Buradasınız
Basın-İş: “Her Harfimizin Hakkını Alacağız!”

DİSK’e bağlı Basın-İş, 23 Aralıkta Kadıköy Süreyya Operası önünde “Her Harfimizin Hakkını Alacağız!” şiarıyla asgari ücrete dair bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya çeşitli işyerlerinden basın emekçileri katıldı.
Eyleme “Bu ülkede emeğiyle yaşayan herkes gibi biz de sofralarından aç kalkılmayan, gecelerinde aç yatılmayan bir ülke istiyoruz” denilerek başlandı. Açıklamada Birleşik Metal-İş sendikasının yayınladığı rapora göre açlık sınırının 12 bin 998 lira, yoksulluk sınırının 44 bin 718 lira olduğu, dolayısıyla mevcut asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığı teşhir edildi. Medya, yayıncılık ve matbaa işyerlerinde asgari ücretin genel ücret halini aldığı, bazı işyerlerinde bankaya yatırılan ücretlerin bir kısmının geri istendiği ve dolayısıyla ücretlerin asgari ücretin bile altında kaldığı belirtildi. Matbaalarda çalışan işçilerin güvencesiz ve kötü koşullarda çalıştığı, iş kazaları ve meslek hastalıklarıyla boğuştukları ifade edildi. Basın açıklamasında bu sorunların ancak mücadele edilerek çözüleceği ifade edildi.
Asgari ücretin bundan sonra yılda bir kere arttırılacağına dair siyasi iktidarın aldığı karara itiraz edilirken enflasyonun bu kadar yüksek olduğu bir dönemde bunun kabul edilemeyeceği, asgari ücretin yılda dört kez arttırılması gerektiği söylendi. Asgari ücretin öngörülen enflasyona oranı olan yüzde 39,5 arttırıldığında ancak açlık sınırını aştığı ifade edildi. Önümüzdeki yıllarda asgari ücretin ve emekli maaşlarının enflasyon oranında arttırılacağına ilişkin ifadelere ise; “bu emekçileri ve emeklileri açlığa mahkûm etmek demektir” denildi. Geçen yıllarda işçi ve emekçiler yoksulluğa mahkûm edilirken patronların kârlarını 8 kat arttırdığını ifade eden basın emekçileri, “tam da bu yüzden, asgari ücret enflasyon oranının üstünde artmalıdır, çünkü yükselmesi gereken patronların kâr oranları değil emekçilerin refahıdır” dediler.
“İşçilerin Birliği Sermayeyi Yenecek”, “Her Harfin Hakkını Alacağız!” sloganlarının atıldığı basın açıklaması şu sözlerle son buldu: “Biz medya, yayınevi, matbaa emekçileri olarak, diğer emekçi kardeşlerimiz gibi, asgari bir hayata razı olmadığımızı bir kez daha ifade ediyoruz. Yazdığımız, bastığımız her harfin hakkını alacağız. Biliyoruz ki işçilerin birliği sermayeyi de iktidarı da yenecek. Gücümüz birliğimizdedir.”
Patronun Havucu İşçinin Onuru
ABD’den Türkiye’ye, 1913’ten 2023’e
- Belediye Çalışanlarından İş Bırakma Eylemleri
- Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Yalçınkaya ile Söyleşi
- KESK’ten “Gazze’de Kıtlık Yaşanıyor” Protestosu
- Uşak’tan Kayseri’ye Sendika Düşmanlığına, Sefalet Dayatmasına Karşı İşçi Mücadeleleri
- Kamu Emekçileri Sefalet Dayatmasına Karşı İş Bıraktı, Alanlara Çıktı
- Kamu Emekçileri, Ancak Birleşirse Kazanabilir!
- KESK’ten Birlikte Mücadele Etme Çağrısı
- Kuryeler, Depo İşçileri ve Öğretmenler Hakları İçin Eylemde
- KESK İktidarın Sefalet Dayatmasını Protesto Etti
- Kötü Çalışma Koşullarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçiler Mücadele Ediyor
- Tez-Koop-İş Sendikasına Üye Kamu İşçileri ODTÜ’de Greve Çıktı
- Tekstil ve Belediye İşçileri Sendika Düşmanlığına, İşten Atmalara, Düşük Ücretlere Karşı Mücadele Ediyor
- Belediyelerde Ücret Gaspına, İşten Atma Saldırısına Karşı İşçilerin Tepkisi Büyüyor
- Kayseri ve İzmir’de İşçi Eylemleri
- İşçiler Sendika Düşmanlığına Karşı Mücadele Ediyor
- Omsa Metal İşçileri Sendika Hakları İçin Direnişte
- KESK’ten Çalışma Bakanlığı Önünde TİS Eylemi
- Akkuyu İşçilerine Jandarma Saldırısı
- SES: “Grevli Sendika Hakkı, Gerçek Toplu Sözleşme!”
- Cam İşçileri Grevde, İzBB İşçilerinin Direnişi Sonuç Verdi
Son Eklenenler
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...