Buradasınız
Bir Bardak Çay, Bin Bir Çile
Sarıgazi’den bir grup işçi

Merhaba dostlar. Hani derler ya bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır diye. Biz kahve değil ama semaverde demlediğimiz çayımızı ikram ettik işçi kardeşlerimize. Hem çaylarımızı içtik, hem de dertleştik. “İş Kazaları Kader Değil, İşçi Ölümlerini Durduralım” kampanyamız için bu defa akşam saatlerinde Sarıgazi’de bir yürüyüş yolu üzerindeydik. Standımız ilgiyle karşılandı. Her biri ayrı ayrı dertlerle hayatın yükünü sırtlayan işçi kardeşlerimizi standımıza davet ettik. Kucağında bebeğiyle yaklaşan bir abla merakla “ne yapıyorsunuz” diye sordu. Biz de anlattık derdimizi. “Benim ve eşimin başından bir iş kazası geçmedi ama size destek olurum. Biz yoksul bir aileyiz. Zor geçinebiliyoruz. Bizlerin sorunlarıyla ilgilendiğiniz için size teşekkür ederim” dedi. Ona çay ikram etmek istedik. “Biz size yapardık, niye zahmet ettiniz” diyerek yanından geçen tanıdıklarını imza atmaları için standa yönlendirdi.
Eşini işyeri servisinin kazası sonucu kaybeden bir ablamızsa, “o öldükten sonra benim için hayat durdu. Bu nasıl anlatılır bilmiyorum, çok zor. Bana eşimin maaşını bağladılar. Ama o yok artık, neye yarar? İyi ki siz varsınız. Çok güzel bir şey yapıyorsunuz, başarılar dilerim. Size nasıl katkıda bulunabilirim” diye sordu. Ona İşçi Dayanışması bültenimizi verdik ve bu bülteni işçilerin çıkardığını, işçilerin sorunlarının ve kazanımlarının anlatıldığını söyledik.
Başka acılarla karşılaşmaya devam ettik. Bir işçi kardeşimiz vücudunu prese kaptırmış ve belden aşağısı felç olmuş. Yasal haklarını alabilmek için her yere başvurmuş, bir sonuç alamamış, halen bekliyormuş. Elektrik işinde çalışan 17-18 yaşındaki gençler, işyerinin kalitesiz malzeme kullanmasından dolayı sık sık kaza geçirdiklerini ve risk altında olduklarını söylüyorlar. Genç bir kardeşimizse babasının elektrik direklerinde çalıştığını ve sık sık düştüğünü söyleyerek “böyle bir çalışma yaptığınız için sizi destekliyorum” dedi. Yine merakla yanımıza gelen inşaat işçisi kardeşimiz ne yaptığımızı sordu. Anlattıklarımız karşısında “hepimiz işçiyiz, ben de emeğin yanında bir şeyler yapmak isterim. Boya ve dış cephe kaplamacısı olarak çalışıyorum. Derneğinizin boya badanaya ihtiyacı var mı? Ben de bu çalışmalara katılırım. İşçiler için önemli bir şey yapıyorsunuz” diyerek derneğimize gelmek istediğini söyledi.
Bir bardak çay ikram ettik, bin bir çile dinledik. Biz işçiler sorunlarımızı ancak bir araya gelirsek çözebiliriz. Biz işyerlerimize sakat kalmaya, ölmeye gitmiyoruz. Yaşayabilmek için gidiyoruz. Çocuklarımızın geleceği için, bize bu yaşamı reva görenlere inat, bu düzenin çarkına çomak sokmak için bir araya gelmeliyiz.
Son Eklenenler
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde Petrol-İş Sendikasında örgütlü 213 işçi, 21 Mayıs sabahı greve çıktı. UİD-DER’li işçiler olarak grevin 5. gününde Mersin’deki fabrikanın önünde grevci işçilere dayanışma ziyaretinde...
- Nakba’nın 77. yılında dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler, Filistin halkına yapılan zulmü protesto ediyor, şehir meydanlarında kitlesel gösteriler düzenliyor. Dünya genelinde yüzbinlerce işçi ve emekçi, 77 sene önce Filistin halkının...
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde çalışan 213 işçi 21 Mayıs sabahı greve çıktı. Kocaeli Dilovası OSB ve İzmir Çiğli’de üretim yapan DYO Boya fabrikalarında eş zamanlı grev başladı.
- Karabağlar, İzmir’de ikamet ettiğim ilçedir. Mahallelerinin büyük çoğunluğunda işçi ve emekçiler yaşar. Küçük bir kesimse tuzu kuru, küçük burjuvalardan oluşur. Belediye bu zengin semtlere gösterişli hizmetler sunarken, yoksul mahalleler hep ikinci...
- Grevdeki Temel Conta işçileri 22 Mayısta fabrika önünde kitlesel basın açıklaması gerçekleştirerek işverenin grev kırıcı uygulamalarını ve saldırgan tutumunu protesto etti. Eyleme Türk-İş’e bağlı sendikalar, KESK İzmir Şubeler Platformu, Genel-İş...
- Küçük bir işçi çocuğu. Elinde, üstünde “Kreşe Gidemediğim İçin Greve Geliyorum” yazan kartonuyla poz vermiş. Muhtemelen annesi tarafından grev yerine getirilmiş. En küçük olmanın verdiği şirinlikle bütün işçilerin göz bebeği olmuş. Kreşte...