Buradasınız
Direnişçi İşçilerin Sesi Gebze’de Yankılandı

Direnişte olan Legrand, Ontex, Kampana Deri Kubatoğlu-Fıratpen, PTT ve Burger King işçileri, 9 Temmuz Cumartesi günü Gebze’de ortak yürüyüş düzenleyip basın açıklaması yaptılar. Petrol-İş üyesi fabrika temsilcileri, direnişleri devam eden Bericap işçileri, Eğitim-Sen, UİD-DER, BDSP, ÖDP, ESP de eyleme katılarak destek verdi. Gebze Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya gelen direnişçi işçiler ve emek örgütleri, kortejler oluşturarak buradan tarihi Çeşme Meydanı’na kadar sloganlar atarak yürüdüler. Yaklaşık 200 kişinin katıldığı eylemde “Kahrolsun Ücretli Kölelik Düzeni”, “Tek Yol Birlik Tek Yol Direniş”, “Direne Direne Kazanacağız”, “Taşeron İşçisi Köle Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”, “Yaşasın İşçilerin Birliği”, “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz” sloganları atıldı.
Yürüyüş sonrasında basın açıklamasına geçildi. Basına açıklamasını Legrand direnişçisi Selcan Binnetoğlu ile Ontex direnişçisi Gamze Kayhan gerçekleştirdi. Basın açıklamasında şunlar söylendi; “Hepimizin iş yerleri, sektörleri farklı. Kimimiz sendikalı, kimimiz taşeron işçisiyiz. Ama birlikte mücadele ediyoruz. İsimlerimiz farklı, patronlarımızın adı farklı, ürettiğimiz şey farklı ama sorunlarımız ortak. Kardeşler, işten atıldık çünkü çalıştığımız işyerlerinde, ekmeğimizin ve kaderimizin patronların iki dudağının arasında olmaması gerektiğini düşünüyor ve işçi arkadaşlarımızı bu saldırılara yanıt vermeye çağırıyorduk. Bu haklı mücadelemiz karşısında patronlar bizi işten çıkardı. Patronlar her türlü derneğe, sendikaya üye olabiliyorken, biz sendikalı olduğumuz için işten atılıyoruz. Uzun çalışma saatleri ve düşük ücretle çalışmaya zorlanıyoruz. Bu saldırılara sessiz kalmak demek, kaderimizi patronların çizmesine izin vermek demekti. Her gün çok sayıda işçi işten atılıyor. İş kazalarında yaralanan ve ölen işçilerin haddi hesabı yok. İşte bizler tüm bu sorunlara karşı işçilerin ortak mücadele hattı yaratmasının zorunlu olduğu bilinciyle bir araya geldik. Amacımız, bizler gibi mücadele eden, patronların saldırılarına karşı mücadele etmek isteyen işçilerle bir araya gelebilmek ve taleplerimizi daha güçlü bir biçimde dile getirmek. Sizlerin desteği olmadan ne kendi işyerlerimizdeki saldırıları püskürtmemiz mümkün olabilir ne de gelecek saldırıların önüne geçebiliriz. Bu zorlu mücadelede işçilerin yanında saf tutmayı değil, patronlarla uzlaşı içinde koltuklarını korumayı tercih eden sendika yöneticilerini kınıyoruz. Gebze’ye sesleniyoruz, Gebze işçisine sesleniyoruz. Gebze’deki tüm işçi dostu kurumlara sesleniyoruz. Gelin bu mücadeleyi birlikte yükseltelim. Gelin, sesinizi direnişçi işçilerin sesine katın! Nerede yaşanıyor olursa olsun, hiçbir direnişi yalnız bırakmayalım. İşçi sınıfının birliğini mücadele ve dayanışma içinde hep beraber örelim. Yaşasın Patronlara Boyun Eğmeyen Onurlu İşçiler! Yaşasın İşçi Sınıfının Uluslararası Mücadele Birliği! Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz.” Basın açıklamasının ardından sözü direnişçi işçiler alarak sorunlarını ve neler yaptıklarını anlattılar. İlk önce Deri-İş sendikasında örgütlü olan Kampana işçisi söz aldı ve şunları söyledi: “Bugün direnişimizin 113. günü. Bizler sendikaya üye olduğumuz ve işyerimizdeki kötü çalışma koşullarını dile getirdiğimiz için işten atıldık. İşveren bizi işten atarak kurtulacağını zannetti, fakat bizler mücadeleye girişerek bunun bu kadar kolay olmayacağını göstermiş olduk.”Kampana işçisinden sonra sözü Selüloz-İş sendikasında örgütlü olan Ontex-Canbebe işçisi Gamze Kayhan aldı: “Bizler 145 gündür direnişteyiz. İşten atılma sebebimiz, sendikamız ile işveren arasında yapılan sözleşmeyi eleştirmemiz ve temsilciyi kendimizin seçmek istediğini dile getirdiğimizden ötürü oldu. Bizler tekil olan mücadelemizi diğer direnişlerle ortaklaştırmaya çalışıyoruz. Hepinizi 13 Temmuzda görülecek işe iade davasına bekliyoruz.”
Kubatoğlu-Fıratpen işçisi ise şunları dile getirdi: “Ben işten 5 gün önce atıldım. İşten atılma sebebim ise 60 gündür direnişte olan arkadaşıma selam vermem ve işverenin onunla bir bağlantım olduğunu düşünmesidir. Bizim işyerinde çalışma koşulları çok kötü, yemek kalitesi her gün düşüyor, içtiğimiz su kokuyor. Bizler bunlara karşı birleşirsek şartları değiştirebiliriz.”
Birleşik Metal-İş’te örgütlü Legrand direnişçisi şunları söyledi: “Bizler sendikamıza sahip çıktığımız için işten atıldık. Yeni örgütlenen işyerlerine kötü örnek olmayalım. Bizler sendikamızla değil buralara çöreklenen sendika bürokratlarıyla mücadele ediyoruz. Sendika bürokratları canı istedikleri zaman sahip çıkıyorlar işçilere. Legrand’da 15 yıldır sendika var, ama sürekli yetki sorunu var. Son toplu sözleşme döneminde de aynı sorunla karşı karşıya kaldık. Ve bizler yetki alabilecek kadar işçiyi sendikaya üye yaptığımız için sendika bürokratları ve işveren tarafından işten atıldık. Bizler sendikamıza sahip çıkmak ve işimize geri dönmek için direnişe geçtik.”
Tez-Koop-İş sendikasında örgütlenen Burger King işçisi yakıcı sorunlarına değindi: “Bizler yalnızca Burger King çağrı merkezinde çalışanlar için değil bütün çağrı merkezlerinde çalışanların sorunları için direnişe geçtik. Burger King’de çalışma koşulları çok kötü. Her gün yemekte hamburger yemek zorundayız. Bu yüzden birçok arkadaşımız mide rahatsızlığı geçirmeye başladı. Hasta olmak yasak, raporlu iken bile işe çağrılıyoruz. İşe geç kalan arkadaşlar ilkokuldaki gibi duvar diplerinde tek ayaküstünde bekletilerek cezalandırılıyor. Biz işçiler dağınıklığımızda ısrar edersek bunları yaşamaya devam edeceğiz. Burger King işçileri olarak söz veriyoruz, tüm işçilerin yanında olacağız.”
Haber-İş’te örgütlenen PTT taşeron işçisi ise şöyle dedi: “Bizim bugün direnişteki 185. günümüz, bizler sendikaya üye olduğumuz için işten çıkartıldık. Ve kararlı bir şekilde direnişimize devam ediyoruz. Bizler mücadelemizi Pazartesi Ankara’ya taşıyoruz. Önce PTT Genel Müdürlüğü önünde bir çadır kuracağız, Salı günü ise TBMM önünde bir çadır kurmaya çalışacağız.”
Direnişçi işçilerden sonra BDSP adına da bir konuşma yapıldı. Konuşmada, direnişlerin sömürülen milyonlarca işçi için birer umut ışığı olduğu dile getirilirken, ortak mücadelenin ve dayanışmanın önemine vurgu yapıldı. Sendikal bürokrasiye ve ihanete karşı mücadelenin altı çizildi. Basın açıklaması atılan sloganlarla sona erdi.
BMİS 2 Nolu Şube Genel Kurulu
O Duvar, O Duvarınız, Vız Gelir Bize, Vız...
- İşçiler Sendika Düşmanlığına Karşı Mücadele Ediyor
- Omsa Metal İşçileri Sendika Hakları İçin Direnişte
- Cam İşçileri Grevde, İzBB İşçilerinin Direnişi Sonuç Verdi
- Sefalet Zammı Dayatmasına, İşten Atmalara Karşı İşçi Mücadeleleri
- Soygun Değil de Ne?
- İzmir’de Grevci İşçiler Sefalet Dayatmasına Hayır Dedi
- DYO Boya Grevi Kazanımla Sonuçlandı
- İşçiler, Emekliler Sefalet Dayatmasına Karşı Mücadeleyi Büyütüyor
- Buca Belediye İşçilerinin Anlattıkları
- Çiğli Belediyesinde İşten Atılan Kadın İşçilerin Mücadelesi Sürüyor
- Kamu Emekçileri, Öğretmenler, İşçiler Mücadele Ediyor
- Polonez İşçilerine Selam Olsun
- Bize Ekmek Yoksa Size Pasta Yok!
- Buca Belediyesi İşçileri Ücret Gaspına Karşı İş Bıraktı
- Hak Gasplarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçi Mücadeleleri
- Reckitt İşçilerinin Grevi Kararlılıkla Sürüyor
- İzmir Belediye İşçilerinin Grevi Bitti Ama Grev Nefreti Bitmedi
- Bayramın Üçüncü Gününde KRT İşçileriyle Dayanışma
- KRT Çalışanlarından Eylem
- Reckitt Benckiser Grevcilerini Ziyaret Ettik
Son Eklenenler
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...