Buradasınız
İşçi Sınıfının Ozanı Nâzım Hikmet

İşçi sınıfının ozanı Nâzım Hikmet 3 Haziran 1963’te sonsuzluğa uğurlandı. O, 61 yıllık ömründe hangi renkten, hangi dilden, hangi ırktan olursa olsun büyük işçi sınıfı ailesinin yaşamını ve mücadelelerini anlatan şiirler, oyunlar ve romanlar yazdı. İşte bu yüzden bizden önceki işçi kuşakları ona “işçi sınıfının ozanı” dediler.
Hem anne hem de baba tarafından paşa torunudur Nâzım Hikmet. Çocukluğu, döneminin işçi-köylü çocuklarıyla karşılaştırıldığında refah içinde geçmiştir. Zeki ve yeteneklidir. Çocuk denecek yaşlarda şiirle ve resimle uğraşmaya başlamış, ama şiiri ve edebiyatı hiçbir zaman sınıflar üstü bir sanatsal uğraş olarak görmemiştir. İstese kalemini, şiirlerini dönemin efendilerinin hizmetine sunabilir, yeni kurulan Cumhuriyet iktidarında mebus bile olabilirdi. Bütün ömrünü lüks ve refah içinde geçirebilecekken, o işsizlik, yoksulluk, hapis ve sürgün pahasına halkının, işçilerin, emekçilerin, köylülerin yanında olmayı tercih etmiştir.
O, inancı uğruna hapislere atılmış, vatandaşlıktan çıkartılmış, şiirleri uzun yıllar boyunca yasaklı kalmıştır. Baskılara ve yasaklara rağmen yaşamında da, ölümünden sonra da şiirlerinin ve mücadelesinin kuşaklar boyunca dilden dile aktarılmasını engelleyememiştir egemenler. Nâzım göçüp gitti bu dünyadan, ama geride büyük bir miras bıraktı. Her mücadeleci işçi onu grevde söylenen şiirlerinden tanır, her mücadeleci işçi onu yürüyüşlerde söylenen marşlardan tanır, her mücadeleci işçi onu işçi sınıfının mücadelesine olan sarsılmaz inancı ve sınıfsız, sömürüsüz bir dünyaya olan özlemiyle tanır.
Ama sadece şiir yazmamıştır Nâzım Hikmet. İşçilerin ayağa kalkarak hak mücadelesi vermesi için de uğraşmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında işçi sınıfı çok ağır şartlarda çalışmaktadır. Ne iş saatlerini, ücretleri düzenleyecek bir iş kanunu vardır ne de iş güvenliği. O dönemde Nâzım Hikmet, Resimli Ay dergisinde çalışmaktadır. Resimli Ay’da işçilerin sorunlarını anlatan bir sayfa çıkarılması kararlaştırılır. Sayfayı Nâzım Hikmet hazırlar. Emekçilerin bu sayfaya ilgisi çok yoğun olur ve dergiye mektuplar yağar. Bu mektuplar çok değerlidir onun için. Onunla aynı dergide çalışan bir yazar o günleri şöyle anlatır: “Bu mektupları okumak, cevap yazmak Nâzım’ın en çok hoşlandığı işti. Mektupları görünce elinde ne iş varsa bırakır, bunları büyük bir ilgiyle okur, pek çok kereler cevapları kendisi yazardı.”
1960’lara gelindiğinde Türkiye’de de işçi sınıfının mücadelesi serpilip gelişmeye başlar. Tıpkı güneşe uzanmak için başını kaldıran bir filiz gibi… Çatlayan bir tohum gibi... Nâzım’ın yüreğinden dizelerine, oradan bu toprakların işçi sınıfına bir selam dökülür:
Türkiye işçi sınıfına selam
Selam yaratana
Tohumların tohumuna
Serpilip gelişene selam
Bütün yemişler dallarınızdadır.
Beklenen günler, güzel günlerimiz ellerinizdedir.
Haklı günler, büyük günler
Gündüzlerinde sömürülmeyen
Gecelerinde aç yatılmayan
Ekmek gül ve hürriyet günleri!
Nâzım Hikmet, insanlığı el kapılarını kapatmaya, insanın insana kulluğunu yok etmeye çağırır. Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine yaşamaya çağırır. Sosyalizmi, bizzat yaşamın içinden, en sade ve en güzel sözlerle Nâzım’dan başka kim anlatabilir?
Sosyalizm,
Yani şu demek ki, dayı kızı,
Sosyalizm,
Senin anlayacağın yani,
El kapısının yokluğu değil de
İmkânsızlığı.
Sosyalizm
Devirmek dağları elbirliğiyle
Ama elimizin öz biçimini,
Öz sıcaklığını yitirmeden.
Sevgilimizin bizden ne şan, ne para,
Vefadan başka bir şey beklemeyişi…
Sosyalizm,
Yani yurttaş ödevi sayılması bahtiyarlığın,
Yahut mesela,
-bu seni ilgilendirmez henüz-
esefsiz,
güvenle,
emniyetle,
gölgeli bir bahçeye girer gibi
girebilmek usulcacık ihtiyarlığa,
ve hepsinden önemlisi,
çocukların, ama bütün çocukların,
kırmızı elmalar gibi gülüşü…
Nâzım’ın şiirlerinde maceralarını anlattığı büyük insanlık, yani işçi sınıfı mücadeleye devam ediyor. Nâzım Usta da, yaşamı ve ölümsüz dizeleriyle işçilerle aynı safta yürümeye devam ediyor.
Egemenlerin Yalanları ve Gençlik
Lübnanlı Emekçilerin Öfkesi Büyüyor
- İzmir Belediye İşçilerinin Grevinin Gösterdikleri
- Tüm İnsanlık İçin Atan Kalplerin Anısına
- Enflasyonun Bize Faturası
- Örgütlü Gücümüzden Korkuyorlar Kardeşlerim
- TPI Compozit Grevcilerinin Anlattıkları
- İşçiler Grevi Nasıl Yürütmeli?
- Yönetmen ve Senarist Ali Özgentürk’e Veda
- Sırrı Abi, Beynelmilel ve İşçi Sınıfının Enternasyonali
- Yaşasın Sınıf Dayanışması
- Soma Katliamının 11. Yılında 301 Madenci İçin Eylemler Yapıldı
- Erol Eğrekler Katlediliyor, Holdingler İşçilerin Kanıyla Büyüyor!
- Benim Onurlu ve Dirençli Devrimci Hasan Dayım
- ERLAU Direnişinde İşçinin Gücü
- Koca Yürekli İnsan, Güle Güle…
- “Gerçek Enflasyonun Altındaki Zammı Kabul Etmiyoruz!”
- “Deprem Siyaset Üstüdür” Yalanına Kanmamak İçin Örgütlü Mücadeleye
- On Binler Sırrı Süreyya Önder’i Sonsuzluğa Uğurladı
- Sırrı Süreyya Önder’i Kaybettik, İşçi Sınıfı Anısını Yaşatacak
- 1 Mayıs 1977’de Yaşamını Yitirenler Anıldı
- İSİG Meclisi ve İTO’dan Ortak Açıklama: “Çocuk İşçiliğiyle Mücadeleye!”
Son Eklenenler
- Kültür Radyo Televizyonu (KRT) çalışanları Mart ayından bu yana ödenmeyen ücret ve sosyal hakları için 4 Haziranda iş bıraktı. 5 Haziranda İstanbul Maslak’taki KRT binasının önünde “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” diyerek toplanan kanal çalışanları,...
- İstanbul Tuzla’da bulunan ve Petrol-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Reckitt Benckiser fabrikasında 27 Mayısta başlayan grev kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler olarak, bayrama mücadeleyle giren grevci işçileri grevlerinin...
- ABD ve İngiltere gibi emperyalist devletlerin desteğini arkasına alan İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamları kadın, bebek, çocuk, genç, yaşlı on binlerce masum insanın yaşamını aldı, almaya devam ediyor. Egemenler, kendi çıkarları uğruna...
- Toplumda gelecekle ilgili düşünceler ve planlar genellikle maddiyat üzerinden oluşuyor. İyi bir eğitim, iyi bir iş, iyi bir kariyer… Bunları yerine getirince ekonomik ve sosyal açıdan rahat yaşamak mümkünmüş gibi düşünülüyor. Ama sömürü düzeni olan...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...