Buradasınız
Demokrasinin Genişlemesi Biz İşçilerin Elinde!
Aydınlı’dan bir deri işçisi
UİD-DER Aydınlı temsilciliğinde “Demokrasi İşçiler Mücadele Ederse Genişler” başlıklı bir İşçi Özeğitim semineri düzenledik. Seminerimize birçok sektörden işçi arkadaşlarımız katıldılar ve görüşlerini dile getirdiler. Seminerin sohbet bölümünde ortak bir noktamız vardı: “Biz işçilere kimse demokrasi bahşetmez, demokrasiyi ancak biz işçiler mücadele edersek genişletebiliriz.” Seminere katılan işçi arkadaşlarımız bu konudaki düşüncelerini şöyle dile getirdiler:
Sağlık işçisi: Sendikalaşma mücadelesi önemlidir. Bu mücadele işçilere altın tepside verilmiyor. İşçiler bu hakkı mücadele ederek alabilir. Patronlar işveren sendikasına üye olduğunda bir şey olmuyor. Ama biz işçiler sendikaya üye olduğumuzda hemen kapı önüne konuluyoruz. Yasalarda olup da kullanamadığımız haklar için ufak tefek demeden mücadele etmeliyiz.
Kadın bir metal işçisi: Geçmişteki birçok mücadelelerden ve grevlerden bahsederiz. 1963’te grevin yasal olmadığı bir süreçte Kavel işçileri greve çıkmıştı. Bu grevden sonra yasalara “Kavel Yasası” olarak geçmişti. Geçmişte yaşanan sınıf mücadelelerinden dersler çıkarmalıyız. Bugün anayasayı konuştuğumuzda “bunlar yasada olsa ne olacak ki? Nasıl olsa kullanamayacağız” diyorlar. Ama biz işçiler örgütlenip mücadele edersek tüm yasal haklarımızı kullanabiliriz.
İkinci kadın metal işçisi: 1982 anayasasıyla birlikte grev yapılamaz denildi. Ama Netaş işçileri yapılmaz denileni yaptı ve greve çıktı. Şimdi ise sendikalaşmanın önünde birçok engel var. Aynı fabrikada çalışıyor olsak dahi başka şirketlerde göründüğümüzden dolayı sendikalaşmamız güçleşiyor. Ama kendi bulunduğumuz yerlerde bu mücadeleyi örersek üstesinden gelemeyeceğimiz sorun yoktur.
Rimaks direnişçisi bir işçi: Sendika anayasal hakkımız. Ama sendikaya üye olduk ve işten atıldık. Fabrika önünde direnişe geçerek işe geri döndük. Ama mücadelemiz bitmedi. İstediğimizi elde edemedik. Noter şartı sendikalaşma açısından bize engel oluyor. Maaşlarımız zaten bize yetmezken bir de maaşımızın beşte birini notere vermek zor geliyor. Önümüzde olan toplu iş sözleşmesini mücadeleyi yükselterek daha iyi koşullarda imzalamalıyız.
Sendikalı bir deri işçisi: Yasalarda bulunan haklar önemlidir. Birçok fabrikada işçiler direnişte. Son birkaç senedir işçiler daha çok direnişe ve greve çıkmaya başladı. Çalışma koşulları günden güne geriye gidiyor. Bu kötü şartları düzeltmek için sendikalı olmak gerekir. Çünkü sendika, sosyal haklar, iş güvencesi ve daha iyi bir çalışma ortamı demektir.
Kadın bir büro işçisi: Netaş grevinden çıkarılacak birçok ders var. Netaş işçileri sendikalarını değiştirmek istedikleri için işten atıldılar ve bunun sonucunda greve çıktılar. Tüm yasaklara rağmen o sağlam örgütlülükleriyle 3150 işçi greve çıkıyor ve hiçbir işçi gidip başka bir işte çalışmıyor. O dönemde grevde olan Derby işçilerine de birçok yardımda bulunuyorlar. 1980 darbesinde kaybedilen birçok hakkı geri kazanıyor ve 12 Eylül karanlığını yırtıyorlar. Bu açıdan Netaş grevi bizlere ışık tutuyor.
Kadın bir plastik işçisi: Temel haklarımızdan yola çıktığımızda kendi işyerimizdeki yemektir, temizliktir, uzun çalışma saatleridir… birçok sorun yaşıyoruz. Hiçbir sosyal hakkımız yok. Bu arada seminer başlarkenki video görüntüleri çok etkileyiciydi. İşçilere ve emekçilere yapılan faşist saldırıları çok açık bir şekilde görebildik. Ama tüm bunlara rağmen mücadelemiz devam ediyor ve yılmıyoruz. İşçiler haklarını aradıklarında polisi ve jandarmayı karşısına çıkartıyorlar. İnsanın insana zulüm ettiğini görüyoruz. Fabrikalarda hepimiz farklı kökenlerdeniz. Ama bizi birleştiren çok önemli bir nokta var. Hepimiz işçiyiz ve hepimiz birlik olmalıyız.
Üçüncü kadın metal işçisi: 1980 darbesinden sonra 3 kişinin yan yana gelmesine şüpheyle bakıyorlardı. Çalıştığım fabrikada iyi anlaşan iki kişi oldun mu usta hemen bizi ayırıyor. Yan yana durmamızı istemiyorlar ve korkuyorlar. Okullarda bizlere demokratik bir ülkede yaşadığımız öğretiliyor. Ama burjuvazinin bize verdiği kadar demokratik bir dünyada yaşıyoruz. Ama daha anayasal haklarımızı bile kullanamıyoruz. Biz verdiğimiz mücadelenin meşruluğuna inanırsak, mücadelemizin arkasında durursak bu mücadeleyi yükseltebiliriz.
Havalimanı işçisi: Demokrasiyi ancak kendi mücadelemizle elde edebiliriz. Ama daha önce kendi iç sorunlarımızı çözmemiz gerekir. Alevi, Sünni ve Kürt, Türk ayrımlarını ortadan kaldırmamız lazım. Hepimizin işçi bilincine varmamız lazım.
Bir deri işçisi: İlk önce geç katıldığım için herkesten özür diliyorum. İşteydim, pazar mesaisinden geldim. Demokrasi benim pazar günleri işe mi gitmem demek? Pazar günleri işe gitmezsem geçinemiyorum. Çok düşük ücretlerle çalışıyoruz. Sandığa gidip düzen partilerine oy veriyoruz. Ama bunlar demokrasiyi getirebilirler mi? Tabiî ki hayır. Bu partilerin laflarına kanmayalım. Biz işçiler arasında ayrım yapmamalıyız. Hangi kökenden olursa olsun tüm işçiler bu mücadelenin bir parçasıdır.
İstanbul
İşçi Sınıfının Birliğe İhtiyacı Var!
Son Eklenenler
- Mersin Çevre Platformu, MIP AŞ’nin limanı genişletmek amacıyla Atatürk Parkını kapatmasını Özgür Çocuk Parkında basın açıklaması ile protesto etti. Mersin halkı, şehir merkezinde bulunan Atatürk Parkının MIP A.Ş tarafından liman genişletme...
- 28 Nisan birçok ülkede iş kazalarında ve meslek hastalıklarında yaşamını yitirmiş işçileri anma günü olarak kabul edilmiş durumda. İlk defa Kanada Kamu Çalışanları Sendikası (CUPE), 1984’te kendi üyeleri için 28 Nisanı Yas Günü olarak ilan etti. Bir...
- ABD’nin New York şehrindeki Columbia Üniversitesi öğrencilerinin başlattığı Filistin halkıyla dayanışma eylemleri ülke çapındaki diğer üniversitelere de yayılarak büyüyor. ABD’nin 22 eyaletinde 40’tan fazla kampüste öğrenciler aynı taleplerle...
- Aralık 2023’te iktidara gelen faşist Javier Milei ve hükümeti, kemer sıkma politikalarıyla krizin faturasını Arjantinli emekçilerin sırtına yıkmaya devam ediyor. İktidara geldiği günden bu yana birçok protesto gösterisiyle Milei hükümetine...
- İşçi sınıfının kadınları olarak birçok sorun yaşıyoruz ve bu 1 Mayıs’ta bizim de yükselteceğimiz taleplerimiz var. Sohbetimiz sırasında emekçi kadın kardeşlerimiz hangi taleplerle 1 Mayıs’a katılacaklarını anlattılar.
- Bizler bir grup petrokimya işçisiyiz. Tüm sınıf kardeşlerimizi 1 Mayıs’ın birlik, mücadele ve dayanışma coşkusuyla selamlıyoruz.
- İşçilerin sendikalaşma hakkı, ücretleri patronlar tarafından gasp edilirken bu duruma itiraz eden, hakkını arayan işçiler cezalandırılıyor, darp ediliyor. Ancak saldırılara, baskılara boyun eğmeyen işçiler mücadeleyi sürdürüyor. İstanbul Finans...
- Tekirdağ Çorlu’da 8 Temmuz 2018’de meydana gelen tren katliamında 7’si çocuk 25 kişi yaşamını yitirmiş, 300’den fazla kişi yaralanmıştı. Katliama ilişkin davanın karar duruşması 25 Nisanda Çorlu Halk Eğitim Merkezi’ne kurulan 1. Ağır Ceza...
- Emekçi kadınlar olarak hayatın her alanında çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sistem bizi sokakta katledip, savaşlarda öldürüyor. Emeğimiz yok sayılıp hayatımız değersizleştiriliyor. Bizler işçi sınıfının kadınlarıyız, ellerimizdeki hünerle...
- Biz işçilerin yaşadığı sıkıntılar, zorluklar gün geçtikçe artıyor. Aldığımız ücretler açlık sınırına denk durumda. Üstelik ücretlerimizin enflasyon karşısında erimesi belimizi iyice büküyor. Çalıştığımız işyerlerinde, fabrikalarda çalışma...
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...