Diyelim ki hayatınızda ilk kez bir koşu yarışmasına katılacaksınız ve yeterince idmanlı değilsiniz. İsteklisiniz, azimlisiniz ama diğer koşuculara göre hazırlığınız yetersiz ve deneyimli değilsiniz. Böyle bir yarışmada birinci olmanız şaşırtıcı...
Buradasınız
Japonya’da Nükleer Felaketler Protesto Edildi

1945 yılında İkinci Dünya Savaşı tüm vahşetiyle devam ederken ABD tarafından Japonya’nın iki ayrı kentine atom bombaları atıldı. 6 Ağustosta Hiroşima’ya bomba atılması sonucunda 140 bin insan hayatını kaybetti. 9 Ağustosta bu kez Nagazaki’ye atom bombası atıldı ve 74 bin kişi hayatını kaybetti. Atılan bombanın etkisiyle Japonya’da hiç bir şey eskisi gibi olmadı. Doğan bebekler radyasyon nedeniyle sakat doğdu. Toprak bereketini kaybetti. Yapılan bu korkunç katliamı hatırlamak ve kınamak üzere 6 Ağustosta Japonya halkı Hiroşima kentinde sokağa çıktı.
Hem bu felaketlerde hayatını kaybedenleri hem de Fukişima’da patlayan nükleer santrallerin yaydığı radyasyondan dolayı insanları anmak ve nükleer santrallerin kapatılması talebini yükseltmek için 50 bin insan Barış Anıtı Parkında bir araya geldi. Japon halkı nükleer felaketi yıllardır yaşıyor. 11 Mart 2011’de de Japonya’da gerçekleşen nükleer felaketin ardından 30 bine yakın insan hayatını kaybetmişti. Nükleer santrallerden meydana gelen sızıntının önlenmesi henüz tamamlanmış değil. Bu santrallerin kapatılıp gömülmesi gerekirken, çalıştırılmak üzere hazırlanıyor.
Aynı zamanda resmi anma törenleri de yapıldı. Sabah saatlerinde saygı duruşu ile başlayan etkinliklere başbakan da katıldı. 71 ülkeden gelen temsilciler anmalarda yerlerini aldılar. Bu temsilciler arasında 2. Dünya Savaşı döneminde Japonya’ya bomba atılması emrini veren ABD Başkan Truman’ın torunu Clifton Truman da vardı.
Dünya üzerinde yaşanan iki dünya savaşının bedelini işçi ve emekçi kitleler ödedi. Çok büyük acılar çekildi, kentler yerle bir olurken, milyonlarca
insan öldü ve sakat kaldı. Atom bombası felaketi yaşandı. Nükleer tehlike devam ediyor. Emperyalist güçlerin elinde dünyayı birçok kez tümüyle ortadan kaldıracak atom bombası var. Nükleer santraller ise diğer bir tehlike. Nükleer felaketler tüm dünyada ölüm saçmaya devam ediyor. “Enerji açığı var” yalanına sarılarak nükleer santrallerin sayısı artırılıyor. Ama aslında nükleer santral demek, nükleer bomba için temel atmak demektir. Dünya işçi sınıfı, diğer mücadele başlıklarının yanına nükleer tehlikeye karşı mücadeleyi de yazmak zorundadır.- Tab 1
- Tab 2
Content 1
Content 2
7 Ağustos 2012
...önceki
Hindistan Maruti Suzuki’de İsyan
Hindistan Maruti Suzuki’de İsyan
- İngiltereli Emekçiler Filistin Halkıyla Dayanışmaya, Protesto Hakkına Sahip Çıkmaya Devam Ediyor
- Dünya İşçi Sınıfı “Mücadeleye Devam” Diyor
- İspanya’da Metal İşçilerinin Grevi Bitti, Mücadele Devam Ediyor
- Hindistan’da 250 Milyon İşçi ve Emekçi: Boyun Eğmiyoruz!
- ABD’de Trump’a ve Otoriterleşmeye Karşı Öfke Büyüyor
- Kenya’da İşçilerin ve Emekçi Gençliğin Yükselen Mücadelesi
- İspanya’da Metal İşçileri Grevde
- Dünya Meydanlarında Emperyalist Savaşa Hayır Sesleri Yükseliyor
- İtalya’da Savaşa Karşı Genel Grev ve Protesto
- Dünya Meydanlarında Milyonların Sesi
- Filistinli İşçi ve Emekçilerle Uluslararası Dayanışma Büyüyor
- ABD’de Göçmen Karşıtlığına Karşı Protestolar Devam Ediyor
- İngiltere’de İşçiler Kemer Sıkma ve Savaş Politikalarına Karşı Meydanlarda
- İsveçli Liman İşçileri İsrail Zulmüne ve Sendikal Baskılara Hayır Diyor!
- Madrid Ayakta: “Sağlık Haktır, Satılamaz!”
- Hollanda’da 100 Bin Kişi Filistin Halkı İçin Yürüdü
- Nakba’nın 77. Yılında İngiltere’de Yüzbinler Meydanlara Çıktı
- Peru ve Almanya’da Grev, İspanya’da Protesto
- Arjantin’de İşçiler Üçüncü Kez Genel Grevde!
- Yunanistan’da Kemer Sıkma Politikalarına Karşı Genel Grev
Son Eklenenler
- Bir dünya devi olan Amazon’un işçileri en ağır koşullarda çalıştırılmaya devam ediyor. Amazon Tuzla Depo’da çalışan işçiler olarak bizler de ağır iş yüküne, mobbinge, işyeri içinde zor bölümlere sürülme gibi uygulamalara maruz kalıyoruz.
- Türkiye’de çok genç yaşta emekli olunduğundan, emeklilerin sosyal güvenlik sisteminin sırtında kambur olduğundan, aylıklarının arttırılmasının kaynakların heba edilmesi anlamına geldiğinden bahsediyor. Bu sözlerle, sınıfımızın emeklilerini yük,...
- Geçtiğimiz haftalarda Sakarya’da iki çiftçi ürettikleri karpuzları yola atıp parçalamışlardı. Bu öfkelerinin nedeni toptancının son anda karpuzları almaktan vazgeçmesiydi. Belli ki evine, çoluğuna çocuğuna rızkını götüremeyecek olmanın öfkesiydi...
- Eskişehir Seyitgazi’de 23 Temmuz sabah saatlerinde çıkan orman yangınına müdahale etmeye çalışırken 5 orman işçisi ve 5 AKUT gönüllüsü alevlerin içinde kalarak hayatını kaybetti, 14 kişi de yaralandı. Türkiye haftalardır orman yangınlarıyla...
- Gün geçtikçe artan enflasyon, hayat pahalılığı, işsizlik çocukları da işçiliğe zorluyor. İSİG Meclisi verilerine göre 2025 yılının başından beri 24 çocuk işçi, iş cinayetleri sonucunda hayatını kaybetti.
- Akkuyu Nükleer Güç Santralinde taşeron şirkette çalışan Türk ve Rus işçiler son üç aydır ödenmeyen ücretlerinin ödenmesi için 23 Temmuzda iş bıraktı.
- Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), 23 Temmuzda üniversite hastaneleri önünde basın açıklamaları yaparak TİS taleplerini açıkladı.
- Biz bir grup genç olarak UİD-DER’li abilerimizle birlikte, mücadeleye yıllarca katkı sunan, tecrübe sahibi bir büyüğümüzü Çatalca’daki evinde ziyaret ettik.
- İşçi sınıfının uluslararası marşı Enternasyonal 137 yıldır her dilde söyleniyor, işçi sınıfının sömürüden kurtuluşu mücadelesinin en güzel sembollerinden biri olmaya devam ediyor. Sınıfımızın mücadele geleneğinden doğan bu marşın nasıl ortaya...
- Sağlık Bakanlığı’nın son düzenlemeleriyle birlikte Aile Sağlığı Merkezleri (ASM) büyük bir çöküşe sürükleniyor. Halk sağlığını korumakla görevli ASM’ler, sağlık hizmeti sunulan yerler olmaktan çıkarılıp, sağlık emekçilerini cezalandıran, halkı...
- Türkiye işçi sınıfının unutulmaz önderi, DİSK’in kurucusu ve Maden-İş Genel Başkanı Kemal Türkler, katledilişinin 45. yılında Topkapı Mezarlığı’nda düzenlenen törenle anıldı.
- Katledilişinin 45’inci yılında Kemal Türkler’i ve lideri olduğu Maden-İş Sendikasının mücadeleci sınıf sendikacılığı anlayışını hatırlamak, belki de her zamankinden daha büyük önem taşıyor.