Buradasınız
Gerçek Kurtuluş Örgütlü Mücadelede
Çayırova’dan bir petrokimya işçisi

Merhaba arkadaşlar. Ben PVC üretimi yapan bir fabrikada çalışıyorum. Bu fabrikada yaklaşık 50-60 kişi çalışıyor ve iş koşulları alabildiğine zor, alabildiğine kötü.
İki vardiya şeklinde çalışıyoruz: Sabah 8-akşam 8 ve akşam 8-sabah 8. Asgari ücretliyiz. Yaptığımız fazla mesailerle zar zor 1100 lira para alabiliyoruz. Fabrikada yasal olan haklarımızı bile kullanmamıza izin vermiyorlar. Normalde yarım saat olan yemek molamızın yarısını ancak kullanabiliyoruz. Tam yemeğe çıkıyoruz, “eleman eksik, şu makineye adam lazım” diyerek yemeği boğazımıza tıkıyorlar, bizi üretime gönderiyorlar. Çay molalarımızı da makine başında geçiriyor, çayı makine başında içmek zorunda kalıyoruz. Akşam saat 5 gibi mesai yemeği diyerek bize ekmek arası kaşar, zeytin ya da helva veriyorlar. Bizim fabrikada her şey sorun. Yemekhanede böcekler kol geziyor, tuvaletler çok pis ve kapıları kırık. Gece vardiyalarında servis vermedikleri için ben ve birçok arkadaşım 45 dakika yol yürümek zorunda kalıyoruz. Malûm havalar soğudu, yolda giderken üşüyoruz. Bir o kadar da ısıtıcısı olmayan fabrikada üşüyoruz. Fabrikayı büyüten, alın teri akıtan biz işçilere reva gördükleri çalışma koşulları bu şekilde.
Çok da şaşırmıyorum aslında. Çünkü bizim çalışma ve yaşam koşullarımız patronun iki dudağının arasında olduğu sürece patronlar bizi bu koşullarda, 6 gün 12 saat çalıştırmaya devam ederler. Ben bu koşullarda çalışmak istemiyorum. Bunun için de UİD-DER’in “Düşük Ücretlere, Uzayan İş Saatlerine, Taşeronlaştırmaya Hayır!” kampanyasını çok önemli buluyorum. Bu kampanyaya elimden gelen katkıyı yapmaya çalışıyorum. 6 günlük yorucu çalışmadan sonra Pazar günü ben de UİD-DER’li işçilerle birlikte standa katılarak, düşük ücretlerin, uzun iş saatlerinin kader olmadığını haykırdım. Gebzeli işçilere yalnız olmadıklarını, UİD-DER’de örgütlenip bu sorunların üstesinden gelebileceğimizi haykırdım. Ben, bir işçi olarak yaşadığımız sorunları, UİD-DER gibi bir işçi örgütünden aldığımız bilgi, birikim ve deneyimi fabrikalarımıza taşıyarak ve örgütlenerek aşabileceğimize inanıyorum. Başta kendi fabrikamdaki işçi arkadaşlarımı olmak üzere bütün işçileri UİD-DER’in başlattığı kampanyaya omuz vermeye davet ediyorum. Bu sorunları hepimiz yaşıyoruz, o yüzden bu kampanyaya omuz vermeyi de hepimizin görevi olarak görüyorum.
25 Kuruşluk Hikâye
Son Eklenenler
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde Petrol-İş Sendikasında örgütlü 213 işçi, 21 Mayıs sabahı greve çıktı. UİD-DER’li işçiler olarak grevin 5. gününde Mersin’deki fabrikanın önünde grevci işçilere dayanışma ziyaretinde...
- Nakba’nın 77. yılında dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler, Filistin halkına yapılan zulmü protesto ediyor, şehir meydanlarında kitlesel gösteriler düzenliyor. Dünya genelinde yüzbinlerce işçi ve emekçi, 77 sene önce Filistin halkının...