Buradasınız
Hasat günleri!
1 Mayıs Mahallesinden bir eğitim emekçisi
2004’ten bu yana işçiler 1 Mayıs’ı ikinci kez ortak bir alanda buluşamayıp, farklı alanlarda coşkuyu ortaklaştıramadan, gücünü göremeden geçirdi. Statükocular son dönemlerde gerçekleştirdikleri Cumhuriyet mitingleriyle gövde gösterisi yaparken, bizim için çok anlamlı bir gün olan 1 Mayıslar parçalanmış olarak geçti. Bu yıl Kadıköy’deki mitinge Türk-İş’e bağlı sendikalardan, çeşitli dernek ve partilerden yaklaşık olarak 6 bin civarında kişi katıldı. Taksim’de ise burjuvazinin kolluk güçleri ortalığı darmaduman etti. Yoldan geçen ilgisiz insanlar bile polisin saldırısından kurtulamadı. Burjuvazi işçi sınıfından ne kadar korktuğunu, ona vahşice saldırarak gösteriyor. Bir araya gelip toparlanmasını, kendine güvenini kazanmasını engellemeye çalışıyor. İşçi sınıfı hareketinin geri durumda olduğu bu dönemde önemli mücadele günleri, ya sendika bürokratlarının küçük hesaplarına kurban ediliyor ya da bu topraklardaki küçük-burjuva sol geleneğin rekabetçi doğasıyla heba ediliyor. Burjuvaziye yaptıklarının hesabını soracak bir örgütlülüğün olmadığı şu dönemde, işçi sınıfı içinde sabırla çalışmanın zorunluluğu dersi çıkarılmış olmalıdır bir kez daha. Tabanın iyi örgütlendiği, işçilerin militan sınıf sendikacılığını yükselttiği, sendikaların burjuvazinin ekmeğine yağ sürmediği bir dönem geldiğinde her yer 1 Mayıs alanı olacaktır.
Bizler UİD-DER çatısı altında ilk kez 1 Mayısa katıldık. Yüzlerce işçiyle ve bizlere katılan öğrenci kardeşlerimizle birlikte Kadıköy’deydik. Sloganlarımızı haykırdık, işçi sınıfının din, dil, ulus ayrımı olmaksızın aynı kaderi paylaşan tek ve uluslararası bir sınıf olduğunu vurgulayan pankartlarımızı taşıdık, bu içerikteki sloganlarımızı haykırdık. Aylar öncesinden hazırlıklarımızı yaptık, pankartlarımızı, flamalarımızı kendi ellerimizle diktik, boyadık. Nasıl ki işçi sınıfının bilinçlenmesi ve örgütlü mücadele etmesi için hazırladığımız seminerlerimizde İşçi Özeğitim Gruplarında yetişmiş olan işçi arkadaşlarımız bu görevleri üstleniyorsa, etkinlik ve eylemlerimizde kullandığımız tüm materyallerimizi de kendi ellerimizle hazırlamaya devam ediyoruz. Bu dünyayı değiştirecek olan, mücadelemiz için birleşen ellerimiz ve beyinlerimizdir. Alanda bizimle ilk kez katılanların bizim alıştığımız ama onların ilk kez karşılaştıkları bir şey vardı, bu da alandaki disiplinimizdi. Günler öncesinden tüm hazırlıklarımız tamamlanmıştı. Pankartlarımız, flamalarımız, görevli arkadaşlarımızın giydiği, önünde UİD-DER, arkasında “Yaşasın İşçilerin Uluslararası Mücadele Birliği” yazılı olan görevli önlüklerimiz ve güvenlik önlemlerine kadar her şeyimizi planlamıştık. Alana gidecek işçi arkadaşlarımız için otobüsleri de ayarladıktan sonra hiçbir eksiğimiz kalmamıştı. Tüm bunlar bizimle ilk kez gelen işçi kardeşlerimizin bize güvenlerini pekiştirmişti. Daha önce 1 Mayıslara katılan işçiler ve gençler böyle bir disiplin görmediklerini söylüyorlardı.
1 Mayıslar, 8 Martlar, 15-16 Haziranlar önemli mücadele günleridir. İşçi sınıfı o gün kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla alanlarda olmalıdır. Ama yılın diğer günlerinde sınıfın bilincinde ve örgütlülük düzeyinde bir ilerleme olmazsa, bu mücadele günlerini burjuvazi zaten başka bir şekilde işleyecektir onun zihnine. 1 Mayıslar bizim mücadele yolunda ektiğimizi biçtiğimiz, hasat günleridir, ama aynı zamanda oradan topladığımız tohumları hemen yeniden toprağa sürdüğümüz, daha verimli meyveler, daha bol ürün almayı hedefleyeceğimiz günlerdir.
Bizlere Sunulan Bir Günlük Yaşam
Durma haykır, örgütlü mücadeleye katıl!
Son Eklenenler
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi grevinde yaşananlar hakkında Marksist Tutum’da bir makale okudum. Tam da içimden geçenleri, cümlelere dökemediklerimi noktasına virgülüne kadar yansıtan bir yazıydı. Konuyu derinlemesine ele alan bu yazı her mücadelede...
- Zeytinlik alanları maden ve enerji işletmeciliğine açacak yasa teklifine karşı tepkiler sürüyor. Çeşitli illerden Ankara’ya gelen köylüler, talan yasasına karşı TBMM yakınında bulunan Cemal Süreya Parkı’nda direniş nöbetindeler.
- Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli mücadeleler, dönemeç noktaları vardır. 1970 Haziran’ı bu tarihte önemli bir yere sahiptir. Bugün halen aşılamamış bir zirve olan 15-16 Haziran direnişi sürecinde, işçi sınıfı yapay kutuplaştırma...