Buradasınız
Deri İş’ten Dayanışma Çağrısı

DESA İşçileriyle Dayanışmak için Uluslararası Eylem Günü Çağrısı
Ülkemizde sektörünün önde gelen firmalarından DESA işçilerinin örgütlenme mücadelesi tüm baskılara karşı ısrarla ve dirençle sürmektedir. 2008’de Deri-İş Sendikasının DESA’da başlattığı örgütlenme çalışması sonucunda Düzce’de 40 işçi, Sefaköy’de ise Emine Arslan işten atılmış ve 400 günü aşan bir direniş örgütlenmiştir. Bu süre zarfında ülke genelinde ve uluslar arası alanda örgütlenen kampanya ve mahkemenin DESA’yı suçlu bulması ile DESA ile sendika arasında protokol imzalanmış ve işveren sendikal örgütlenme özgürlüğüne saygı göstereceğini ilan etmiştir.
Ancak DESA işvereni sözlerini tutmamıştır. Sendikalı işçiler üzerinde baskılar, ayrımcı politikalar süreklilik kazanmıştır. Özellikle kadın işçiler üzerinde mobbing-psikolojik taciz vakaları DESA yönetimi tarafından sıkça uygulanmaktadır. Fabrika içinde sendika çalışanları aleyhinde ırkçı bildiriler dağıtılmaktadır. Sendikal çalışmalara öncülük eden işçilere yönelik provokatif yaklaşımlar sergilenmekte, tepki gösteren üyelerimizin işten çıkarılması için bahane bulunmaya çalışılmaktadır.
Bunun son örneği 28 Ocak tarihinde gerçekleşmiş ve yalan ifade sonucunda iki sendikalı işçi Hakan Lermi ve Serdar Kuru işten çıkarılmıştır. Üyelerimiz bu haksız durumu protesto etmek için 28 Ocak’tan bu yana Düzce fabrikası önünde direnişteler. Direnişe tüm baskılara karşın fabrika içindeki işçiler destek sunmakta, baskılara karşı çok sayıda işçi sendikamıza üye olmaktadır.
DESA işvereninin işçi ve sendika karşıtı tutumu yalnızca mahkeme kararlarında değil kamuoyu vicdanında da mahkum edilmektedir. Sektörünün en büyük firması olan, Prada gibi uluslar arası firmalarla çalışan, yurtdışında mağazalar açan DESA, üretimi gerçekleştiren işçilerin en temel hakkı olan örgütlenme özgürlüğünü reddetmektedir. Devlet teşviki ile Düzce’de fabrika açan, Turquality projesiyle yurtdışındaki yatırımlarının yarısı devletçe karşılanan DESA, çalışanların vergileriyle sermayesini büyütürken kendi çalışanlarının taleplerine saygı göstermemektedir. DESA işvereninin bu yaklaşımı yalnızca DESA işçisine değil emeğiyle geçinen herkese yönelik bir saygısızlıktır.
Bizler DESA işverenini uyarmak, direnişteki işçilerle dayanışmak ve işçilerin örgütlenme özgürlüğünü savunmak için 26 Mart günü ülkemizde ve dünyanın birçok ülkesinde emekten yana güçlerle beraber DESA’yı ve Prada’yı protesto edeceğiz, mağazaların önünde eylemler gerçekleştireceğiz. Emekten yana tüm dostlarımızı eylemlerimizi desteklemeye çağırıyoruz.
Deri-İş Sendikası Yönetim Kurulu
Emekçi Kadınlar Mücadelede Bir Adım Öne
- İşçiler Sendika Düşmanlığına Karşı Mücadele Ediyor
- Omsa Metal İşçileri Sendika Hakları İçin Direnişte
- Cam İşçileri Grevde, İzBB İşçilerinin Direnişi Sonuç Verdi
- Sefalet Zammı Dayatmasına, İşten Atmalara Karşı İşçi Mücadeleleri
- Soygun Değil de Ne?
- İzmir’de Grevci İşçiler Sefalet Dayatmasına Hayır Dedi
- DYO Boya Grevi Kazanımla Sonuçlandı
- İşçiler, Emekliler Sefalet Dayatmasına Karşı Mücadeleyi Büyütüyor
- Buca Belediye İşçilerinin Anlattıkları
- Çiğli Belediyesinde İşten Atılan Kadın İşçilerin Mücadelesi Sürüyor
- Kamu Emekçileri, Öğretmenler, İşçiler Mücadele Ediyor
- Polonez İşçilerine Selam Olsun
- Bize Ekmek Yoksa Size Pasta Yok!
- Buca Belediyesi İşçileri Ücret Gaspına Karşı İş Bıraktı
- Hak Gasplarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçi Mücadeleleri
- Reckitt İşçilerinin Grevi Kararlılıkla Sürüyor
- İzmir Belediye İşçilerinin Grevi Bitti Ama Grev Nefreti Bitmedi
- Bayramın Üçüncü Gününde KRT İşçileriyle Dayanışma
- KRT Çalışanlarından Eylem
- Reckitt Benckiser Grevcilerini Ziyaret Ettik
Son Eklenenler
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...