Buradasınız
Krizin Sorumlusu Biz Değiliz
İkitelli’den bir metal işçisi
Kapitalist sistem çürüdükçe etrafa kokular saçmaya devam ediyor. Son zamanlarda basını takip edebildiysek her ülkede ve her işkolunda işçi kıyımlarının sürekli arttığını görmüşüzdür. İşsizler ordusuna yenileri katılıyor. İşçiye söylenen ise, “kriz nedeniyle küçülmeye gidiyoruz” vb. Patronların ilk başvurdukları yol işçiyi işten atmak. Sanki krizin sorumlusu biz işçilermişiz gibi. İşten atılmasak bile iş saatlerinin uzatılması, ücretlerde kesinti yapılması, ücretsiz izne çıkarılma vb. durumlarla karşılaşıyoruz. Bunlar da yetmiyor: devlet patronların işletmelerini kurtarmak için biz işçilerden yapılan kesintilerle oluşmuş olan işsizlik fonuna el atmaya kalkıyor. Vergiler, elektriğe, suya, doğal gaza yapılan zamlar derken krizin faturasını da biz işçilere, emekçilere ödetmek istiyorlar. Krizin sorumlusu biz emekçiler miyiz? Krizin sorumlusu patronlar sınıfı ve onların sisteminin ta kendisidir. Kendilerinin yaratmış oldukları krizin faturasını bizlere ödetmek istiyorlar. Doymak bilmez kâr hırsları nedeniyle bizleri açlığa, yoksulluğa, insanlık dışı yaşam koşullarında yaşamaya mahkûm ediyorlar. Patronların sisteminin krizinin faturasını biz işçi-emekçiler değil onlar ödemelidir.
Bu amaçla geçtiğimiz günlerde çeşitli sendika ve sivil toplum örgütlerinin düzenlemiş olduğu bir mitinge katıldım. On binlerce işçi-emekçi Ankara Sıhhiye Meydanındaydı. Ben mitinge UİD-DER’le katıldım. Miting çok coşkulu geçti. Patronlar sınıfına ve onların düzenine karşı kendi sınıfsal taleplerimizi haykırdık. “Krizin faturası patronlara!”, “İşsizlere iş, iş saatleri kısaltılsın!”, “Örgütlüysek her şeyiz, örgütsüzsek hiçbir şey!”, “UİD-DER yürüyor, mücadele büyüyor!” vb. sloganları haykırdık. UİD-DER’le işçi sınıfına yaraşır disiplin ve coşku içinde bir miting daha yaşamış oldum. Güzel bir gündü. Bu güzellikten rahatsız olanlar da yok değildi. Patronlar sınıfının koruyucusu olan polis güçleri alanda kargaşa yaratmak istedi. Amaçları biz işçi-emekçileri korkutmak ve kendi haklarımız için bile alana çıkmamızın önüne geçmek. Her şeye rağmen miting güzel geçti. Patronlar sınıfına karşı kendi sınıfsal taleplerimizi haykırdık ve coşkulu bir şekilde alandan ayrıldık.
Sistemin krizi gittikçe derinleşiyor. Kriz derinleştikçe biz işçi-emekçilere karşı saldırılar da artıyor. Örgütsüz ve dağınık olan işçi sınıfı, örgütlü olan patronlar sınıfı karşısında pek bir şey yapamaz. Fakat örgütlü olan işçi sınıfı patronların sisteminin sonunu getirirler. Patronlar bunu çok iyi biliyorlar. O nedenle işçilerin bir araya gelmesinden ve toplu hareket etmesinden korkuyorlar. Patronların tüm çabalarına karşın işçi sınıfı örgütlü bir güç olarak ayağa kalktığında, krizlerin faturasını patronlara ödetecektir. Krizlerin yaşanmadığı, açlığın ve yoksulluğun olmadığı, işsizliğin son bulduğu, savaşların sona erdiği, barış dolu bir dünya biz işçilerin elleriyle yeşerecektir.
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!
Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!
Birleşen İşçiler Yenilmezler!
Son Eklenenler
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi grevinde yaşananlar hakkında Marksist Tutum’da bir makale okudum. Tam da içimden geçenleri, cümlelere dökemediklerimi noktasına virgülüne kadar yansıtan bir yazıydı. Konuyu derinlemesine ele alan bu yazı her mücadelede...
- Zeytinlik alanları maden ve enerji işletmeciliğine açacak yasa teklifine karşı tepkiler sürüyor. Çeşitli illerden Ankara’ya gelen köylüler, talan yasasına karşı TBMM yakınında bulunan Cemal Süreya Parkı’nda direniş nöbetindeler.
- Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli mücadeleler, dönemeç noktaları vardır. 1970 Haziran’ı bu tarihte önemli bir yere sahiptir. Bugün halen aşılamamış bir zirve olan 15-16 Haziran direnişi sürecinde, işçi sınıfı yapay kutuplaştırma...