Buradasınız
İngiltere: Grevler Yayılıyor, Mücadele Sertleşiyor!
İngiltere’de “grev yazı” tüm sıcaklığıyla devam ediyor. Tüm sektörlerden işçiler hayat pahalılığına, ücretlere sıfır zam veya enflasyon oranının altında zam dayatmalarına, kitlesel işten atma tehditlerine, derinleşen yoksulluğa karşı mücadele yolunu seçiyor.
Ülkede resmi enflasyon yüzde 9,4 olarak açıklandı ama bağımız kurumlara göre gerçek enflasyon yüzde 11,7’yi geçti. Kış aylarında enerji faturalarının yıllık 3 bin 600 sterlini aşması, gıda fiyatlarının ve kiraların daha da yükselmesi bekleniyor. Büyük şirketlerse peş peşe rekor kâr oranları açıklıyorlar. Mesela İngiltere merkezli enerji devi BP, 14 yılın rekorunu kırarak yılın ilk çeyreğinde yaklaşık 6,9 milyar sterlin kâr ettiğini açıkladı. Durum buyken egemenler ve patronlar utanmadan greve çıkan işçileri “açgözlü” olmakla suçluyorlar. Hükümet ve başbakan adayları grevleri fiilen yasaklayan yasa tasarılarını gündeme getiriyor. Büyük şirketlere sendikal mücadelenin önünü kesme sözleri veriyor. İşçiler bunun sermaye sınıfının işçi sınıfına karşı açtığı büyük bir savaş olduğunu ifade ediyorlar. Bu savaşa grevlerle, mücadeleyle yani sınıf savaşıyla karşılık vereceklerini belirtiyorlar. Farklı sektörlerdeki grevler giderek kitleselleşip birleşirken “genel grev” çağrıları da yükseliyor.
Gericilik şaha kalkıyor: Kim işçilerin haklarına saldıracak yarışı!
İşçi sınıfının hoşnutsuzluğu artarken siyasi krizle sarsılan Muhafazakâr Parti hükümeti, Boris Johnson’un ardından sermaye sınıfına en iyi hizmet edecek yeni liderini arıyor. Lider adayı olarak son ikiye kalan Dışişleri Bakanı Liz Truss ve eski Maliye Bakanı Rishi Sunak işçi sınıfına ve sendikalara karşı savaş ilan ederek yarışlarını kıyasıya sürdürüyorlar. Anketlere göre yarışı açık ara önde götüren Truss, göreve başlayınca ilk 30 günde grev hakkını kısıtlayacak, sendikaları etkisiz hale getirecek bir yasal düzenleme yapma sözü verdi. Truss’un planına göre; ulaşım başta olmak üzere hayati sektörlerde grevler fiilen yasaklanacak, grev oylamalarında mevcut oylama barajları yükseltilecek, grev ihbar süresi iki haftadan dört haftaya çıkarılacak.
Mücadeleci işçiler ve sendika liderleri, “militan sendikacılık hareketinin önünü kesmek için elimden gelen her şeyi yapacağım” diyen Truss’a tepki gösterdi. Unite Genel Sekreteri Sharon Graham “Liz Truss sendikal harekete ve emekçilere savaş ilan etti. Tehditlere boyun eğmeyeceğiz” dedi. RMT genel sekreteri Mick Lynch ise “Bu tasarı, işçi sendikalarının 1871’de yasallaştırılmasından bu yana sendikal ve sivil haklara yapılan en büyük saldırıdır. Truss İngiltere’deki etkili sendikacılığı yasadışı hale getirmeyi ve emekçilerin temel demokratik haklarından mahrum edilmesini öngörüyor. Eğer bu tasarılar yasalaşırsa, tüm sendika hareketi tarafından 1926 genel grevini, Süfrajet ve Çartist hareketi aşacak büyüklükte bir direniş ortaya çıkacaktır” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Ulaşımdan iletişime sağlıktan eğitime grevler yayılıyor
RMT sendikasında örgütlü 41 bin demiryolu işçisi Haziran ayındaki 3 günlük tarihi grevin ardından talepleri karşılanmadığı için yeniden greve gitti. 27 Temmuzda greve çıkan RMT üyesi işçilerle birlikte demiryollarında müdür ve büro çalışanlarının üye olduğu TSSA sendikasına üye işçiler de greve çıktı. RMT üyesi on binlerce işçi 18 ve 20 Ağustos tarihlerinde yine iş durduracak.
30 Temmuz Cumartesi ise toplam 8 ayrı şirkete bağlı çalışan 6 bin makinist greve çıktı. Maaşlarına üç yıldır zam yapılmayan Tren Sürücüleri Sendikası ASLEF üyesi işçilerin bir sonraki grevi 13 Ağustosta olacak.
29 Temmuz ve 1 Ağustos tarihlerinde ise 40 bin Britanya Telekom işçisi greve çıktı. İletişim İşçileri Sendikası CWU’ya üye işçiler, 1987’den bu yana ilk defa ulusal çapta greve gittiler. Geçtiğimiz yıl 1,3 milyar sterlin kâr yapan BT şirketinin enflasyonun çok altında kalan yüzde 2’lik ücret zammı karşısında işçiler daha fazla sessiz kalmadı. İş durduran on binlerce işçi önümüzdeki haftalarda da diğer sektörlerden işçilerle ortak eylemler yapmaya hazırlanıyorlar. Grev oylamasında yüzde 97,1 oranında evet diyen CWU üyesi 115 bin posta işçisi de önümüzdeki günlerde grev takvimlerini açıklayacaklar.
NHS’ye bağlı çalışan doktor ve hemşireler çeşitli eylemlerle mücadelelerini sürdürüyorlar. Sağlık sisteminde büyüyen sorunlara, on binlerce doktor ve hemşire açığına, düşük ücretlere ve ağır çalışma koşullarına karşı büyük eylemler planlıyorlar. Eğitim işçileri, kamu işçileri, belediye ve otobüs işçileri de Ağustos ve sonbahar aylarına yayılacak grev dalgasına hazırlanıyorlar.
Coventry Belediyesinde çalışan temizlik işçilerinin aylardır süren direnişleri ise zaferle sonuçlandı. Unite sendikasına üye işçiler aylardır mücadelelerini kararlılıkla sürdürdüler, yüzde 12,9’luk zam oranıyla kazanım elde ettiler.
Uğursuz Keir Starmer kimin adamı?
İngiltere’de grevler yayılıyor, sınıf mücadelesi keskinleşiyor. İşçi ve sendika düşmanlığını açıktan yürüten iktidardaki Muhafazakâr Parti’nin yanı sıra, muhalefetteki İşçi Partisinin mevcut liderliği de grev karşıtlığı ile işçilerin ve sendikaların tepkisiyle karşılaşıyor. Daha sol bir çizgi izleyen ve hem genç kitlelerde hem de emekçilerde bir hareketlilik yaratan Jeremy Corbyn’in tasfiye edilmesinden sonra İşçi Partisinin başına oturtulan Keir Starmer, milletvekillerinden grev ziyaretlerine gitmemelerini, destekte bulunmamalarını istemiş, aksi takdirde görevlerinden alınacağını duyurmuştu. Nitekim bir grev ziyaretine giden İşçi Partisi’nin Gölge Ulaştırma Bakanı Sam Tarry görevinden alındı. Sermayenin has temsilcisi olduğunu gösteren Starmer’ın bu hamlesi, Sam Tarry de dâhil olmak üzere grev ziyaretlerine giden birçok İşçi Partisi milletvekili, sendikalar ve işçiler tarafından tepkiyle karşılandı.
Sınıf mücadelesi keskinleştikçe işçilerin gerçek dostu ve düşmanı belli oluyor, farklı işkollarında mücadeleye atılan işçiler arasında dayanışma duyguları, grevlere ve direnişlere olan destek büyüyor. İşçi sınıfının kendine ve bağımsız mücadelesine olan güveni artıyor. Eylem ve grevlerin ortaklaşması gerektiğini söyleyen işçiler ve sendikalar arasında “genel grev” sesleri yükselirken, İngiltere’deki grev dalgasının sonbahar aylarına da yayılması bekleniyor.
- Dünyanın Dört Bir Yanında Grev ve Kitlesel Eylemlerle İşçiler Mücadeleyi Büyütüyor!
- Filistin Halkıyla Dayanışma Sürüyor, Savaşa Karşı Tepki Büyüyor
- Yunanistan’da Tren Katliamının Yıl Dönümünde Genel Grev
- Ukrayna Savaşının 2. Yıldönümü: “Emperyalist Savaşa Karşı Mücadeleye!”
- Venezuela’da da İşçiler Hâlâ Toprak Altında!
- Filistin Halkıyla Dayanışma Eylemleri Devam Ediyor
- İngiltere’de Meydanlar: “Filistin’e Özgürlük! Ateşkes Hemen Şimdi!”
- İngiltere’de İşçiler Grev Hakkına Sahip Çıkıyor
- Dünya Meydanları: Savaşa, Düşmanlığa, Baskı ve Zorbalığa Hayır!
- Arjantin’den İrlanda’ya İşçiler Grev Diyor
- İnsanlığa Büyük Acılar Çektiren Kapitalizme Karşı Birleşelim
- Sağlık İşçileri: 2024’te Her Şeye Rağmen Mücadele!
- Meksika’dan ABD’ye Büyük Göçmen Yürüyüşü: “Suçlu Değil Uluslararası İşçileriz!”
- Avrupalı İşçiler Belçika’da Haykırdı: “Kemer Sıkmaya Hayır!”
- İngiltere’de İşçiler Filistin İçin Silah Fabrikalarını Abluka Altına Aldılar
- Avrupa ve ABD’de İşçi Grevleri
- Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Gününde Emekçiler Meydanlarda
- Dünya İşçileri Filistin Halkıyla Dayanışmayı Büyütüyor!
- İşçiler Yoksulluğa, Sendika Düşmanlığına, Eşitsizliğe, Savaşa Karşı Mücadele Ediyor!
- İngiltere’de Emekçiler: “Ateşkes İstiyoruz! Şimdi!”
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı yasa kural tanımadan işçilerin haklarını gasp ediyor. Bu saldırılara işçilerin cevabı ise mücadele etmek, boyun eğmemek oluyor. 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta Manisa Turgutlu’da yürüyüş ve basın...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in, “Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” şiarıyla düzenlediği etkinlikler dizisi İstanbul Avrupa Yakası ve Mersin’deki etkinliklerle son buldu.
- Kocaeli İSİG Meclisi ve Eğitim-Sen 1 No’lu Şube, MESEM aracılığıyla öğrencilerin sermaye için çocuk işçi yapılmasına karşı 16 Martta basın açıklaması düzenledi.
- Patronlar iş barışını “patronla işçi arasında uyum, saygı ve güven ortamı” olarak tanımlıyorlar. Peki, patronun işçiyi sömürmesi üzerine kurulu bir sistemde saygıdan, barıştan söz edebilir miyiz? İş barışı söylemini dillerinden düşürmeyen patronlar...
- Malum, Şubat ayını geride bırakıp baharın gelişini müjdeleyen Mart ayına girdik. Fakat içimiz bahar sevinciyle dolmak bir yana daha da kararıyor. Ama bunun tek nedeni hava değil. Atalarımız “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demişler....
- Ücretlerimizin yükseltilmesini talep ettiğimiz her dönemde, biz işçilere “açgözlü”, “nankör” yaftası yapıştırılır. İktidar sahiplerinden tutun da, daha fazla kâr etmek için hayatlarımızı cehenneme çeviren patronlara kadar sermaye sınıfının zihniyeti...
- İşçilerin pek çok sektörde hak gasplarına karşı verdikleri mücadeleler sürüyor. Antep’te bulunan Sayın Tekstil fabrikasında 200’ü aşkın işçinin ek zam talebiyle 9 Martta başlattığı iş bırakma eylemi devam ediyor. 14 Martta sendikaları BİRTEK-SEN’le...
- Toplumun ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölündüğü bir sistemde gerçek adalet ve barış olamaz. Ama gerçek adaleti ve barışı isteyenler olur ve onlar ezilen sınıflardır, kadın erkek işçiler ve emekçilerdir. Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye...
- Hepimizin bildiği üzere kısa bir süre önce 2023-2025 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi grev aşamasında son buldu. Birden çok fabrikada MESS’e bağlı olsun veya olmasın hareketli süreçler yaşandı. Çünkü alınacak ücret başka fabrikadaki işçilerin alacağı...
- Pek çok işçi kardeşimiz grev ve direnişlerde “biz ekmeğimizin peşindeyiz” derler. Bununla ekmeklerini korumak dışında bir amaçları olmadığını anlatmaya çalışırlar. Fakat kısa zamanda ekmeklerini koruyabilmek için sendikaya üye olma, grev, gösteri,...
- TÜİK’e göre Türkiye’de göreli yoksullaşma da azalıyormuş! Ülkedeki ortalama gelirin yüzde 50’si yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde 2013 yılında göreli yoksulluk oranı yüzde 15 iken 2023 yılında yüzde 13,9’a düşmüş. Pek çok uzman Cumhuriyet...
- Erzincan İliç’te bulunan siyanürlü altın madeninde meydana gelen faciada 9 madenci kardeşimiz hâlâ göçük altında. Siyanürlü liç yığınının çökmesinin ardından siyanürün yanı sıra çeşitli ağır metaller de suya ve toprağa karıştı. Madenin sahibi yerli-...
- Çalıştığım işyerinde Tuncay isimli bir arkadaşımız var. Tuncay eşinden ayrılmış, çok şeker bir oğlu var, hayatta belki de tek tutunacağı dal o kalmış. Gözlerinde “şişe dibi” diye tabir edilen bir gözlük, ayağının biri topal, iki kulağında da işitme...