Buradasınız
İş Aynı, Ücret ve Yaşam Koşulları Farklı
Kars’tan bir kamu emekçisi

Geçen gün ücretli öğretmenlik yapan bir arkadaşla sohbet ettim. Bu sohbet sırasında kendi çalışma koşullarından bahsetti. Köy okulunda öğretmenlik yapıyor. Okulun iki tane lojmanı var. Evi okula uzakta olduğu için bunlardan birinde kalıyor. Birinci lojmanda öğretmenlerin yanı sıra okul müdürü kalıyorken, öteki lojmanda sohbet ettiğim öğretmen arkadaşla birlikte iki ücretli öğretmen daha kalıyor.
Burada havaların soğuk olmasından dolayı ısınma sorunu başta geliyor. Okul müdürü okula gelen kömürden faydalanırken, ücretli öğretmenler faydalanamıyor. Arkadaşımın anlattığına göre müdür kendi lojmanında yarı çıplak dolaşacak kadar ısınıyor. Ücretli öğretmenler ise kömür ve odun verilmemesinden dolayı üşüyorlar ve hastalanıyorlar. Elbette burada mesele okul müdürünün ısınma sorununun olmaması değil. Burada asıl sorun okul müdürünün faydalandığı imkânlardan ücretli öğretmenlerin yararlanamıyor oluşudur.
Ücretli öğretmenler verdikleri ders başına ücret aldıkları için hasta oldukları halde derse gitmek zorundalar. Ellerine geçen aylık ücret ortalama asgari ücret kadar. Maaşlarını artırabilmek için tıpkı fabrikalarda çalışan işçilerin fazla mesai kalmak istemesi gibi onlar da hafta sonları ek ders verme ve kurslarda görevlendirme talep ediyorlar.
Arkadaşımın anlattıklarından kadrolu öğretmenlerle ücretli öğretmenler arasında ciddi bir fark olduğu ortaya çıkıyor. Yaptıkları iş aynı olmasına rağmen aldıkları ücret ve dolayısıyla yaşam koşulları arasında azımsanmayacak bir eşitsizlik var. Bu eşitsizliği yaratan sömürü sisteminin kendisidir. Bu sömürü sistemine son verecek olan kadrolu-ücretli ayrımı yapmaksızın tüm işçilerin birleşmesidir.
Haydi Sesimizi Yükseltelim
Son Eklenenler
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/