Buradasınız
Durma haykır, örgütlü mücadeleye katıl!
1 Mayıs Mahallesinden bir kadın işçi
1 Mayıs’a bu yıl UİD-DER’le katıldım. Daha önceleri de 1 Mayıs’a katılmıştım ama bu kez sanki ilk defa katılıyordum. Bunun nedeniyse UİD-DER’deki mücadele coşkusu ve hepimizin kolektif bir şekilde, emek sarf ederek yaptığımız 1 Mayıs çalışmalarımızdı.
UİD-DER olarak, 1 Mayıs için neredeyse 3 ay öncesinden hummalı bir çalışmaya başladık. 1 Mayıs’la ilgili afişlerimizi, bildirilerimizi, pankartımızı, flamalarımızı hazırlarken kolektif bir şekilde çalıştık. Çünkü birlik dayanışma ve mücadele günümüz olan 1 Mayıs’a ilk defa UİD-DER olarak kendi pankartımız altında katılacaktık. Tüm çalışmalarımızdan sonra 1 Mayıs günü geldiğinde tüm coşkumuzla alandaydık. Tüm temsilciliklerimiz birer birer alana gelmeye başlamıştı. Onların gelişlerini alkışlarımızla, sloganlarımızla karşılıyorduk. UİD-DER olarak yavaş yavaş alana coşkumuzu yaymaya başladık.
Düzenli bir şekilde kortejimizi oluşturduktan sonra yürümeye başladık. Yürürken yol kenarlarındaki insanlar ve diğer kortejler ilgiyle bize bakıyordu. En önde büyük harflerle UİD-DER yazılı pankartımız duruyordu. Arkada ise bizler hep birlikte, ellerimizde kızıl flamalarımızla sloganlarımızı atıyorduk. “UİD-DER yürüyor, mücadele büyüyor!”, “darbeciler püskürtülecek, işçi cephesi yükseltilecek!”, “kahrolsun ırkçılık, Kürtlere özgürlük!”, “açlık, savaş, faşizm işte kapitalizm!”, “bütün ülkelerin işçileri birleşin!” gibi sloganlarımızı atarak alanda gür sesimizle haykırdık. UİD-DER yazılı kızıl flamalarımızla alanda adeta bir gelincik tarlasını andırıyorduk. Evlerin ve işyerlerinin pencerelerinden bize bakanlar, bizlerle birlikte ya yumruğunu kaldırarak sloganlarımıza katılıyor ya da alkışlıyordu. Alana geldikten sonra hep birlikte halay çektik ve daha sonra düzenli bir şekilde alandan ayrıldık.
UİD-DER olarak bizler, 1886 yılında hayatları pahasına mücadele ederek bizlere birlik, dayanışma ve mücadele günümüz olan 1 Mayıs’ı armağan eden işçiler anısına da, o gün alanda kapitalist sisteme karşı olan öfkemizi haykırdık. Özellikle 1980 darbesinden sonra burjuvazi 1 Mayıs’a işçilerin katılmasını engellemek için sürekli olarak korkutmaya çalışıyor. Alandaki en küçük bir olayı tüm bir mitinge mal ederek, alanda bir savaş görüntüsü çiziyor ya da “1 Mayıs’a ancak teröristler gider” söylemiyle bizim bir araya gelmemizi engellemeye çalışıyor. Oysa 1 Mayıs, ömrümüz boyunca bizi iliğimize kadar sömüren kapitalizme karşı, hepimizin bir arada, dayanışma içerisinde mücadele bayrağımızı yükselteceğimiz gündür. Burjuvazinin bu korku ve yıldırmalarına kanmayarak önümüzdeki mücadele günlerimize hep birlikte katılalım ve katalım. Kapitalizmin çarkı bizi ezmeden biz onu ezelim!
Yaşasın 1 Mayıs! Bıji Yek Gulan!
Durma Haykır, Örgütlü Mücadeleye Katıl!
Dünyanın Bütün İşçileri Birleşin!
Hasat günleri!
UİD-DER
Son Eklenenler
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...