Buradasınız
Kaybetmek de Güzelmiş!
Gebze’den bir işçi

Derneğimiz UİD-DER’in Gebze şubesi olarak düzenlediği futbol turnuvası devam ediyor. Geride kalan on beş müsabakanın ardından adım adım finale doğru gidiliyor. Bu turnuva sayesinde 100’den fazla işçi arkadaşla tanışma ve sohbet etme fırsatı bulduk. Zaten bu turnuvanın amacı farklı fabrikalardaki işçi arkadaşlarla tanışmak, kaynaşmak ve bu arkadaşlıkları ileri taşımaktı.
Turnuva yol aldıkça işçi arkadaşlarla sohbetlerimiz giderek ilerledi. Derneğimizin basın kolu olarak düzenlediği anketlerle de turnuvayla ve derneğimizle ilgili arkadaşlarımızın görüşleri alındı. Ve aldığımız netice bizler için gerçekten de sevindirici oldu.
İlk fark edilen şey atmosferin sıcaklığıydı. Bunun dışında, başka fabrikalardaki işçi arkadaşlarla tanışmanın yararlarından bahseden katılımcı arkadaşlar, buna vesile olan futbol turnuvasının amacına ulaşacağına inandıklarını dile getirdiler. Bu temennileri maç sırasında da görebiliyorduk. Çünkü amacın futbol değil arkadaşlık olduğunu anlayan işçi dostlarımız, oyunun verdiği o kazanma hırsı yerine paylaşımcı ve sadece eğlenmeyi düşünen bir futbol ziyafeti seyrettirdiler. Arkadaşlarımız yenildiklerinde bile yüzlerinin güldüğünü ve eğlendiklerini, bunu da ancak bireysel düşüncelerimizden sıyrılıp kolektif bir uyum ile başarabildiklerini, yenilmelerine rağmen birçok arkadaşla tanıştıkları için asıl kazananın biz işçiler olduğunu söylemeleri derneğimizin amacına bir adım daha yaklaştığını göstermektedir. Elenen bir takımdaki arkadaşla maçtan sonra yaptığım kısa bir söyleşide duyduğum şu cümle beni oldukça sevindirmişti: “Bu turnuvada kaybetmekten dahi zevk aldım.”
Evet arkadaşlar, bizler farklı fabrikalarda çalışsak da sorunlarımız ortak. Dolayısıyla bu sorunlarımızı ancak ortak bir mücadele yürüterek çözebiliriz. Patronlar, fabrikalar arası iletişimi, fazla mesai ile, esnek çalışma ile olabildiğince engellemektedir. Bizler her zaman bir araya gelmeli, sorunlarımızı paylaşmalı, tartışmalı ve çözümleri için adım atmalıyız. Aynı zamanda bir araya gelerek dostluk, arkadaşlık ilişkilerimizi daha sağlam temellerde sıkılaştırmalı ve kopmaz bağlarla birleştirmeliyiz. Bu da ancak biz işçilerin birleşip örgütlenmesiyle mümkün olabilir.
Bugün futbol turnuvasına vesile olan biz işçilerin derneği olan UİD-DER, bu amaç doğrultusunda çalışmalarını sürdürmekte ve mücadele etmektedir. UİD-DER, düzenlediği eğitim seminerleri sayesinde işçi sınıfının tarihsel mücadelelerini bizlere aktarıyor ve günümüzde nasıl mücadele etmemiz gerektiğini öğretiyor. Ayrıca insanlığın yaşadığı tüm sorun ve sıkıntıların kaynağını net bir şeklide göstererek çözüm için biz işçilere mücadele yolunu işaret ediyor. Bunun yanı sıra resimden spora, gitardan bağlamaya, halk oyunlarından koroya kadar düzenlediği çeşitli kurslarla bizlerin bu dallarda gelişmemize olanak tanıyor.
Tüm işçi arkadaşlarımızı bu mücadelede yerlerini almaya ve sınıfsız, sömürüsüz bir dünyanın inşasında çalışmaya davet ediyorum. Hastalık saçan bu kapitalist sistemi yıkmak ve yaşanılabilir bir dünya kurmak için başka çıkar yolumuz yok. Bizim zincirlerimizden başka kaybedecek bir şeyimiz yok, ama kazanacağımız koskoca bir dünya var.
Yaşasın İşçilerin Örgütlü Mücadelesi!
Yaşasın Sınıf Dayanışması!
Tek Güvencemiz Örgütlü Gücümüzdür!
Hangi sağlık güvencesi?
Son Eklenenler
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/