Buradasınız
Şiirlerle Şarkılarla Umudu Büyütmek Geleceğe!

Geçmişten bugüne şiirler ve ezgiler insanlığın sevinçlerini, acılarını, öfkesini, isyanlarını konu edinmiş ve yarına olan umutlarını büyütüp perçinlemiştir. UİD-DER’li gençler ve kadınlar olarak şiirlerin ve ezgilerin bu gücünden yararlanarak bir şiir ve müzik dinletisi programı hazırladık. Umudun ve direncin sembolü olan şiirler ve şarkılarla davet ettiğimiz misafirlerimize seslendik. İran’dan Avrupa’ya dünyanın dört bir yanında yaşanan ortak sorunların ortak bir tepkiyi ortaya koyduğunu ve Türkiyeli işçi ve emekçiler olarak yapmamız gerekenleri konuştuk. Etkinliğimize katılan tüm dostlarımız yüreklerinde umutla ve mutlulukla ayrıldılar. Programda görev alan UİD-DER’li gençler ve kadınlar olarak bizde ise, günün heyecanı ve coşkusunun yanı sıra kolektif iş yapmanın verdiği gurur hâkimdi. Bu duygularımızı sizlerle de paylaşmak istedik.
Lise öğrencisi bir arkadaşımız sorunlarımızı sadece konuşarak değil de şiirle, şarkıyla da dile getirmenin etkileyici olduğunu, etkinlik sırasında yapılan konuşmaların da böylece çok güzel bir hava kattığını anlattı. Metal işçisi bir kadın arkadaşımız ise “Türk-Kürt Alevi-Sünni fark etmeksizin sınıf kardeşlerimizle birlikteydik. Her yaştan, her meslekten insanlar vardı. İlk defa gelen genç arkadaşlar da vardı, çok memnun kaldıklarını söylediler. Çok sıcak bir ortamdı. Şarkılarla-türkülerle-şiirlerle ruhumuzun beslendiği bir etkinlik oldu. Bize emek veren, değer veren UİD-DER’e teşekkür ederiz” diyerek ifade etti duygularını.
Etkinlikte görev alanlar, izlemeye gelenler aynı coşkunun bir parçası oldular ve teşekkür ettiler UİD-DER’e: “Bu etkinliğin bir parçası olmak ve sahneye çıkıp şiir okumak çok güzeldi”, “Gençlere önem veren, onların düşüncelerini önemseyen birilerinin olması gerçekten çok kıymetli”, “İşin mutfağında yer alanlara da teşekkürler”… Gerçekten de karanlığa inat yarınlara umut eken, bu düzenin çıkışsızlığından bizi kurtaran UİD-DER’e ne kadar teşekkür etsek azdır. Nitekim üniversite öğrencisi bir genç arkadaşımız bu etkinlikte görev alarak kendisini ne kadar işe yarar, canlı ve yaşam dolu hissettiğini anlatırken; bir meslek lisesi öğrencisi genç arkadaşımız ise UİD-DER’deki çalışmalara katıldıktan ve görev aldıktan sonra değişmeye başladığını ve özgüven kazandığını anlattı. Başlangıçta çalışmaların insanı bu denli içine çekebileceğini düşünmediğini ama UİD-DER’de herkesin birbirine güven verdiğini dile getirdi. Daha genç bir ortaokul öğrencisi kardeşimiz ise duygularını şöyle paylaştı: “Ben yaklaşık 1 yıldır UİD-DER’i tanıyorum. Koro ve şiir ekibi olarak bir etkinlik yaptık. Tüm arkadaşlarımla hepsinin en iyisini yapmaya çalıştık. Beni korkutan o heyecan etkinliğimiz başlayana kadardı, çünkü herkesin içindeki mücadele ruhu ile bize katılması bizi çok rahatlatmıştı. Ne kadar heyecanlansak da bir araya gelince hepimiz rahatladık. Biz sahnede tek değildik oraya gelen herkes bizimleydi. Benim için mükemmel bir gündü.”
Hepimiz farklı sözcüklerle ifade etsek de aslında aynı şeyi hissettik:Kolektif bir işi başarmanın gururu, dayanışmanın ve yan yana olmanın kuvveti… Meslek lisesi öğrencisi bir arkadaşımız şunları söyledi: “Aslında bir toplumun içinde olsak da kimse senin içinden çığlık çığlığa bağırdığını duymaz ya… Şiir okurken dedim ki burada cidden beni dinleyen birileri var. Ortak paydada buluştuğum insanlar var. Ve annem, annemin etkinlikte içi içine sığmayıp ışıl ışıl parlayan gözleri, her şeyden öte gururla bakması benim için her şeydi.” Bu genç kardeşimizin annesi de koroda mücadele ezgilerini seslendirdi diğer işçi annelerle birlikte… Onun da yüreğinde isyanını haykırabilmenin coşkusu vardı: “Koroda yer alıp Emekçi Kadınlar şarkısını seslendirerek kendimi ifade ettim ama içimde sessiz bir isyan olarak değil de sesli ve haykırışları duyulan biri var artık diyorum, sesim çıkıyor hem de haykırarak… Bu şarkı Türkiye’de milyonlarca kadının sesli bir isyanıdır. Çok teşekkürler… İçimden, yüreğimden geçen bu ama her şeyden öte sizlere ve derneğe çok teşekkür ediyorum.”
Bir kadın arkadaşımızın sözleriyle bitirelim: “Biz emekçilere insana yakışırca yaşama isteğini, umudu, gülmeyi, sevmeyi, öğrenmeyi öğretmeyi öğreten mücadele örgütümüz UİD-DER’e sonsuz teşekkürler. Biz biliriz dışarıda hayat bir şekilde devam eder ama onurluca, hiç bir karşılık beklemeden ardında güzel bir dünya bırakma isteği ve arzusu içinde olmak herkese nasip olmaz. Biz isteriz ki bu onurlu duruş sarmaşık gibi yayılsın tüm dünyaya. Adil bir dünya özlemimiz hayat bulsun. Bu etkinlik bu özlemin ufak bir yansımasıydı. Ama umudumuzu diri tutmak ve yaymak için güçlü bir araçtı. Umudu yarınlara taşımak bizim ellerimizde.
Son Eklenenler
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde Petrol-İş Sendikasında örgütlü 213 işçi, 21 Mayıs sabahı greve çıktı. UİD-DER’li işçiler olarak grevin 5. gününde Mersin’deki fabrikanın önünde grevci işçilere dayanışma ziyaretinde...
- Nakba’nın 77. yılında dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler, Filistin halkına yapılan zulmü protesto ediyor, şehir meydanlarında kitlesel gösteriler düzenliyor. Dünya genelinde yüzbinlerce işçi ve emekçi, 77 sene önce Filistin halkının...
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde çalışan 213 işçi 21 Mayıs sabahı greve çıktı. Kocaeli Dilovası OSB ve İzmir Çiğli’de üretim yapan DYO Boya fabrikalarında eş zamanlı grev başladı.
- Karabağlar, İzmir’de ikamet ettiğim ilçedir. Mahallelerinin büyük çoğunluğunda işçi ve emekçiler yaşar. Küçük bir kesimse tuzu kuru, küçük burjuvalardan oluşur. Belediye bu zengin semtlere gösterişli hizmetler sunarken, yoksul mahalleler hep ikinci...
- Grevdeki Temel Conta işçileri 22 Mayısta fabrika önünde kitlesel basın açıklaması gerçekleştirerek işverenin grev kırıcı uygulamalarını ve saldırgan tutumunu protesto etti. Eyleme Türk-İş’e bağlı sendikalar, KESK İzmir Şubeler Platformu, Genel-İş...
- Küçük bir işçi çocuğu. Elinde, üstünde “Kreşe Gidemediğim İçin Greve Geliyorum” yazan kartonuyla poz vermiş. Muhtemelen annesi tarafından grev yerine getirilmiş. En küçük olmanın verdiği şirinlikle bütün işçilerin göz bebeği olmuş. Kreşte...