Buradasınız
Gemileri Yaktık, Geri Dönüş Yok!
Gebze’den bir grup işçi

Petrol-İş sendikasında örgütlendikleri için işten atılan ve direnişlerini kararlılıkla sürdüren Flormar işçileri ile karşı karşıya kaldıkları baskılar ve yasaklar üzerine sohbet ettik. Flormar işçileri bu sohbette duygu ve düşüncelerini şu şekilde ifade ettiler:
Direnişimizde acısıyla tatlısıyla 200 günü geride bıraktık. Bize yasak koyanların gelip bize ne yaşadığımızı, neden dışarıda olduğumuzu sorması gerekiyor öncelikle. Neye göre yasak koyuyorlar? Mademki sendikalı olmak anayasal bir hak, biz de bu hakkımızı kullandık, sadece ekmeğimizi biraz daha büyütmek istedik. İşten atıldık. Yani bizim sendikalı olma hakkımızı kullanmamızı engelleyen bir patron var ve devlet neden bunu engelleyenlere bir yaptırım uygulamıyor? Kaymakam aracılığıyla direnişimize baskılar uygulanıyor, direnişimiz kırılmaya çalışılıyor. Neden işçiler hakkını aradığında sonuç hep aynı oluyor?
“Mazlumun yanındayız, zalimin karşısındayız” diyorlar. Ama işçi hakkını arayınca işçinin yanında değil karşısında yer alıyorlar. Ne yani, bunca işçiyi işten atan patron mazlum, kapı önüne koyulan biz işçiler mi zalimiz? İnsanlara sürekli “kredi çekin, ev sahibi olun” diyorlar. İnsanlar kredi çekiyor, borç sahibi oluyorlar. Sonra da işçiler borçlu oldukları için haksızlıklar karşısında seslerini çıkaramıyor, sessiz kalmayı tercih ediyorlar. Neden? Çünkü hepsi bankalara borçlular! Bu da patronların işine yarıyor.
Patronlar her şeyi fırsata çeviriyorlar. Patronlarla röportajlar yapılıyor büyük kanallarda. Adamlar açık açık söylüyor. Bir işçi çalıştıracağıma Suriyeli 3 işçi çalıştırırım, diyorlar. Yani demiş oluyorlar ki biz Suriyeli işçiye asgari ücretten daha düşük ücret veriyoruz. Hani en düşük ücret sınırı asgari ücretti? Bununla ilgili de kimse gidip hesap sormuyor. Patronlar biliyor ki Suriyeliler zaten muhtaç. Buradan ne kâr ederiz, bunu düşünüyorlar. İşçiler iş kazalarında ölüyor. Geçen gün de Gebze’de oldu, 3 işçiyi kaybettik. Başka yerlerde de oluyor. Patronlara hesap sorulmuyor. Ama işçiler hakkını aramaya başlasın, hemen yasaklar konuluyor.
Değil vali, değil kaymakam, bizim direnişimizi kıramayacaklar. Biz emeğimizin peşindeyiz. Yıllarımızı verdik bu fabrikaya ve kimse için bunu heba etmeye niyetimiz yok. Tekel işçileri için “yetim hakkı yiyorlar” dediler. Metal işçilerinin grevine “milli güvenliği bozuyor” dediler, bizim için de “marjinal”, “bölücü”, “vatan haini” diyorlar. Biliyoruz ki hakkını arayan, ekmeğini büyütmek için mücadele eden herkese bir damga vuruyorlar. Bizler saraylar, katlar, hanlar istemiyoruz. Bizim derdimiz evimizin geçimini sağlamak, hakkımızı almak, Flormar’a sendikalı bir şekilde geri dönmek. Biz çalışırken maaşımıza zam yapmamak için kırk takla atan Flormar yönetimi, biz sendikalı olmak isteyince mücadelemizi kırmak için bütün imkânlarını seferber edip içerideki arkadaşlarımıza ulaşmamızı engellemek için dünya kadar harcama yaptı. Oysa biz maaşlarımıza zam istediğimizde, “bütçemiz yok, maaşlarınızı krediyle ödüyoruz” gibi cevaplar alıyorduk. Ama bizim direnişimizi kırmak için hem fabrika içinde hem de fabrika dışında kesenin ağzını açtılar.
Biz fabrikanın önündeki kapıya direnişimizin kaçıncı güne ulaştığını yazıyoruz. Her defasında bu yazıyı siliyorlar. Yazmayalım diye uğraşıyorlar. Ama o yazıyı istedikleri kadar silsinler. Flormar direnişi Türkiye işçi sınıfı mücadelesine yazıldı bir kere. Bizi oradan asla silip atamayacaklar. Biz gemileri yaktık, artık dönüş yok! Biz 200 günü aşkındır Flormar önünde direnen işçiler olarak diyoruz ki; “Kavga verenler kaybedebilirler, kavga vermeyenler zaten kaybedenlerdir.”
“Tepemin Tasını Attırmayın!”
- İşçiler Sendika Düşmanlığına Karşı Mücadele Ediyor
- Omsa Metal İşçileri Sendika Hakları İçin Direnişte
- Cam İşçileri Grevde, İzBB İşçilerinin Direnişi Sonuç Verdi
- Sefalet Zammı Dayatmasına, İşten Atmalara Karşı İşçi Mücadeleleri
- Soygun Değil de Ne?
- İzmir’de Grevci İşçiler Sefalet Dayatmasına Hayır Dedi
- DYO Boya Grevi Kazanımla Sonuçlandı
- İşçiler, Emekliler Sefalet Dayatmasına Karşı Mücadeleyi Büyütüyor
- Buca Belediye İşçilerinin Anlattıkları
- Çiğli Belediyesinde İşten Atılan Kadın İşçilerin Mücadelesi Sürüyor
- Kamu Emekçileri, Öğretmenler, İşçiler Mücadele Ediyor
- Polonez İşçilerine Selam Olsun
- Bize Ekmek Yoksa Size Pasta Yok!
- Buca Belediyesi İşçileri Ücret Gaspına Karşı İş Bıraktı
- Hak Gasplarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçi Mücadeleleri
- Reckitt İşçilerinin Grevi Kararlılıkla Sürüyor
- İzmir Belediye İşçilerinin Grevi Bitti Ama Grev Nefreti Bitmedi
- Bayramın Üçüncü Gününde KRT İşçileriyle Dayanışma
- KRT Çalışanlarından Eylem
- Reckitt Benckiser Grevcilerini Ziyaret Ettik
Son Eklenenler
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.