananlar bizlere gösteriyor ki, bizler fabrikalarda, okullarda, mahallelerde kısacası bulunduğumuz her alanda ancak inatla, sabırla, uzun soluklu bir mücadele yürütebilirsek ve işçileri alanlara taşıyabilirsek başarılı olabiliriz ve ancak o zaman dilediğimiz alanda dilediğimiz gibi miting yapabiliriz. Mücadele sadece bir günle sınırlı değil elbette ki Bizler mücadeleye daha sıkı sarılmalı ve kendi sınıf çıkarlarımız için daha disiplinli çalışmalıyız, ta ki başa gelip kendi iktidarımızı kurana ve sermayeyi tahtından indirene kadar.
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!
Son Eklenenler
- İzmir Buca’da sendikal baskıların ve işten atma saldırısının devam ettiği Telus önünde direniş başladı. Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri ve ardından Metropol İnşaat adlı taşeron şirketler bünyesinde çalışan inşaat...
- Yeni bir yılın, 2025’in ilk günlerini yaşıyoruz. Ama işçi ve emekçilerin yüreğinde “yeni” olanın getirdiği heyecan ve umut yerine büyüyen endişeler ve kasvet var. Takvim yaprakları hariç hayatımızda değişen tek şey yaratılan ekonomik yıkımın...
- Her Aralık ayında izlediğimiz asgari ücret tiyatrosu bu yıl çok daha trajik bir şekilde sonuçlandı. Resmi enflasyonun, TÜİK’in uydurma rakamlarıyla bile yüzde 47 olduğu, ENAG’a göre yüzde 87 olduğu bir süreçte asgari ücrete sadece yüzde 30 zam...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2024-2026 dönemi için yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, İZENERJİ, İZELMAN, Ege Şehir Planlama, İZFAŞ şirketlerinde çalışan DİSK/Genel-İş Sendikasında örgütlü işçiler maaş, yılsonu ikramiye ve eğitim alacakları ödemelerinin geç ve eksik yapılmasını protesto etmek...
- UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak, bir grup Polonez direnişçisi kadın kardeşimizle güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Direnişçi bir ablamız “bize hep ‘aman kurulu düzenimiz bozulmasın’ düşüncesini bellettiler” dedi. Bu söz üzerine uzunca sohbet ettik...
- Polonez işçileri 173 gün süren mücadelelerinin kazanımla sonuçlanmasının ardından fabrika önünde kurdukları direniş çadırını halaylarla, sloganlarla kaldırdılar. 7 Ocakta direniş alanında zaferlerini kutlayan işçiler, davul zurna eşliğinde halaylar...
- İktidar ve sermaye sınıfının saldırıları böylesine ağırken işçilerin birlik olamayacağını düşünmek kime yarar sağlar? Bu düşünce doğru bir akıl yürütme yöntemi olabilir mi? Karşımızdaki yıkım tablosu, işçilerin birleşmek dışında bir çıkış yolu...
- İstanbul Çatalca’da bulunan Polonez fabrikasında işçiler Tekgıda-İş Sendikası’nda örgütlendikten sonra gerekli şartları sağlamalarının ardından yetki başvurusunda bulunmuş ve hemen ardından 146 işçi işten atılmıştı. İşten çıkarmaların ardından...
- Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanları, 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ni protesto etmek için 6-10 Ocak günlerinde Türkiye genelinde iş bırakıyor. ASM çalışanları “Eziyet Yönetmeliği” olarak nitelendirdikleri...
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Rus yazar Tolstoy “acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyuyorsan insansın” der. Tolstoy’un bu ifadeleri özü itibariyle insanlaşmayı anlatır. İşçi sınıfı olarak, sömürücü efendilerden insanlık için insanlaşma...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.