“Almış dizginleri eline
Bir avuç vurguncu müteahhit toprak ağası
Onların kemik yalayan dostları
Onların sazı cazı villası doktoru dişçisi
...Çoğunlukla kaçak olarak işletilen kot taşlama atölyelerinde, sağlıksız şartlarda çalışan işçiler, çalışma koşullarını protesto etmek üzere Bakırköy Adliyesinin önünde bir araya geldiler. Ellerinde kot taşlama işi nedeniyle bir meslek hastalığı olan silikozis (çöl akciğeri) hastalığına yakalanarak yaşamını yitiren iş arkadaşlarının resimleri ile röntgen filmlerinden yapılan “kot taşlaMA”, “Kotlar Beyazlıyor Hayatlar Kararıyor” yazılı dövizler taşıdılar. İşçiler, “Artık Ölmek İstemiyoruz!”, “İş, Sağlık Yoksa Barış da Yok!”, “İşçi Düşmanı Hükümet İstifa!” sloganlarıyla tepkilerini dile getirdiler. Yaptıkları basın açıklamasından sonra, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkilileri, ilgili yerel yönetimlerin yetkilileri ve işverenler hakkında suç duyurusunda bulundular.
Kot Taşlama İşçileri Dayanışma Komitesi, Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Platformu ve Emekli-Sen de işçilerin eylemine destek verdi.
Kot Taşlama İşçileri Dayanışma Komitesi adına yapılan konuşmada şunlar söylendi: “Kot kumlama işini kötü koşullarda yürüten işyerlerinin kapatılması gereklidir. Bu işte çalışan işçilerin sağlık kontrollerinden geçirilmesi için göğüs hastalıkları kliniklerine başvuruları sağlanmalı ve tedavi masrafları karşılanmalıdır. Çalışamaz durumdaki işçilere ve ailelerine gerekli sosyal yardımlar sağlanmalıdır.” Yasalarda belirtilen bazı önlemlerin alınması durumunda hastalığın tamamen önüne geçilebileceği de vurguladı.
Kot taşlama işçisi Abdulhalim Demir, yaşadıkları sorunu, “Akciğerlerimiz bitmiş durumda. Efora bağlı nefes darlığı çekiyoruz ancak bakmakla yükümlü olduğumuz ailelerimiz var. Daha önce de mağduriyetimizi dile getirdik, hiçbir devlet kurumu bize el uzatmadı” sözleriyle ifade etti.
KTİDK gönüllü avukatları adına söz alan avukat Özlem Ayata ise, yaşanan ölümlerin taksirle değil, kasten adam öldürme olduğunu belirtti.
Aslında bir madenci hastalığı olan silikozis, kotların ağartılması işlemi sırasında, yüksek oranda silika maddesi içeren tozun kısa sürede solunması sonucu ortaya çıkan, ağır ilerleyen ölümcül bir hastalık. Silikozise neden olan kot taşlama işi 60’lı yıllarda Avrupa’da yasaklandıktan sonra Türkiye’ye taşınmış. Bugün bu sektörde 10 bin civarında işçinin çalıştığı tahmin ediliyor. Atölyeler İstanbul’dan başka, Çorum, Tokat, Sinop, Bingöl gibi illerde de bulunuyor. Yozgat’ta silikoz değirmenleri olduğu belirtiliyor.
Bu sektörde çalışan işçilerin yaklaşık olarak yarısı silikozis hastası. Kot taşlama uygulanan bir pantolonun fiyatı, işlemden sonra iki kat artıyor. Yani bu işlem işçilerin yaşam süresini yarı yarıya azaltırken patronların kârını ikiye katlıyor! İşte kapitalizm, işte kâra dayalı bu sömürü düzeninin insan sağlığına verdiği önem!
“Almış dizginleri eline
Bir avuç vurguncu müteahhit toprak ağası
Onların kemik yalayan dostları
Onların sazı cazı villası doktoru dişçisi
...Bir seçim sürecinde daha burjuva siyasetçiler, yani patronların siyasi temsilcileri sahnedeler. Milyon dolarlık reklam kampanyaları eşliğinde, işçileri yalanlarına inandırmak için kapı kapı geziyorlar. İşçilere, emeklilere...