Buradasınız
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!
Esenler’den bir işçi

Kasım ayı sonunda, son yılların en coşkulu mitinglerine tanıklık ettik. Bizler UİD-DER’li işçiler olarak İstanbul’un çeşitli işçi semtlerinden otobüslerle Cuma akşamı yola çıktık. Yolculuk çok keyifli ve coşkulu geçti. Tüm işçi arkadaşlarla, tepkilerimizi ve taleplerimizi haykırmak, sesimizi dosta düşmana duyurmak için Anakara’daki mitinge katıldık.
Ankara’da bizi oradaki dostlarımız karşıladı. Ankaralı UİD-DER’liler bizlere çok güzel bir kahvaltı hazırlamışlardı. Kahvaltımızı yaptık. Daha sonra otobüslerimize binerek toplanma yerine ulaştık. Miting alanında disiplinli bir şekilde kortejlerimizi oluşturduk. Coşkuyla yürüyüş kollarında yerimizi aldık. Bu miting son zamanlarda katıldığımız en coşkulu ve katılım açısından ise en nitelikli mitingdi. Özellikle Doğu illerindeki Eğitim-Sen şubeleri kitlesel katılımı ve coşkusuyla göz dolduruyordu. Sendikaların dışında en disiplinli ve coşkulu kortejlerden biri de ebetteki UİD-DER’di. Bu mitingde kürsü ilk defa kendisini kitleye dinlettirdi ve kürsüden atılan sloganlar ortak ve tek ses olarak atıldı. Kürsüden yapılan konuşmalar da önceki döneme göre daha politik ve daha nitelikliydi. İşçiler aynı işçilerdi, sendikacılar aynı sendikacılardı, peki söylemleri değiştiren neydi? Elbette ki nesnel koşullar. Yani yeni bir dönemin başlıyor olması ve işçi sınıfının ruh halinin değişmeye başlaması. Miting boyunca tüm alan canlı ve diriydi.
Bizler UİD-DER’li işçiler olarak mitingle yetinmeyip bir de grev ziyaretinde bulunduk. Ankara Üniversitesinin yemekhanesinde örgütlenen yemekhane işçilerini ziyaret ettik. Grev ziyaretinden sonra derneğimize geri döndük. Akşam yemeğimizi yedikten sonra Ankaralı dostlarımızla şiirli, müzikli, tiyatrolu, sohbetli saatlerde tüm yorgunluğumuzu attık. Orada, o anda hepimiz gerçekten birbirimizi bir anadan doğmuş gibi kardeşçe dostça hissettik. Demek ki bize verilen kültür, Ankara’da da, Gebze’de de, Aydınlı’da da, Bostancı’da da, Gazi’de de hep aynı. Bana göre tüm dünyada aynı. Şairin dediği gibi; anamız amale sınıfıdır, yurdumuz bütün cihandır bizim. Bu sözlerin doğrulandığı tam yoğunlaşmış 4 saat yaşadık o akşam Anakara’da. Hareket saatimiz gelmişti. Tekrar otobüslerimize bindik, yola koyulduk. Bu sefer hedef Gebze mitingiydi.
Sabah Gebze’ye geldiğimizde, orada bizi sıcacık çorbaları ve sıcacık yürekleriyle Gebzeli dostlarımız karşıladı. Gebze mitinginde de yerel olmasına rağmen katılım öncekilere oranla daha kitlesel ve coşkuluydu. Gebze’de de mitingin en coşkulu ve diri kortejlerinden biri bizdik. Gebze mitinginin en güzel yönü bana göre işçi sokaklarından yürümek ve balkonlardan herkesin alkışlarla bizleri selamlaması. Taleplerimizi gerçekten sorunları yaşayan kitlelere doğrudan haykırmış oluyorduk böylece. Gebze mitingi de bittiğinde Gebze temsilciliğimize geri döndüğümüzde güzel yemekler bizleri bekliyordu. Tüm bu ayrıntıları ve planları bize hep bir adım önde giden UİD-DER yaşatarak öğretti ve öğretmeye de devam ediyor. Onun için diyorum ki, Yaşasın Uluslararası İşçi Dayanışması! Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!
Son Eklenenler
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.