Buradasınız
Geleneği Geleceğe Taşıyoruz
Esenyurt’tan bir grup işçi

Bizler çeşitli fabrikalarda çalışan UİD-DER’li işçileriz. Her sabah iş telaşıyla kalkarken Haziran ayının 12’si sabahı çok farklı duygularla güne uyandık, o Pazar UİD-DER’in 10. Yıl Şölenine katılmak için coşkuyla arabalara bindik. Tabi ki her zamanki gibi disiplinli düzenli, UİD-DER’e yakışır şekilde şiirlerimizle, şarkılarımızla coşkulu bir şekilde etkinlik alanına vardık.
Aslında iyi biliyorduk UİD-DER’in ne kadar güzel etkinlikler yaptığını ama bu sefer farklıydı. UİD-DER 10. yaşını farklı sektörlerdeki işçilerin bir araya gelmesiyle kutladı, bu da yüreğimizdeki coşkuyu daha da arttırdı.
Özellikle kadın işçiler olarak yarına bakışımızın hiç de umutsuz olmadığını, örgütlü mücadeleyle başarılamayacak bir şey olamayacağını gördük. Etkinlikte şunu hissettik, bizlerin geleceği egemenlerin ellerinde değil, biz işçilerin nasırlı ellerindedir. Boşuna dememişler, bir elin nesi var iki elin sesi var. Aslında örgütlüysek her şeyiz, örgütsüzsek hiç bir şey. UİD-DER işçi sınıfının geleneğini geleceğe taşıyor. Bizler bu bayrağı ileriye ne pahasına olursa olsun taşıyacağımıza ve gelecek kuşaklara aktaracağımıza canı gönülden inanıyoruz, söz veriyoruz. Kadın ve erkek işçiler olarak hepimiz çok zor şartlarda çalışıyoruz. Çalıştığımız sektörlerde örgütsüz olduğumuz için patronların dayatmalarına maruz kalıyoruz. Ancak bu sorunlarımızı çözmemizin yolu UİD-DER’de örgütlenmekten geçiyor. Buradaki sınıf kardeşlerimizin bizim için hazırladıkları şarkılar, marşlar, ezgiler gerçekten inanılmazdı, bizlere çok güzel, mücadele dolu bir gün yaşattılar. Şunu da gördük ki işçiler hiç de yeteneksiz değillermiş, herkesin emeğine yüreğine sağlık, bizlere bu duyguları yaşatanlara, örgütlü mücadeleye katanlara yürekten teşekkür ediyoruz.
Uykuya Dalıyorum Ayakta Dururken
Zorunlu Senelik İzinler Başlamıştır
Son Eklenenler
- İşçi sınıfımızın üç yürek işçisini Haziran ayında kaybettik. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet, 2 Haziran 1970’te Orhan Kemal, 2 Haziran 1991’de ise Ahmed Arif’in güzel yüreği artık atmaz oldu, söylenecek sözleri yarım kaldı. Fakat kalemlerini...
- Ben metal sektöründe çalışan bir işçiydim. İşçiydim diyorum çünkü hakkımızı aradığımız için işten çıkarıldık. İşveren biz işçilerin ve temsilcilerimizin taleplerini karşılamamak için her yola başvuruyordu. Sorunları çözmek bir yana daha fazla baskı...
- Seçimlerden önce siyasi iktidar türlü vaatler sıralamış, 24 Nisan-31 Mayıs tarihleri arasında kullanılan doğalgazın tamamının ve gelecek yıl Mayıs ayına kadar kullanılacak gazın ise ay bazında 25 metreküplük kısmının ücretsiz olacağını duyurmuştu. “...
- İşçi ve emekçileri ilgilendiren tüm alanlarda devasa bir sorunlar yumağı her geçen gün büyüyor. Ama bunlar seçim meydanlarında gündem olmadı. Sorunların üstü milliyetçilikle, hamasetle örtülmeye çalışıldı.
- Yunanistan'da Pire Emek Merkezi’nin çağrısıyla düzenlenen ve binlerce emekçinin, çeşitli sendikalardan temsilcilerin ve işçilerin katıldığı yürüyüşte “iş cinayetleri durdurulsun” denildi.
- Fransa’da Disneyland Paris işçileri artan hayat pahalılığına ve düşük ücretlere karşı ücret artışı ve çalışma koşullarının düzeltilmesi talebiyle 30 Mayısta iş durdurdu.
- İşçi ve emekçilerin ezici çoğunluğu gidişattan endişeli, hoşnutsuz, sorunların çözülmesini, ekonominin düzelmesini istiyor. Ama öte yandan çok sayıda işçi ve emekçi sorunlarımızın kaynağında olan, hoşnutsuzluğumuzun nedeni olan mevcut iktidara oy...
- İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı bir şirkette çöp işinde çalışan bir işçiyim. Dışarıdan bakıldığında, belediyede çalıştığımız için, insanların gözünde güzel bir işimiz var gibi algılanıyor ve sohbetlerde de dile getiriliyor. Ama işin iç yüzü...
- Bağımsız Maden İş Sendikası Genel Başkanı Gökay Çakır ve sendika yöneticileri Soma Yeni Anadolu Madencilik’te üyelerine yönelik baskı, mobbing ve EYT kapsamındaki ayrımcılığa karşı maden önünde açıklama yapmak istediler. Ancak jandarma tarafından...
- Zorlu bir seçim sürecini geride bıraktık. Seçim sonuçlarının olumsuz etkilerini asıl olarak önümüzdeki dönemde yaşayacağız. Ancak şimdiden toplumun çoğunluğunda giderek baskın hale gelen bir duygunun açığa çıktığını görüyoruz: Umutsuzluk. Tek adam...
- Toplum örgütsüz olsa bile kendisi örgütlü olan bir işçi umutsuzluğa düşmez. Umutsuzluğun panzehirinin örgütlülük olduğunu, sadece istemekle baskı ve zorbalığın son bulmayacağını, bunun için sorumluluk almak ve mücadele etmek gerektiğini bilir....
- İnsanların, toplumların bir tarihi vardır, sınıfların da öyle. Ve bu tarih geleceğe yürürken o sınıflara yol gösterir. Dünya işçi sınıfının bir parçası olan Türkiye işçi sınıfımızın tarihi de bugüne ve geleceğe ışık tutan, unutulmaması gereken...
- Ben 1 Mayıs’a UİD-DER’le katılan gençlerden biriyim. Gençlerin artık seslerini duyurmaya ihtiyacı var. Sesimizi boğmaya çalışanların tuzaklarını aşıp, hiçlik duygusundan çıkıp değişimin öznesi olmak istiyoruz. 1 Mayıs’ta yaşadığımız coşkuda bunu...