Buradasınız
Dünyayı istiyoruz, alacağız da!
bir UİD-DER üyesi
İşçi sınıfının sınıf bilinciyle donanmasını ve örgütlenmesini amaçlayan UİD-DER, açılışından bu yana yaklaşık 9 aydır, temsilciliklerinde birçok faaliyet yürütüyor. İşçi sınıfının mücadelesini anlatan film gösterimleri, sunumlar, tartışmalar, işçilerin, öğrencilerin kültürel gelişimini sağlayacak resim, gitar, tiyatro kursları ve koro çalışmaları bunlardan bazıları.
1 Mayıs’a doğru çalışmalarımız çok daha yoğunlaştı. 1 Mayıs’a kadar kararlılığı ve sabrı asla elden bırakmadan var gücümüzle çalıştık. Yaptığımız işsizlik ve yoksulluk konulu anket sayesinde birçok işçiyle tanıştık. Mahallelerde ve fabrikalarda derneğimizin 1 Mayıs bildirilerini dağıttık ve afişlerini astık. Derneğimizde 1 Mayıs’ın tarihini ve işçi sınıfı için önemini anlatan faaliyetler düzenledik Tüm bu çalışmalarımız 1 Mayıs günü meyvesini verdi.
1886 yılında Amerikan işçi sınıfının nice bedeller ödeyerek tüm işçilere miras bıraktığı 1 Mayıs tüm dünya işçilerinin birlik, dayanışma ve mücadele günüdür. 1 Mayıs işçi sınıfının patronlar sınıfına gücünü gösterdiği, ekonomik ve siyasal taleplerini haykırdığı bir gündür. Böylesine önemli bir gün olan 1 Mayıs’ın bu yıl bizim için ayrı bir önemi daha vardı: UİD-DER olarak ilk kez 1 Mayıs’a katılacak olmamız.
İşçi sınıfının burjuvazinin iki kanadından birine taraf edilmeye çalışıldığı günümüzde UİD-DER, işçi sınıfının yanında olduğunu haykırıyordu alanda. Darbecilere karşı, faşizme karşı, sömürüye karşı haykırdığımız sloganlar sınıf bilincimizi yansıttı. Kortejimiz miting boyunca dalgalanan kızıl flamalarımızla gelincik tarlasını andırıyordu. Bir an olsun coşkumuzdan ve disiplinimizden hiçbir şey kaybetmedik ve yürüyüş sırasında birçok insan kortejimize katılmak istedi. Miting sonunda halaylar çekildi ve yine düzenli bir şekilde alanı terk ettik.
Mitingde de haykırdığımız gibi “UİD-DER yürüyor, mücadele büyüyor!”. Gün gelecek alanlara sığmayacağız ve o zaman işçilere Taksim’i vermemek için terör estiren burjuvaziden tüm dünyayı isteyeceğiz ve alacağız da!
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!
Bütün Dünyanın İşçileri Birleşin!
Tiyatro'dan alanlara
Son Eklenenler
- Bir film sahnesi: İngiltere’de bir madenci bandosu, Rodrigo’nun gitar konçertosunu çalmaktadır. Madencilerin emektar ellerinden ahenkli melodiler akıp giderken arka planda hükümet tarafından kapatılmak istenen bir madenle ilgili toplantılar, yürüyen...
- Bugün 18 Kasım. Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir yer tutan Netaş Grevinin yıldönümü… Netaş işçileri, 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin baskı koşullarında bile işçilerin örgütlülüğünün patronları alt edebilecek güçte olduğunu...
- UİD-DER, grevlerinin 81. gününde MKB Rondo işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” pankartı ile grev yerine yürüyen işçiler; “MKB İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”...
- Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ilk olarak 2001 yılında gündeme getirildi ancak AKP iktidarı 2018’de işçilerin iradelerinin dışında bu sistemi zorunlu hale getirdi. 2018 yılından beridir işçilerin maaşlarından her ay bu kandırmacaya para...
- As Plastik işçileri grevlerinin 58. gününde İstanbul Marmarapark AVM’de As Plastik ile iş ilişkileri olan Mavi Jeans önünde basın açıklaması yaptı. Toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması halinde 26 Kasımda greve çıkacak olan DİSK/Genel-İş...
- 100 küsur günü geride bırakan Polonez direnişine, kadın işçilerin kararlılığı damgasını basıyor. Sendikaları Tekgıda-İş’te örgütlenen işçiler sendika düşmanı patronları tarafından işlerinden atıldılar. Direnişe geçtiler, işlerine örgütlü bir biçimde...
- Geçtiğimiz günlerde İzmir’in Selçuk ilçesinde baraka gibi bir evde, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında en büyüğü 5 yaşında olmak üzere 5 kardeş hayatını kaybetti. Bu sırada hurda toplamaya giden anne eve döndüğünde çocuklarının cansız...
- Narin, Leyla, Sıla ve niceleri. Haberlerde duyuyoruz onların adlarını. Bir süre gündemde kalıyorlar, sonra unutuluveriyorlar. Oysa hafızayı diri tutmak gerekir mücadeleyi sürdürebilmek için. Bizler de bu mektubu, yaşananları unutmamak, unutturmamak...
- Son zamanlarda pek çok insanın aklında, dilinde aynı sorular var: Biz nasıl bir toplum olduk böyle? Nasıl olur da insanlar bu kadar kötü olabilir? Teşbihte hata olmaz derler. Toprağı düşünelim. Toprakta her zaman zehirli bitkiler yetişebilir. Ama bu...
- İşyerinde, mahallede, parkta, sokakta, kahvede… Sohbetler döner dolaşır hep aynı soruya bağlanır: “Ne olacak bu memleketin hali?” Soru bakidir, cevabı ise yaşadığımız koşullara, ait olduğumuz sınıfa göre değişiklik gösterir. Çünkü işçi ve...
- Şair “Kuşların vurulduğu zamandır şimdi” demiş. Gerçekten de haksızın haklı, hırsızın namuslu, haydudun yiğit sayıldığı zamandır şimdi. Her gün yeni bir “bu kadarı nasıl olur?” sorusuyla başlıyoruz güne. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir tekstil...
- Yaklaşık iki ay boyunca hakları için mücadele eden, bu süreçte polisin ve jandarmanın saldırısına maruz kalan, gözaltına alınan Fernas işçilerinden biri arkadaşlarından birinin çocuğunun ilk adımını direniş alanında attığını söylemişti. Bir başka...
- Bir an için hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın kim olduğunu, nereli olduğumuzu, yaşadığımız evi, ne iş yaptığımızı hatırlamadığımızı hayal edelim. Bütün yüzlerin, sokakların yabancı olduğunu...