Buradasınız
Enflasyon Değil, Hayat Pahalılığı Varmış! O da “Dar Gelirli” için!

Kişi başına gelir Cumhuriyet tarihinde ilk kez yedi yıl üst üste azaldı, Türkiye dünyanın en büyük ekonomileri sıralamasında 16’dan 21’e geriledi. Ancak bu durum ülkedeki tüm sınıfsal kesimlerin ekonomisinin kötüleştiği anlamına gelmiyor. Büyüme oranlarına, banka ve büyük şirketlerin kârlarına, açıklanan borsa değerlerine baktığımızda patronlar sınıfının iyice semirdiğini görüyoruz. Sadece son 5 ayda (Kasım 2021-Nisan 2022) banka hesabında 1 milyon liranın üzerinde mevduat olan kişi sayısı yaklaşık 89 bin kişi arttı. Sermayenin kârı katlanıyor, milyonerlerin sayısı artıyor. Dolar milyarderleri daha fazla zenginleşiyor, öte yandan emekçiler her geçen gün yoksulluk çukurunun dibine tepetaklak yuvarlanıyor. 2018’de patlak veren ekonomik krizle birlikte hız kazanan yoksullaşma dalgası geçtiğimiz Ekim ayından bu yana tam bir yıkım tablosuna dönüştü. Her türlü manipülasyona rağmen resmi enflasyon yüzde 70’i geçti, inanılmaz bir hayat pahalılığı oluştu. Hâl böyleyken siyasi iktidar sözcülerinden akla zarar açıklamalar geliyor.
Erdoğan, 6 Hazirandaki konuşmasında enflasyonun tüm dünyada bir sorun olduğunu belirtti ve “Bizde teknik anlamda enflasyon değil, fiili bir hayat pahalılığı sorunu vardır” dedi. Enflasyon fiyatlar genel seviyesinde gerçekleşen sürekli artışı ifade eder ki TÜİK’in tüm manipülasyonlarına rağmen resmi enflasyon yüzde 73’e ulaşmıştır. ENAG gibi bağımsız araştırma kuruluşlarının verilerine göre ise gerçek enflasyon yüzde 160’lar düzeyindedir. Market raflarındaki ürünlerin gün içinde defalarca etiketinin değişmesi, fiyatların durdurulamaz yükselişi Erdoğan’ın söylediklerinin aksine ülkede yıkıcı bir enflasyon olduğunu gösterir. Öte yandan ABD’de, Almanya’da ve genel olarak Batı’da enflasyonun nasıl rekor kırdığını anlatmaya pek meraklı Türkiye muktedirleri, ülkedeki gerçek enflasyonun ABD’deki enflasyondan neredeyse 20 kat, Almanya’dakinden ise 25 kat daha fazla olmasına dair tek laf etmiyorlar.
2021 yılının başında 14 lira olan yağın litresi bugün 35 lirayı, 50 lira olan etin kilosu 150 lirayı aşıyor. İşte bu enflasyondur; emekçilerin et, yağ vb. her türlü ürünü artan fiyatlarından kaynaklı alamıyor olması yahut daha az miktarlarda alabilmesi ise hayat pahalılığıdır. Hayat pahalılığı insanların satın alma gücünün düşmesidir. Bir taraftan iğneden ipliğe her şeyin fiyatı durmaksızın artarken, diğer taraftan ücretlerin arttırılmaması söz konusudur ve bu bilinçli izlenen bir politikadır. Enflasyon sürekli tırmanıyor ve ücretler aynı oranda artmadığı için emekçilerin alım gücü (reel ücretler) düşmüş oluyor.
2022 yılının asgari ücreti 4253 lira olarak açıklandığında cumhuriyet tarihinin en büyük zammının yapıldığı propaganda edildi, oysa bu gerçek değildi ve üstelik bu zam oranı önceki yılın kayıplarını dahi telafi etmiyordu. Yine de açıklandığı ay açlık sınırının üzerindeydi. Ne var ki Ocak ayında 4250 liraya çıkan dört kişilik bir ailenin açlık sınırıyla eşit düzeye geldi. Yani emekçiler ilk zamlı ücretlerini aldıkları gün asgari ücret çoktan açlık sınırındaydı. Açlık sınırındaki artış yerinde durmadı ve beş ay içinde tam 2 bin lira artarak Mayıs ayında 6017 liraya yükseldi. Bu durumda Ocak ayındaki alım gücünü koruyabilmesi için bile bugün asgari ücretin 6 bin lira olması gerekiyor. Sadece bu karşılaştırma bile, fiyat artışları yani enflasyon karşısında ücretinde artış olmayan milyonlarca emekçinin yaşadığı yıkıcı hayat pahalılığını çok net olarak gösteriyor. İler tutar yeri kalmayan TÜİK’in resmi enflasyonuna göre bile oluşan kaybı önlemek için bugün asgari ücretin 5 bin 768 lira olması gerekiyor. İşte bu bilinçli yoksullaştırma politikasıyla reel ücretler yani işçilik maliyetleri düşürülüyor. İşçiler daha ucuza sömürülüyor ve sermaye sınıfının kârı katlanıyor. Türkiye’de bugün bir taraftan rejimin politikalarıyla doğrudan bağlantısı olan ciddi bir enflasyon vardır, diğer taraftan da işçi ücretleri bu enflasyonun çok çok altında bırakıldığı için emekçiler cephesinde yaşanan korkunç bir hayat pahalılığı…
Erdoğan’la aynı günlerde Bakan Nebati de şöyle dedi: “Bu sistemden dar gelirliler hariç üretici firmalar, ihracatçılar kâr ediyorlar. Çarklar dönüyor. Büyümeyi tercih ettiğimiz için büyüme rakamları iyi geliyor.” İşte bu siyasi iktidarın sermayeyi ihya ederken emekçileri zerre kadar umursamadığının itirafıdır.
Emekçiler olarak sadece yıkıcı bir enflasyon ve hayat pahalılığıyla değil, aynı zamanda ciddi bir algı yönetimi saldırısıyla da karşı karşıyayız. Erdoğan’ın açıklamaları, Nebati’nin iş başına geldiği günden bugüne dilinden dökülen inciler bu gerçeğe ışık tutuyor. Milyonlarca işçinin ücretinin ve emekli maaşlarının belirlenmesinde kriter olan resmi enflasyonun TÜİK tarafından düşük gösterilmesi buna örnektir. TÜİK, ürettiği yalanlar ortaya çıkmasın diye artık enflasyon sepetini bile açıklamıyor. İşçi sınıfı hayat pahalılığı altında büyük bir yıkım yaşamaktadır. Öyleyse yapmamız gereken birilerinden medet ummadan işçi sınıfının birliğini, dayanışma ve mücadelesini büyütmektir!
- TTL Grevcisi Kadınlar: “Birimiz Hepimiz, Hepimiz Birimizdik”
- DİSK, KESK, TMMOB ve TTB 1 Mayıs’ta Kadıköy’e Çağırdı
- Erlau İşçileri Sendikal Hakları İçin Mücadele Ediyor
- Esenyurt Belediyesi’nde Kayyum Yönetiminin İşten Atma Saldırısı Protesto Edildi
- Liseliler Ayakta: “Öğretmenime Dokunma!”
- Çayırhan Maden Ocağında Patlama: 2’si Ağır 14 İşçi Yaralandı
- Herkese Birinci Sınıf Sağlık Hizmeti İddiası ve Gerçekler
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Eğitim Sen’den ve Üniversite Öğrencilerinden Tutukluların Serbest Bırakılması İçin Eylem
- Kuzey ve Güney: İki Sınıfın Gerçek Hikâyesi
- Boykota Destek Genişledikçe İktidarın Saldırıları Büyüyor
- Büyük İnsanlığın Safında Bir Kalem: Sabahattin Ali
- İşçi Sınıfı Tarih Bilinci Kazanırsa İlerler
- O Yılan Kapitalizmdir, Sana da Dokunur Kardeşim
- Maltepe’de Milyonlar Bir Araya Geldi
- KESK İstanbul Şubeler Platformu: “Levent Dölek Serbest Bırakılsın!”
- Kapitalist Karanlığa Karşı Mücadeleyi Büyütelim
- Eğitim Sen: Baskılar Bizi Yıldıramaz
- “Hadi Siz de Birlik Olun, Korkmayın!”
- Zenginlik ile Yoksulluk Arasındaki Uçurum!
Son Eklenenler
- Vezir Muhammed Nurtani… Tanıdık gelmiştir bu isim pek çoğunuza… Yine de hikâyesinin bildiğimiz kısmını bir kez daha paylaşalım sizinle: Afganistanlı göçmen işçi Vezir Muhammed Nurtani 10 Kasım 2023’te çalıştığı kaçak maden ocağında kalp krizi...
- Artık eski kuşak işçilerden sayılırım. Mücadele örgütümüz UİD-DER saflarında yaş alıp 60’a merdiven dayadığım için kendimi bahtiyar hissediyorum. İlk 1 Mayıs’a 1979 yılında, İzmir’de, ustamla birlikte katıldım. Katılım oldukça yüksekti. Kalabalıkta...
- TTL tütün işçileri, örgütlü oldukları Tekgıda-İş Sendikası ile birlikte, 41 gün önce “Bu işyerinde grev var” pankartını fabrikanın dört bir yanına asarak greve çıktılar. Grev çadırlarını fabrika önüne kurdular. Büyük çoğunluğu kadın olan işçi...
- DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, 1 Mayıs’ı bu yıl İstanbul Kadıköy Meydanı’nda kutlama kararı aldıklarını basın açıklaması yaparak duyurdu.
- İzmir Çiğli Belediyesine bağlı Çibel’de çalışan işçiler Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 17 Nisanda greve çıktı. İzmir Narlıdere Belediyesine bağlı Narbel’de de Genel-İş İzmir 4 No’lu Şube ile SODEMSEN arasında...
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....