Buradasınız
Aydınlı ve Sefaköy’de Şiir Dinletisi

Aydınlı ve Sefaköy’de Şiir Dinletisi
“Nasıl Bilirsek Hayatı Üretmesini, Öyle Biliriz Şiirlere Dökmesini” diyen UİD-DER İşçi Tiyatrosu, işçileri şiirlerle buluşturmaya devam ediyor.
Çalışma ve yaşam koşulları giderek ağırlaşan, birer makine parçası gibi sadece çalışması beklenen işçiler, UİD-DER’li işçilerin seslendirdiği mücadele şiirlerinde kendini buluyor. Temsilciliklerimizde sergilenen şiir-dans gösterimleri, işçilerin özlemlerini, hayallerini, umutlarını, kederlerini, sevinçlerini sahnede ortaya koyuyor. UİD-DER İşçi Tiyatrosu 30 Kasımda Tuzla’da 1 Aralıkta ise Sefaköy’de işçi-emekçi seyircileriyle buluştu. Aşağıda, Tuzla ve Sefaköy’den UİD-DER’li işçilerin şiir dinletisine dair gönderdiği mektuplar yer almaktadır:
Tuzla
UİD-DER Tuzla temsilciliğinde deriden tekstile, metalden hizmet sektörüne kadar pek çok sektörden işçinin ve gençlerin katılımıyla “Nasıl Bilirsek Hayatı Üretmesini, Öyle Biliriz Şiirlere Dökmesini” adlı etkinlik gerçekleştirildi.UİD-DER İşçi Tiyatrosu’nun müzik ve dans eşliğinde hazırladığı şiir dinletisiyle uzun ve yorucu bir çalışma haftasının sonunda keyifli bir akşam geçirdik. İşçilerin, ezilenlerin ve sömürülenlerin yanında yer alan şairlerimizin şiirlerine kulak verdik. Nâzım Hikmet, Ahmed Arif ve Hasan Hüseyin Korkmazgil’in şiirleriyle biz işçilerin aşkları, sevgileri, özlemleri, umutları, mücadeleleri ve dünyayı değiştirme tutkusu anlatıldı.
Etkinlik yoğun bir duygu seli gibiydi adeta; kimi zaman işçi sınıfının mücadelesinin başarıya ulaştığı, kimi zamanlarsa engellerle karşılaştığı anlatılırken salondakiler duygulu anlar yaşadılar. Bazen ağladılar, bazen coştular. Ama en önemlisi yaşamın tüm güzelliklerini üreten biz işçilerin canlı birer makine olmadığını ve sanatsal faaliyetler de gerçekleştirebileceğini gördüler. Etkinlik bittiğinde uzun süre sohbetler devam etti, duygular paylaşıldı. Etkinliğe katılanların büyük kısmı, kendileri gibi işçi olan UİD-DER İşçi Tiyatrosu’na hayran kaldıklarını, işçilerden böyle bir performans beklemediklerini ifade ettiler. UİD-DER İşçi Tiyatrosu Topluluğunu başarısından dolayı tebrik ettiler. İşçilerden bir kısmı şiirleri fon müziği ve dans eşliğinde dinlerken kendilerinin de yerlerinden fırlayıp onlarla kol kola girmek ve o coşkuya katılmak istediklerini ifade ettiler. Genç bir kadın işçi ise evden işe, işten eve mahkûm edildiğimizi, bu koşullara inat bu şiir dinletisine katıldığı için çok mutlu olduğunu ifade etti.
Bir kez daha gördük ki UİD-DER’li işçiler, yoğun çalışma koşullarına, kısıtlı zamana ve patronların işçileri birer canlı makine gibi görmelerine inat, çok başarılı işler gerçekleştirebiliyorlar. Demek ki, biz işçiler her alanda bir araya gelip örgütlendiğimizde çok daha büyük işler başarabilir ve bambaşka bir yaşamı da kendi ellerimizle yaratabiliriz.
Sefaköy
1 Aralık Pazar günü işçi sınıfının, ezilenlerin yanında yer alan, onlarla birlikte egemenlere karşı mücadele veren Nazım Hikmet, Ahmet Arif, Hasan Hüseyin Korkmazgil gibi şairlerimizin şiirlerini dinledik. Anlatımlarla, danslarla ve müzikle bezenmiş etkinliği, Sefaköy temsilciliğimizde işçi dostlarımızla birlikte izledik. Metal, tekstil, sağlık, kargo, havayolu, liman ve daha pek çok sektörde çalışan işçilerin buluştuğu bu dinletide, en gerçek duyguları beraberce yaşadık. Ellerimizin çabuk, düşüncelerimizin yavaş olmasını isteyen, bizleri sömürerek ihtişam içinde yaşayan patronlara öfkemiz, kardeşlik ve dayanışma içinde tüm sınıfımızla birleşeceğimize olan umudumuzu perçinlendi. İzleyen işçiler UİD-DER İşçi Tiyatrosu Topluluğu’nu ayakta alkışladı.Ne diyordu şair:
Çalışmışım on beş saat
Tükenmişim on beş saat
Acıkmışım, yorulmuşum, uykusamışım
Anama sövmüş patron
Sıkmışım dişlerimi
Islıkla söylemişim umutlarımı…
Şimdilik umutlarını ıslıkla söyleyen işçilerin, egemen patronlara karşı avaz avaz haykıracakları günler de gelecek. UİD-DER’li işçiler sömürüsüz bir yaşamın güzelliğini anlatmaya devam edecek.
Son Eklenenler
- Bir sabah uyandığımızda tekerleğin icadı sonrası hayatımıza giren tüm icatlar ortadan kalkmış, unutulmuş olsa ne olurdu? Şöyle bir düşünelim; tekerlek icat edilmeseydi çark olmazdı, çark olmasaydı değirmen olmazdı. Ne üretim ne ulaşım gelişirdi....
- Kültür Radyo Televizyonu (KRT) çalışanları Mart ayından bu yana ödenmeyen ücret ve sosyal hakları için 4 Haziranda iş bıraktı. 5 Haziranda İstanbul Maslak’taki KRT binasının önünde “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” diyerek toplanan kanal çalışanları,...
- İstanbul Tuzla’da bulunan ve Petrol-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Reckitt Benckiser fabrikasında 27 Mayısta başlayan grev kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler olarak, bayrama mücadeleyle giren grevci işçileri grevlerinin...
- ABD ve İngiltere gibi emperyalist devletlerin desteğini arkasına alan İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamları kadın, bebek, çocuk, genç, yaşlı on binlerce masum insanın yaşamını aldı, almaya devam ediyor. Egemenler, kendi çıkarları uğruna...
- Toplumda gelecekle ilgili düşünceler ve planlar genellikle maddiyat üzerinden oluşuyor. İyi bir eğitim, iyi bir iş, iyi bir kariyer… Bunları yerine getirince ekonomik ve sosyal açıdan rahat yaşamak mümkünmüş gibi düşünülüyor. Ama sömürü düzeni olan...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...