Buradasınız
Egemenlerin Yalanları ve Gençlik
İstanbul’dan 20 yaş altı bir grup genç

Koronavirüs nedeniyle Nisan ayı başlarında 20 yaş altındaki gençlere sokağa çıkma yasağı getirildi. Kayıtlara göre Türkiye’de 20 yaş altı 26,9 milyon genç var. Bu gençlerin 1 milyon 385 bini genç ve çocuk işçilerdir. Bu genç ve çocuk işçilerin 470 bini sigortalıyken, 915 bininin sigorta kaydı dahi bulunmamaktadır. Yani bu 915 bin genç işçi, hükümetin açıkladığı genelge karşısında çaresiz. Hükümetin açıkladığı genelgeye göre 18-20 yaş arasında olup kamu kurumu ve kuruluşlarında çalışanlar, özel sektörde düzenli çalıştığını sosyal güvenlik belgesiyle ortaya koyanlar ile mevsimlik tarım işçileri sokağa çıkma yasağından muaf tutulacak. Bu kısa açıklamada bile koca çelişkiler görebiliriz. Bunlardan biri hepimizin maruz kaldığı “EVDE KAL” propagandasıdır. Öte yandan evde kalmaya mecbur bırakılan ve bir yığın belirsizlikle karşı karşıya kalan öğrencilerin psikolojik durumları giderek sarsılıyor. Özellikle de sınav stresi altındaki lise son sınıf ve ortaokul son sınıf öğrencileri için zor bir süreç bu. Çünkü bu sene çalışmaya odaklanamadıkları bir sınava girecekler. Bu nedenle binlerce öğrenci korona paniğinin yanı sıra sınav paniğine sürüklenmiş durumda. Ayrıca gençler evlerinden çıkamadıkları için, sosyalleşemiyorlar ve bu dertlerle tek başlarına kalıyorlar.
Çelişkiler bitmiyor. Bir yanda çalışan işçilere “çalışmaya devam et ama mesafeni koru!” diyen patronlar, diğer yanda eve gönderdikleri işçilere “bu virüs çok tehlikeli, sakın evden çıkma” diyen patronlar var. Böylelikle “EVDE KAL” çağrıları giderek saçma bir hal almış oluyor. Hal böyle iken ailesine bakmak zorunda olan çoğu genç işçinin çalışmasına izin verilmiyor. Örneğin İstanbul’da pazarda el arabası ile malzeme taşıyan 10 yaşındaki bir çocuk, Antalya’da ailesine yardım etmek üzere tezgâhta satış yapan 16 yaşındaki bir başka çocuk evlerine gönderildi. Bu çocukların bu yaşta okula gitmesi, parklarda koşup oynaması gerekirken ailelerine bakmak zorunda bırakılmaları egemenlerin suçudur. Bu çocukları evlerine gönderirken ailenin açlığa mahkûm edilmesi egemenlerin suçudur. Ailesine bakmak zorunda kalan diğer bir genç ise “ALİ EL HEMDAN”dı. Adana’da tekstil atölyesinde çalışan, henüz 19 yaşında genç bir işçiydi Ali. İşe giderken polis tarafından durdurulmaya çalışıldı. Görüntüler tersini söylese de Ali sözde yanında geçici koruma kimliği olmadığı ve ceza almak istemediği için durmadı. Polis ise buna Ali El Hemdan’ı kalbinden vurarak karşılık verdi. Yani egemen sınıfın sağlığımızı düşünmediğini, umursamadığını bir kez daha görüyoruz. Egemenler sözde bizi virüsten koruyor gibi görüntüler sergiliyor ama bir gencimiz işe gitmek için sokağa çıktığında üzerine ateş açılıyor. İster ABD’de isterse Türkiye’de olsun yoksullar için durum değişmiyor.
Peki, bizi bu egemenlerden kim koruyacak? Bizi kapitalizmden sadece örgütlü mücadelemiz koruyup, kurtaracaktır. Burada biz gençlere çok iş düşüyor. UİD-DER’li gençler olarak mücadelemizi devam ettirecek olanlar bizleriz. Mücadelemizi güçlendirmek için de diğer genç arkadaşlarımızı da örgütlü mücadelemizin bir parçası yapmalıyız. Egemen sınıfın, bir başka genç işçi arkadaşımızı katletmesine izin vermeyelim. Mücadele edelim, boyun eğmeyelim. Unutmayalım ki biz %99’uz. Yaşasın UİD-DER, yaşasın örgütlü mücadelemiz!
Makarna da Olmasa!
İşçi Sınıfının Ozanı Nâzım Hikmet
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Üniversite Hayalleri ve Hayatın Gerçekleri...
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- “Babamıza Bile Güvenemeyecek miyiz?”
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- Yalnızlık ve Korku Duvarını Hep Birlikte Yıkalım!
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Örgütlüysek Her Şeyiz!
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- “Kafasını Telefona Gömen Gençlerden Değiliz!”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Özgür Olmak Demek…
- Asıl Sorumlular Kim? Emekliler mi? Egemenler mi?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Milletvekili Maaşları Seni de Kızdırıyor mu?
- Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- Gevrek “Susamlı Tavuk”
- Koronavirüs Sınıf Ayrımı Yapmıyor mu?
- Salgında İşçi Sağlığı Hiçe Sayılıyor!
- Patrondan Covid-19 Önlemleri
- Koronavirüsle Geçirdiğimiz 9 Ayın Bilançosu
- Maskeye Emanet Edilmiş İşçi Sağlığı ve İşten Atmaların Yeni Bahanesi Maske
- Patronlar Koronavirüsü Tepe Tepe Kullanırken Asıl Faturayı Biz İşçiler Ödüyoruz
- Şantiyede Sözde Korona Önlemleri
- Hayat Eve Sığar mı?
- İşçi Sınıfıdır Bizim Asıl Ailemiz
- Bakan’a mı İnanalım Yaşadıklarımıza mı?
- Adımız Koronalıya Çıktı!
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Sözde Pandemi Önlemleri ve Küresel Açlık
- “Hijyene Dikkat Edin Ama Fazla Su, Sabun, Peçete Harcamayın”
- “Yeni Normal” Koşullarında Öğrencilerin Sınav Maratonu
- Gebzeli İşçiler Koronavirüsün İşçiler Üzerindeki Etkilerini Anlatıyor
- Gebzeli İşçiler Yeni Normali Değerlendiriyor
- Koronavirüsle Yaşamayı Öğrenmeli miyiz?
- Yağlı Ekmekleri Ballandı!
Son Eklenenler
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...