Buradasınız
Kadınlar Mücadelede Önde
Gebze’den genç bir kadın işçi
Aylar öncesinde başlamıştı 1 Mayıs heyecanı içimde. UİD-DER’in kızıl kortejinin içinde bir kez daha olmanın hayalini kurmak ve onlarla olmak. İlk 1 Mayıs’ıma UİD-DER ile katılmıştım ve yine 1 Mayıs’ın ne anlama geldiğini UİD-DER’li işçilerden öğrenmiştim. Uzun yıllar önce, bugün olduğu gibi 16 saate varan çalışma sürelerine karşı o zamanın işçileri 8 saat iş, 8 saat uyku, 8 saat canımız ne isterse diyerek mücadele yürütmüşler ve 1 Mayıs’ı yaratmışlar. Patronların, hükümetin tatil ilan ettiği bir gün değil, uğruna bedeller ödenerek kazanılmış ve dünyanın her yerinde dili, dini, rengi farklı milyonlarca işçinin kalbinin aynı coşkuyla attığı günmüş 1 MAYIS.
Yani benim bayramım, eşimin bayramı, doğacak çocuğumun bayramı, bütün dünya işçilerinin bayramı. OHAL koşulları, başkanlık dayatmaları, kriz, korku atmosferi, bu düzenin ne kadar bozuk çarkı varsa hepsi birden işçilerin mücadelesine engel olmaya çalıştı. Ama işçilerin coşkusuna, tepkisine dur diyemediler. Geçen yıla oranla daha kalabalık daha coşkulu bir 1 Mayıs yaşandı Gebze’de, Türkiye’de, dünyada.
Ben de karnımda bebeğimle gittim alanlara. UİD-DER’in kortejinde yerimizi aldık. Benim ikinci 1 Mayıs’ım, bebeğimin birinci 1 Mayıs’ıydı. Hamile kadının sokakta ne işi var diyenlere inat “KADINLAR MÜCADELEDE ÖNDE” diyerek mücadele geleneğimize sahip çıktım. Çalışma koşullarının bu denli zorlaştığı, çalışma saatlerinin yükseltildiği, ücretlerin günden güne eridiği, kıdem tazminatının elimizden alınmaya çalışıldığı, baskıların arttığı, krizin savaşların derinleştiği bir dünyaya nasıl çocuk getireceğim? Ben çocuğumun böyle bir dünyada yaşamasını istemiyorum. Eminim ki hiçbir anne bunu istemez. O yüzden kadınların, en başta annelerin sahip çıkmaları gerekir 1 Mayıs’a.
Yürürken biz, yürürken, erkekler için de savaşırız,
Çünkü kadınların çocuklarıdır onlar ve biz analık ederiz yine onlara.
Yaşamlarımız doğumdan ölüme kan ter içinde geçmeyecek;
Kalpler de ölür açlıktan bedenler gibi; ekmek verin bize, ama verin gülleri de.
Bu gülleri verecek olan ne patronlar sınıfıdır ne de onların emrindeki hükümetler. Bu, yalnızca bu ülkede değil tüm dünyada böyledir. O güller ki yalnızca işçi sınıfının avuçlarındadır. Ve bir gün mücadelenin sonunda avuçlarından doğacak bu dünyayı cennete, yaşanılası bir dünyaya çevirecektir. Ya biz ya da bizim çocuklarımız. Bu düzen bizlerin mücadelesinin sonunda yıkılacaktır.
Yaşasın 1 Mayıs!
OHAL’e Rağmen 1 Mayıs
Teknorot Direnişi Baskıyla Kırıldı Ama…
Son Eklenenler
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...
- İngiltere’nin başkenti Londra’nın meydanlarında aylardır emekçilerin barış talebi yankılanıyor. 18 Ocak Cumartesi günü, Filistin halkıyla dayanışma kapsamında Londra’da düzenlenen 24. ulusal gösteriye on binlerce kişi katıldı. Sırbistan'da...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...
- İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı...
- İşçi Dayanışması’nın ilk sayısı 2008 Nisan ayında yayın hayatına başlamıştı. Elbette çıkarken kardelenler gibi toprağında kök saldıktan sonra filiz vermişti. İşte o günden beridir 1 Mayıs meydanlarında kırmızı şapka ve önlüklerle gelincik tarlası...
- 24 Ocak 1980’de, sermaye sınıfının ortak talepleri doğrultusunda bir dizi ekonomik karar alınmıştı. Adına “yapısal dönüşüm programı” denilen bu kararların alınmasında IMF, Dünya Bankası gibi emperyalist güçler, bu süre zarfında kurulan hükümetler,...
- Sonradan görme bir burjuva olan Turkuaz Tekstilin sahibi Nihat Zeybekçi, asgari ücreti vatan-millet-Sakarya’ya bağlamak için cambazlık yapıyor. Asgari ücret 660 dolara karşılık geliyormuş. 2003’te asgari ücret 100 dolar ediyormuş. Bunlar yanıltıcı...
- Teksif Sendikasında örgütlenen İzmir/Gaziemir’de Digel Tekstil, İstanbul/Tuzla’da TKİS Blinds ve Kayseri’de Almer Tekstil işçileri, patronların sendika düşmanlığına ve işten atma saldırısına karşı mücadele ediyor. İBB’ye bağlı Beltur işçileri, 20...
- Bolu’da Kartalkaya Kayak Merkezinde bulunan Grand Kartal Otel’de 21 Ocakta gece saatlerinde meydana gelen yangında 79 kişi hayatını kaybederken onlarca kişi yaralandı. Yapılan açıklamalara göre yangın sırasında otelde kayıtlı 238 kişi bulunmaktaydı...
- Emekçi kadınlar olarak birçok sorunumuz var. Hayat pahalılığı, yoksulluk, çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılayamamak gibi sorunlar yaşıyoruz. İzmir’de tek göz bir evde çıkan yangında hayatını kaybeden beş küçük çocuk hepimizi çok üzdü. Bu çocuklar...
- İşçi sınıfının emeklileri, abi ve ablalarımız, Erdoğan 2024 yılını “emekliler yılı ilan ediyoruz” demişti. Erdoğan’ın o konuşmasını belki de hepimiz dinledik, gazetelerden okuduk. Bazılarımız burjuva siyasetinin zokasını yutarak, “belki bu sefer iyi...
- Baskılara, yasaklara rağmen direnişlerini sürdüren Polonez işçilerinin mücadelesi kazanımla sonuçlandı. Metal işçilerinin kararlı duruşu kazanım getirdi. Hitachi Energy grevi 24 Aralıkta, Schneider Elektrik grevi 6 Ocakta, Arıtaş Krijojenik grevi 10...