Buradasınız
“Halkımız Yoksul Değil, Devletimiz Sosyal”
Bahçelievler’den genç bir işçi

Geçtiğimiz günlerde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın aktardığı verilere göre, son dört yılda Alo 144 Sosyal Yardım Hattına başvuranların sayısı 34 milyonu aştı. Yine Bakanlığın paylaştığı bilgilere göre yaklaşık 14 milyon emekçi düzenli sosyal yardım aldı. Son dört yılda sosyal yardımlara yapılan başvuru sayısı, önceki döneme oranla yüzde 50 artarak rekor seviyeye ulaştı. Bu Türkiye’de emekçi kitlelerin nasıl bir yoksulluk çukuruna mahkûm edildiğinin resmi tablosudur.
Bakan Göktaş ise bu durumu şu sözlerle değerlendiriyor: “Ulaştırdığımız sosyal yardımlardan yararlanan vatandaşlarımızın sayısı arttı. Yani yoksulluğun artmasından ziyade, daha fazla vatandaşımıza daha fazla yardım çeşidiyle ulaşan sosyal devlet uygulamalarının yaygınlaşmasından kaynaklanıyor.” Bu açıklamaya istinaden yöneltilen bir soru önergesine verilen yanıtta ise, sosyal yardımlara başvuru kanallarının çeşitlendirilerek erişimin kolaylaştırıldığı ve yurttaşların bu alandaki farkındalık ve bilinç seviyelerinin arttırıldığı söyleniyor. Lafı dosdoğru söylemekte fayda var: Aklımızla dalga geçiliyor! Sosyal yardım başvurularındaki ciddi artışı “erişim kolaylığı” zırvasıyla açıklayanlar, “halkımız yoksul değil, devletimiz sosyal” diyenler aklımızla dalga geçiyor!
Derinleşen ekonomik kriz ve yükselen enflasyon her geçen gün insanları yutmaya devam ediyor. Derin bir geçim derdi ve çıkışsızlık sarmalına giren emekçiler ise, çareyi kredi kartlarında arıyor. Bunun sonucunda geçim derdi geçim krizi haline geliyor. Haliyle sosyal yardım başvurularında patlama yaşanıyor. Her geçen gün daha fazla insan, en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz hâle geldiği için sosyal yardımlara başvurmak zorunda kalıyor. Sonra da sosyal yardımların artışı, bir başarı göstergesi olarak sunuluyor. Bu yüzsüzlük pes dedirten cinstendir.
Siyasi iktidarın temsilcileri bu tabloyu bir başarı hikâyesi gibi sunmayı tercih ediyor. Sosyal devlet anlayışının bir zaferiymişçesine, yardım sayılarındaki artışı medya aracılığıyla “tozpembe” bir çerçevede servis ediyor. Oysa burada övünülecek bir gelişmeden değil, aksine derinleşen ekonomik çöküşün, azgın sömürü, yağma ve rant politikalarının sonuçlarının daha belirgin hâle gelmesinden söz ediyoruz. Biz muhtaç yoksullardan olmak istemiyoruz, hakkımızı istiyoruz. Biz işçiyiz, emekçiyiz yani üreteniz. İnsanın muhtaçlaştırılmasına ve yoksulluğa karşı haklarımız için örgütlenelim.
Yaşımız 19…
- Kötü Çalışma Koşullarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçiler Mücadele Ediyor
- İşyerinde Gelen Ölümler
- 3 Pişi ve Sabrın Ödülü
- Yas Tutmuyoruz, Mücadele Ediyoruz!
- Bu Bataklıktan Birlikte Çıkmalıyız!
- KESK Taleplerini Duyurmak İçin Alternatif TİS Masası Kurdu
- “Faizi Kim Uyguluyor, Bunu da Desene!”
- Hiroşima’dan Gazze’ye Umut İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinde
- Kamu İşçilerine Sefalet Protokolü
- Kamu İşçilerine Grev Yasağı ve Sefalet Dayatması
- BİRTEK-SEN Tekstil Raporunu Yayımladı
- Doğanın Değil Doların Yeşilini Sevenlerin Yasası
- Bomb Love, Savaş ve Çocuklarımız…
- 102 Günde 132 Kadın Öldürüldü Duydunuz mu?
- Emekliye Yeni Operasyon
- Karpuzun Bozduğu Ekonomik Denge!
- Yine Yangın, Yine Katliam!
- Kemal Türkler, Katledilişinin 45. Yılında Mezarı Başında Anıldı
- “Süper Talan Yasası”na Karşı Mücadele Sürüyor
- İzmir Belediye İşçileri İşlerini Geri İstiyor
Son Eklenenler
- DİSK/Sosyal-İş Sendikası 8 Ağustosta Kadıköy Süreyya Operası önünde gerçekleştirdiği basın açıklamasında mağaza ve market çalışanlarının sorunlarını ve taleplerini dile getirdi. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Edremit Şubeler...
- İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, Temmuz ayında en az 204 işçinin çalışırken hayatını kaybettiğini açıkladı. Yılın ilk 7 ayında yaşamını iş cinayetlerinde yitiren işçi sayısı en az 1165 oldu. Temmuzda 7’si orman işçisi, 5’i AKUT gönüllüsü...
- Tez-Koop-İş Sendikası Ankara 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde kamu işçileri 7 Ağustosta greve çıktı. ODTÜ C heykeli önünde toplanan işçiler alkış ve sloganlarla Rektörlük binasına yürüdü. İşçiler Rektörlük binasına “...
- 8 yaşımda İzmir’e gelmiş ve uzun yıllar ablamların yanında kalmıştım. Öyle ki bana verdiği emek anneminkinden fazladır. Ta ki 17 yaşıma kadar... Sınıf mücadelesiyle tanıştığımda, bunu ablam ve eşinden uzun süre sakladım. Öğrendiklerinde beni evden...
- Dersim’de bulunan Peri Tekstil’de mobbing ve hakarete tepki gösterdikleri için işten atılan BİRTEK-SEN üyesi 17 işçi kurdukları direniş çadırında mücadeleye devam ediyor. Öz İplik-İş Sendikası Bursa’da örgütlenme faaliyeti yürüttüğü Elyaf Tekstil’de...
- Geçtiğimiz günlerde Eskişehir’deki orman yangınını söndürme çalışmaları sırasında 10 insanımızın hayatını kaybettiğini derin bir üzüntüyle öğrendik. Bu acı haberle birlikte içimizdeki öfke daha da büyüdü. Çünkü her yıl giderek artan ölçekte büyük...
- İstanbul’un bir mahallesinde kenara konulmuş bir bavul ve bavulun içinde katledilmiş genç bir kadın. İnsan olarak böyle olayları duyduğumuzda kanımızın donduğunu hissederiz. O an Ayşe’nin annesi gelir aklımıza, kardeşleri gelir. Tarifi olmayan bu...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu KESK, 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerine dair Haziran ayında başlattığı eylemlerine devam ediyor. KESK’e bağlı sendikalar 18 Haziran-4 Temmuz tarihleri arasında...
- Camilerde en çok duyduğumuz sözlerden biri “faiz haramdır.” Urfa’da, hayatını borç-faiz kıskacında sürdüren biri, bir cuma hutbesi sırasında dayanamadı, minbere çıktı ve şöyle seslendi: “Hoca, faizin haram olduğunu söylüyorsun da, gerçeği niye...
- İkinci Dünya Savaşının sonuna gelinmiş, Mihver devletlerin içinde yer alan Almanya ve İtalya savaşı kaybetmiş, Almanya ordusu koşulsuz teslim olmuştu. Avrupa’da savaş sona ermiş, savaşın galipleri SSCB, Amerika, İngiltere ve Fransa olmuştu. Savaş,...
- Türkiye’de ekonomik sorunlar büyüdükçe işçi eylemleri ve grevleri artıyor. Sadece yerli sermayeli fabrikalarda değil, yabancı sermayeli fabrikalarda da işçiler düşük ücret dayatmasına karşı sendikalaşma mücadele si veriyor ya da greve çıkıyorlar....
- Sınıf temelinde örgütlü mücadeleyle tanıştıktan sonra değişim geçirmemek mümkün değildir. Çevremizdekiler -aileniz, akrabalarınız, arkadaşlarınız- önceki ve sonraki halimizi bilir.
- Hasan, işyerinde kartını okutup paydos ederken “bugünü de bitirdik” diye seviniyordu. Koşar adımlarla kendini işyerinden dışarı attı.