Buradasınız
Gençler Çarkı Bozuk Düzene Hayır Diyor!
Mersin Üniversitesinden bir öğrenci

Yaşadığımız dünyada biz işçiler için hayat hiç de kolay değil. Yoksullukla, işsizlikle, açlıkla ve daha nice sorunlarla hayatımız harcanıp gidiyor. Rahatça bir nefes almadan, kafamızı yastığa koyduğumuzda “yarın nasıl geçecek?” diye kaygılanmadan geçirdiğimiz bir günümüz bile yok neredeyse. Üstelik şu an dünyada büyük bir savaş var. Yaşadığımız böylesi bir dönemde hayat bizler için giderek zorlaşıyor. İşte böyle karanlık bir atmosferde, birliğe, beraberliğe, dayanışmaya her şeyden çok daha fazla ihtiyacımız olduğu bir dönemde UİD-DER’le 1 Mayıs’a katıldım.
Yıllardır 1 Mayıs’lara UİD-DER’le katılan biri olarak derneğimizin çok coşkulu bir kortejle yürüyeceğinden hiç şüphem yoktu. Coşkulu ve kalabalık bir kortejle yürümenin bizlere verdiği umut ve güçle bu 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırdık, halaylarımızı çektik, şarkılarımızı söyledik. İçinde bulunduğumuz karanlık dönemin bütün baskılarına rağmen inancını ve umudunu yitirmemiş olan işçilerin haykırışları umut olup yankılandı 1 Mayıs alanında. UİD-DER’in alana taşıdığı pankartlarda uzayan iş saatlerine, düşük ücretlere, işçi ölümlerine HAYIR yazıyordu. Bu pankartlar işçilerin çok hoşuna gitti ve onlarca işçi gelip pankartımızın yanında fotoğraf çektirmek istedi. UİD-DER’li işçiler alana giriş yapan bütün kortejlere merhaba diyerek dayanışmanın gücünü ortaya koydu. Daha sonra yürüyüş başladı. Düzenli ve coşkulu kortejimizle alana kadar sesimizin bütün gücüyle taleplerimizi haykırdık. Çarkı bozuk bu düzene HAYIR dedik. Yanımızdan gelip geçen işçi ve emekçiler kortejimizden çok etkilendiler ve aramıza katılmak isteyen işçiler oldu. Alana girdikten sonra da coşkumuzu yitirmedik ve halaylarımıza, sloganlarımıza devam ettik. Alandan çıktıktan sonra dağılmadık ve hep birlikte ayrılacağımız yere doğru yürüdük. Yürürken herkes yorulmuş olmasına rağmen sesimizi kısmadık ve coşkulu şarkılarımızı yine hep beraber söyledik.
Böyle karanlık ve baskının arttığı bir dönemde UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılmak bana ve arkadaşlarıma büyük moral oldu. Umutsuz olmamız ve karamsarlığa kapılmamız patronların işine geliyor. Bizler yalnızlaştıkça patronların çarkı bozuk bu düzeni devam ediyor. Oysa bir araya gelip güçlenen UİD-DER’li genç işçiler; şiddete, baskıya, bütün yasaklara, çarkı bozuk bu düzene HAYIR diyor.
UİD-DER YÜRÜYOR MÜCADELE BÜYÜYOR!
Son Eklenenler
- 12 Eylül askeri faşist darbesinin 45. yılında Türkiye’nin çeşitli illerinde eylemler gerçekleştirildi. Yapılan eylemlerde darbe rejimi ve onun günümüzdeki etkileri protesto edildi. İstanbul’da 78’liler Girişimi öncülüğünde Taksim Kazancı Yokuşunda...
- “Bırak seni başkaları övsün” diye bir söz vardır. Bir de işçi sınıfının ve insanlığın sömürüye karşı yürüttüğü mücadeleyi tarif eden başka bir ifade vardır: “Sen sadece doğru yolda yürü. Sabırla, emekle, alın teriyle ilerle. Bir gün başkaları da...
- Metal işkolunda Türk Metal, Çelik-İş ve Birleşik Metal-İş sendikalarıyla metal patronlarını temsil eden Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2025-2027 dönemini kapsayan Grup Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri başladı. Bu sözleşme, 250’...
- Ankara’da bulunan Tapeten Mensucat’ta Teksif Sendikasında örgütlenen işçiler, işverenin TİS masasına oturmayı reddetmesi üzerine 4 Eylülde greve çıkmışlardı. UİD-DER üyesi işçiler olarak grevlerinin 8. gününde Tapeten işçilerini ziyaret ettik.
- Yaşadığımız topraklarda 12 Eylül 1980’de bir askeri faşist darbe gerçekleştirildi. Darbeciler ülkedeki kaosu ve kardeş kavgasını bitirmek için darbe yaptıklarını ileri sürüyorlardı. Oysa asıl amaç işçi sınıfına ve örgütlerine darbe vurmaktı.
- Rejimin toplumsal muhalefeti sindirmeye yönelik her geçen gün dozunu artırdığı saldırılara karşı protestolar sürüyor. 2 Eylülde CHP İstanbul il örgütüne kayyum atanmasının ardından başlayan protestolarda emekçiler rejimin baskılarına biat...
- Nepal’de hükûmetin 4 Eylülde Facebook, X (Twitter), YouTube ve benzeri 26 platformu erişime kapatma kararı, gençlerin öncülüğünde işçi ve emekçilerin de katıldığı geniş protestoları tetikledi. Ülkede artan yoksulluk ve yolsuzluk karşısında biriken...
- Trump yönetimi işçi düşmanı ekonomi politikalarını, göçmenlere karşı saldırılarını, emperyalist savaşı körüklemeyi, Siyonist İsrail devletini desteklemeyi sürdürüyor. Emperyalist savaşın baş aktörü olarak Gazze’de yapılan soykırımı açık şekilde...
- İsveç sermayeli Omsa Metal fabrikasında çalışan işçiler, 2025’in ilk aylarında Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 Nolu şubede örgütlendiler. Şirket, sendikanın yetkisine itiraz ederken toplu iş sözleşmesi sürecinde de “sıfır zam” dayatmasında...
- Tanıdık birilerinden söz ederken “bizim Ahmet”, “bizim Ayşe” deriz. Bazen tarafını anlatırken “bizim takım”, “bizim parti” deriz. Hatta bazen hangi kimlik ve inançtan olduğunu tarif ederken de biz deriz. Gelin bu konunun üzerine duralım biraz. Biz...
- Türkiye’de rejimin her türlü muhalefeti ezmek, toplumu zapturapt altına almak ve bu yolla varlığını sürdürmek amacıyla hayata geçirdiği saldırıların ardı arkası kesilmiyor. Öyle ki bu rejim, yargıyı sopası, medyayı borazanı, devlet kurumlarını...
- Aylardır maaşları, toplu sözleşmeden doğan fark alacakları ve bazı yan hakları ödenmeyen Genel-İş Sendikası üyesi İzmir Buca, Karşıyaka ve Konak Belediyesi işçileri yürüttükleri mücadeleleri büyüterek iş bırakma eylemi yaptı.
- Dede Korkut hikâyelerinin birinde Uruzlu bir çobanla, bir Peri birbirlerini severler. Ancak bu beraberlik lanetlenmiştir. Peri bir gün çobanı çağırır ve şöyle der: “Bende bir emanetin var ama bu emanet halkının başına bela olacak, bilesin.”