Buradasınız
Hakkını Arayan Ailelere Sopa, Patronlara Kapıda Karşılama
Esenyurt’tan bir işçi
Son zamanlarda öyle adaletsiz şeyler oluyor ki insanın kanı donuyor. Adaletin dibe vurduğu bir kaç olaydan bahsetmek istiyorum. 8 Temmuz 2018’de yaşanan tren faciasında 25 kişi yaşamını yitirmiş, yüzlerce yolcu yaralanmıştı. Faciaya ilişkin açılan davanın ilk duruşması geçtiğimiz günlerde yapıldı. Faciada yaşamını yitirenlerin yakınları Çorlu Adliyesine toplu bir şekilde yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüş boyunca öfkeli aileler “Hak Hukuk Adalet Kaza Değil Cinayet” ve “Çorlu’nun Hesabı Sorulacak” sloganları eşliğinde Çorlu Adliyesinin önünde toplandılar. Ailelerin bir kısmı duruşma salonuna alınırken bir kısmı dışarıda kaldı, daha sonra duruşma salonunun kapıları kilitlendi. Hem içerde hem dışarıda aile yakınları ve avukatlar polis tarafından darp edildi. İçeride silahları ile bekleyen polisler avukatların yoğun itirazları ile dışarı çıkartıldı. Daha sonra mahkeme heyeti davadan geri çekildiğini açıkladı. Ailelerin savunmasını üstlenen avukatlar yaşananlara tepki gösterdi: “Türkiye’de adaletsizlik yerin kırk kat dibinde saray kurmuş. İnsanlar duruşma salonuna sığmıyor, sokakta adalet talebini sürdürüyor. Emniyet, Emniyet Müdürü, Kaymakam hepiniz bu yapılanlardan sorumlusunuz. Bu talimatı kim verdi? Avukatları dövüyorsunuz, ailelere saldırıyorsunuz, bu talimatı kimden aldınız? Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı buradan sesleniyoruz, avukatları aileleri dövdürdünüz, gerekirse çıplak elleriyle adaleti söküp alır bu dövdürdüğünüz insanlar, Adalet Sarayını kendinize duvar edemezsiniz.”
Bundan birkaç gün önce Pendik’te iki trafik magandası kendilerine yol vermeyen araç içindeki çifte saldırdı. Hamile kadın ve eşi aracın kapılarını kilitleyerek canını zor kurtardı. Olay sosyal paylaşım sitelerinde tıklanma rekoru kırınca yandaş medya da haberi vermek zorunda kaldı. Saldırganların ünlü bir baklava firmasının sahibi olduğu ortaya çıkınca, maganda kelimesini kullanmamaya dikkat etmeye çalıştılar. Saldırıya uğrayan çiftin şikâyeti üzerine haklarında soruşturma açıldı. Saldırı sonrası şehir dışına kaçan saldırganlar karakola gidip ifade verdi. Karakol amiri ve polisler saldırgan patronları kapıda karşıladı. Karakol amiri kapıda tokalaşıp, bir madalya takmadığı kaldı karşıladı saldırgan patronları.
Soma’da iş cinayetinde ölenlerin yakınları, Ankara’da basın açıklaması yapan memurlar, Yırca köyünde zeytin ağaçlarına sahip çıkan köylüler, Artvin Cerattepe’de toprağına sahip çıkanlar, havaalanı işçileri, ODTÜ öğrencileri, çeşitli fabrikalarda hakkını arayan grev ve direnişe çıkan işçiler, Kale Kayış işçileri ve en sonu Çorlulu aileler. Daha onlarca örnek verebileceğimiz eylemlerde yasal hakkını kullananlar, hem devlet hem de yargı tarafından mağdur edilirken bir de güvenlik güçlerinin ve patronların saldırılarına uğruyor. Yasalara uymayan, kanunsuz iş yapan, yüzlerce işçinin toprağını talan eden, ölümüne sebep veren, işçinin emekçinin hakkını gasp eden, söven, döven küfreden patronlardır. Zengin oldukları için onlar saygın insanlar, çünkü paraları var, çünkü yasalar onlardan yana, yönetenler her koşulda onların çıkarını koruyor, kolluyor. Yolu saatlerce trafiğe kapattıkları için halkın mağdur olduğunu söyleyen avukat, Cumhurbaşkanı korumaları tarafından dövülüp işkenceye maruz kalırken, bir de hakkında dava açılıyor. Adalet, yönetenler ve patronlar için var, işçilere emekçilere yoksul garibanlara gelince vurun abalıya gitsin diyorlar.
Kardeşler, bizler bu adaletsiz düzenle mücadele etmediğimiz, korkup geri durduğumuz sürece gelen vurur giden vurur. Biz daha çok sopa yer haksızlığa uğrarız, bunları yapanlar kapıda karşılanır, beyefendi muamelesi görür. Tepedekiler daha çok zengin olsun diye gecemizi gündüzümüze katıp çalışan bizleriz, çıkarttıkları ekonomik krizlerde bedeli ödeyen bizleriz. Savaş çıkar onların çocukları yurt dışına gider, bizim çocuklarımız cepheye gider. Ekonomik krizin faturasını bize keserler, kendileri hayatı zevkusefa içinde yaşarlar. Yapılan haksızlıklara, bu sömürüye hangi işçi öfkelenmez. Karabasan gibi işçilerin, emekçilerin üstüne çöken kapitalist sistem, yöneteni, yargısı, güvenlik güçleri, patronuyla örgütlü bir şekilde düzenlerini devam ettirmek için amansızca işçilere, emekçilere saldırıyor. O zaman biz işçilerin de bu saldırılara karşı durabilmesi ancak yürüteceği örgütlü mücadele ile gerçekleşecektir.
- Soma Katliamından 10 Yıl Sonra Kamu Görevlileri İlk Kez Hâkim Karşısında
- Hak Gasplarına Karşı Mücadele Sürüyor
- Çorlu Tren Katliamı Davası Sonuçlandı: “Üst Düzey Sorumlular da Yargılanmalı”
- İş Cinayetlerine, Düşük Ücretlere, Sendikal Baskılara Karşı Eylemler
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Sağlık Çalışanlarından Sağlıkta Şiddete Karşı Eylem
- Ücret Gasplarına, Düşük Ücretlere ve Baskılara Karşı Mücadeleler Sürüyor
- 2024: Emeklilere Zulüm Yılı
- İşçiler Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor, Kazanıyor
- Tahsin İncirci Yaşamını Yitirdi, Besteleri Yaşayacak
- Faruk Türkoğlu Sonsuzluğa Uğurlandı
- “Emekli Boş Durmasın, Çalışsın Diyenlerdir” Bu Toplumun Sırtına Yük!
- 84 Yaşında Bir İnsan Neden İş Arar?
- Sendikal Baskılar Mücadeleyle Aşılıyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Çıkışsızlık Sarmalındaki Gençler
- İş Kazaları Kader Ya da Fıtrat Olamaz
- Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu Kuruldu
- Sel Gider Kum Kalır
- İlet’ten İliç’e Mükellefiyetten Bugüne
Son Eklenenler
- Türkiye’nin dört bir yanında sendikalaşmak isteyen işçiler çeşitli engellerle karşılaşıyor, işten atılıyor, baskıyla sindirilmek isteniyor. Bursa’da Öz İplik-İş Sendikası’nda örgütlendikleri için işten atılan ve direnişlerine devam eden Durak...
- Türkiye tarihindeki en büyük işçi katliamı olan Soma Katliamı davasında daha önce yargılanmayan 28 kamu görevlisi ilk kez hâkim karşısına çıktı. Katliamın 10. yılında görülmeye başlanan kamu davasının ilk duruşması 8 Mayısta Soma 2. Asliye Ceza...
- Merhaba işçi ablalarım, abilerim. Ben İzmir’de yaşayan bir lise öğrenciyim. Ben de UİD-DER ile 1 Mayıs’a katılmak için İstanbul’da yaşayan teyzeme geldim. İlk defa 1 Mayıs’a katıldığım için sizlerle duygularımı paylaşmak istiyorum.
- Bu sene de 1 Mayıs’ı ağır şartlarda karşıladık. Bir tarafta ekonomik yıkım diğer tarafta savaş, göç sorunu ve işsizlik. Biz işçilerin birikmiş nice sorunu bulunuyor, toplum nefessiz bırakılıyor. İşte bu şartlar altında UİD-DER işçilere umut oldu,...
- Türkiye’de işçiler, reel ücretlerin düşmesi, çalışılmış günlerin ücretinin dahi patronlar tarafından gasp edilmesi gibi sorunlarla boğuşuyorlar. Diğer taraftan sağlık emekçileri ticarethaneye dönüştürülen sağlık sisteminin dayattığı ağır iş yüküyle...
- Geçen gün metal işçisi arkadaşımla bir araya geldik. Çayımızı içerken sohbet etmeye başladık. Konumuz toplu iş sözleşmesiydi.
- İlk kez UİD-DER’le 1 Mayıs’a gelen arkadaşımız, 1 Mayıs’ın daha önce duyduklarından, anlatılanlardan bambaşka bir şey olduğunu söyledi. Kadınlar, çocuklar, işçiler el ele halaylar çektik, hepimiz kardeş gibiydik.
- Merhaba, ben İzmir de yaşayan bir gencim. İstanbul’a UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılmak için geldim. 1 Mayıs öncesi hazırlıklar için derneğe gittim. Çok sıcak bir ortam ve dayanışma duygusu sarmıştı her yeri.
- Sarayları süsleyen altın, sultanların ve soyluların yaşamında zenginliğin en önemli ölçüsü olmuştur. Fakat bu zenginliği üreten zamanın köleleri ve günümüzün işçileri için bu maden her zaman acı, gözyaşı ve ölüm getirmiştir. Altın madenlerinde...
- Çalıştığım işyerinde uzun yıllardır çalışan ve EYT yasası çıktıktan sonra SGK’ya başvurup emekli olanlar var. Malûm, emeklilik maaşı iktidar eliyle kuşa çevrildi. Bizim patron da sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğu için EYT’li işçileri bir an...
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...