Buradasınız
Kimin Devleti, Kimin Polisi?
Kıraç’tan bir işçi
Adına kapitalizm denilen bu sistemde eşitlik, özgürlük, adalet kavramları işçiler ve emekçiler için hiçbir şey ifade etmiyor. Anayasada işçilerin sendikaya üye olma hakkı vardır. Fakat çalıştığın fabrikada sendikaya üye olduğun için patron seni işten atar. Ve bu yasayı çiğneyen patron asla ceza almaz, hapse atılmaz.
Geçenlerde, çalıştığım fabrikada toplu şekilde zam istediğimiz için işten çıkarıldık. Patron önce beni işten çıkardı. 14 arkadaşım da bu haksızlık karşısında sessiz kalmayarak bana sahip çıktılar. Onları da işten çıkaran patron, hemen fabrikaya onlarca polis getirtti. Fabrikaya gelen polisler sorgusuz sualsiz doğrudan bizim üstümüze yürüyerek bizi karakola götürmek istedi. Hiçbiri “yahu kardeşim burada ne suç işlendi?” veya “ortada bir suç varsa, suçlu kim?” diye sormadı. Patronun el işaretiyle bize saldırdılar. Eğer polisin görevi suçluları yakalamaksa, evet orada çok büyük bir suç işlenmişti ve bu suçu da patron bizzat işlemişti. Bizlerin hakkı olan zam talebine karşılık olarak bizi toplu şekilde işten atan patron, bir numaralı suçludur. Hangi yasada “zam isteyen işçiler işten atılırlar” yazıyor. Aksine bize asgari ücret bile vermeyen patron her dakika suç işlemektedir. Fakat fabrikaya gelen polisler bizi hiç dinlemeden karakola götürdüler.
Biz işçilerden toplanan vergilerin nereye harcandığını orada görmüş olduk. Çünkü devletin bizlerden topladığı vergiler karşımıza silahlı polisler olarak dikilivermişti. Sistem patronlar için o kadar güzel işliyor ki, yaptıkları tonlarca haksızlığın ardından yine kendilerini haklı çıkaracak olan devletleri, polisleri ve yasaları var. Üstelik devleti hem bize karşı kullanıp hem de bizlerden kestikleri vergilerle ayakta tutuyorlar.
Arkadaşlar, bugün yasalarda yazan haklarımız, geçmişte işçilerin verdiği çok çetin mücadeleler sonucunda yasalara geçti. Patronlar ve onların devleti, bizim yasal haklarımızı bile tanımaz duruma geldiyse bunun tek nedeni örgütsüz oluşumuzdur. Bizler gerçek anlamda örgütlenmek için harekete geçmeliyiz. Yoksa var olan haklarımızı bile kullanamaz hale geliriz. Unutmayalım ki patronların bu kadar rahat bir şekilde saldırmaları bizim örgütsüz oluşumuzdandır. Haklarımıza sahip çıkmak ve onurlu bir yaşam sürebilmek için birlik olmak zorundayız. Aksi durumda patronların pervasız saldırıları karşısında güçsüz kalırız.
- Patronların Hak Arayan İşçiye Tahammülü Yok
- Xiaomi Salcomp’ta İşten Atmalar Protesto Edildi
- Hacettepe Üniversitesi’nde İşten Atma Saldırısı
- Ezberler ve Gerçekler: “İş Çok, İş Beğenen Yok!”
- Cumhuriyet Gazetesinde Sendikalı İşçi Kıyımı
- Esenyurt’ta A101 İşçisi Kod 46 ile İşten Atıldı
- 65 İşçiyi Daha İşten Çıkardılar
- Ekmekçioğulları Metal’de İşten Atma Saldırısı
- Özer Elektrik’te İşten Atmalar Protesto Edildi
- İşten Çıkarma Yasağı İşten Çıkarmayı Engelliyor mu?
- Akwel’de İşten Atmalara Karşı İş Durdurma Eylemi
- TPI Kompozıt’te İşten Atma Saldırısı
- VIP Tekstil’de İşten Atmalar Protesto Edildi
- DERİTEKS, Üyelerinin İşten Atılmasını Protesto Etti
Son Eklenenler
- Bugün 18 Kasım. Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir yer tutan Netaş Grevinin yıldönümü… Netaş işçileri, 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin baskı koşullarında bile işçilerin örgütlülüğünün patronları alt edebilecek güçte olduğunu...
- UİD-DER, grevlerinin 81. gününde MKB Rondo işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” pankartı ile grev yerine yürüyen işçiler; “MKB İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”...
- Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ilk olarak 2001 yılında gündeme getirildi ancak AKP iktidarı 2018’de işçilerin iradelerinin dışında bu sistemi zorunlu hale getirdi. 2018 yılından beridir işçilerin maaşlarından her ay bu kandırmacaya para...
- As Plastik işçileri grevlerinin 58. gününde İstanbul Marmarapark AVM’de As Plastik ile iş ilişkileri olan Mavi Jeans önünde basın açıklaması yaptı. Toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması halinde 26 Kasımda greve çıkacak olan DİSK/Genel-İş...
- 100 küsur günü geride bırakan Polonez direnişine, kadın işçilerin kararlılığı damgasını basıyor. Sendikaları Tekgıda-İş’te örgütlenen işçiler sendika düşmanı patronları tarafından işlerinden atıldılar. Direnişe geçtiler, işlerine örgütlü bir biçimde...
- Geçtiğimiz günlerde İzmir’in Selçuk ilçesinde baraka gibi bir evde, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında en büyüğü 5 yaşında olmak üzere 5 kardeş hayatını kaybetti. Bu sırada hurda toplamaya giden anne eve döndüğünde çocuklarının cansız...
- Narin, Leyla, Sıla ve niceleri. Haberlerde duyuyoruz onların adlarını. Bir süre gündemde kalıyorlar, sonra unutuluveriyorlar. Oysa hafızayı diri tutmak gerekir mücadeleyi sürdürebilmek için. Bizler de bu mektubu, yaşananları unutmamak, unutturmamak...
- Son zamanlarda pek çok insanın aklında, dilinde aynı sorular var: Biz nasıl bir toplum olduk böyle? Nasıl olur da insanlar bu kadar kötü olabilir? Teşbihte hata olmaz derler. Toprağı düşünelim. Toprakta her zaman zehirli bitkiler yetişebilir. Ama bu...
- İşyerinde, mahallede, parkta, sokakta, kahvede… Sohbetler döner dolaşır hep aynı soruya bağlanır: “Ne olacak bu memleketin hali?” Soru bakidir, cevabı ise yaşadığımız koşullara, ait olduğumuz sınıfa göre değişiklik gösterir. Çünkü işçi ve...
- Şair “Kuşların vurulduğu zamandır şimdi” demiş. Gerçekten de haksızın haklı, hırsızın namuslu, haydudun yiğit sayıldığı zamandır şimdi. Her gün yeni bir “bu kadarı nasıl olur?” sorusuyla başlıyoruz güne. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir tekstil...
- Yaklaşık iki ay boyunca hakları için mücadele eden, bu süreçte polisin ve jandarmanın saldırısına maruz kalan, gözaltına alınan Fernas işçilerinden biri arkadaşlarından birinin çocuğunun ilk adımını direniş alanında attığını söylemişti. Bir başka...
- Bir an için hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın kim olduğunu, nereli olduğumuzu, yaşadığımız evi, ne iş yaptığımızı hatırlamadığımızı hayal edelim. Bütün yüzlerin, sokakların yabancı olduğunu...
- Bugünlerde kiminle konuşsak, herkes sorunlardan bahsediyor. Tezgâh başında, sokakta, pazarda, toplu taşımada, markette, bir hastanenin ya da bir okulun bahçesinde… Eğitimden sağlığa, kira derdinden geçim sıkıntısına, işçi ve emekçilerin gündemleri...