İllâ Taş mı Düşmeli Başımıza?

UİD-DER Ankara temsilciliğimizde 18 Ocak’ta bir tiyatro izledik. İstanbul’dan gelen arkadaşlarımız bizlere “Köle İbrahim Tuhaf Konuşuyor” oyununu oynadılar. Oyun öncesi derneğimizin şiir kolu ve işçi korosunun hazırladığı şiirler ve şarkılar vardı. Çeşitli işkollarında çalışan dostlarımızla birlikte marşlarımızı söyledik ve sırada tiyatro vardı. Oyun Mısır’daki köleleri anlatıyor. Köle İbrahim’in başına taş düşüyor ve İbrahim geleceğe gidiyor. Ve diğer köle arkadaşlarına tuhaf gelen şeyler soruyor: Kaç saat çalışıyorsunuz? Ücret alıyor musunuz? Sigortanız var mı? Sendikalı mısınız? Tabii köleler bunların anlamını bilmiyorlar. Örneğin kölelerden biri sigortanın ne olduğunu, ne işe yarayacağını soruyor. İbrahim ise, “başımıza taş düşerse ve biz yaralanırsak, sigortamız olmadığında bizi hastane kapısından içeri bile geçirmezler” diyor. Kölelere birlikte hareket etmenin gerekliliğini, mücadele etmenin önemini anlatıyor. Ardından İbrahim’in başına gene taş düştü ve söylediği güzel şeyleri unuttu. Ama köleler bilinçlendiklerini, güzel şeyler öğrendiklerini söylediler.

Dostlar, örgütlenmek ve mücadele etmek için hepimizin başına illâ taş mı düşmeli. Elimizden haklarımız, kazanımlarımız gidiyor ve alabildiğince zamlar, ücretsiz izinler, işten çıkarmalar… Ve biz bunlara dur demek için davetiye mi bekliyoruz? Mücadele etmek biz işçiler için zorunluluktur! Bunu unutmamamız gerekir.

İşçi Sınıfı ya Örgütlüdür ve Her Şeydir ya da Örgütsüzdür ve Hiçtir!