Buradasınız
Mersin’de “İş Kazaları Kader Değildir” Semineri

UİD-DER olarak Mersin’de “İş Kazaları Kader Değildir, İşçi Ölümlerini Durduralım!” seminerimizi gerçekleştirdik. Seminerimize limandan belediyeye, petrokimyadan eğitime pek çok sektörden işçi ve üniversite öğrencileri katıldı.
İki bölümden oluşan seminerimizin ilk bölümünde iş kazalarında uzuvlarını yitiren, yanıklarla yaşamı çekilmez hale gelen, silikozis hastalığının pençesinde can veren, tersanelerde yapılan “denemelerde” yaşamını yitiren işçi arkadaşlarımızın görüntüleri izlendi. Videolar eşliğinde yapılan sunumda iş kazalarının neden kader olmadığı, patronların neden önlem almadığı ve iş kazalarına karşı ne yapılması gerektiği anlatıldı. Seminerle birlikte kampanyamızı Mersin’de de başlattık.
Seminerimize katılan işçiler, başbakanın, bakanların ve patronların ölen işçilerin ardından yaptığı konuşmaları duyduklarında çok öfkelendiler. Bakanın “güzel öldüler” yorumu işçilerin yüreğinde büyük bir öfke yarattı. İş cinayetinde kızını kurban veren Selin Erdem’in annesinin “adalet saraya girmiş, halk buna ulaşamıyor” sözleri alkışlarla destek buldu. Silikozis hastalığının pençesinde yaşamını yitiren işçilerin görüntüleri kimi işçilere gözyaşı döktürürken, Samsun ve Adana’da onlarca işçinin ölümüne sebep olan işverenler için “seri katil” yorumları yapıldı.
Seminerimize ara verilmesiyle işçiler İşçi Dayanışması bültenimizin 56. sayısını aldılar. Kampanyamıza destek olmak için imzalarını attılar. Görüntülerden ve anlatılanlardan çok etkilendiklerini, hüzün ve öfke duygularının birbirine karıştığını ifade ettiler. Bir liman işçisinin oğlu, “ben yanan adamı gördüğümde çok korktum. İş kazalarının bitmesini istiyorum. Allah korusun, bu benim babamın başına da gelebilir” dedi.
Soda Sanayi’de çalışan bir işçi: “22 yıldır aynı işyerinde çalışıyorum. İş kazalarına sürekli şahit oluyoruz, yaşıyoruz. İş Güvenliği Kurulumuz var. İş güvenliği departmanında işçi de olması gerekirken yok. Patronun görevlendirdiği kişiler var. Çalıştığımız bölümde amonyak gazı sesimizi kısıyor, saçımızın rengini açıyor. Temsilci olarak ben de bu kurulun içinde o kadar uğraşmama rağmen, hâlâ hiçbir şey yapılmadı. Uluslararası şirketler o kurulları ISO belgeleri almak için kuruyor.”
Bir liman işçisi ise şöyle konuştu: “UİD-DER’in bu organizasyonundan biz işçi sınıfı olarak çok mutluyuz. Son 10 yıldır işçi ölümü bilançosu çok ağır. Bu konu gündemde tutulan diğer olaylardan daha önemli. Burada işçi sınıfı bilinçlendiği için çok memnunum. Bizde, IMO sahası eğitimini bütün işçilerin görmesi gerekirken sadece 30 işçiye verdiler. Sonra da hepimiz eğitim almışız gibi imza attırdılar. Limandaki taşeron Uğur-San işçilerle sözleşme imzalarken, ‘işçinin savsaklaması halinde makineler veya iş zarar görürse…’ diye kâğıtlar imzalattı. İşverenin işçiye bakış açısı işte bu! İşin güvenliğini düşünüyor ve işçiyi savsaklıyor.”
Bir liman işçisi, işyerindeki işçi sağlığı ve güvenliği ile ilgili olarak şöyle konuştu: “Bize eğitimde ‘25 kilodan fazla yük kaldırmayın’ diyorlar. Sahada 75-100-175 kilo çuval taşıyoruz. İş korkusu, ekmek korkusu yüzünden sessiz kalıyoruz. Konteynır içinde ter ayağımıza iniyor. Denetlemeye kimse gelmiyor. İşçi Sağlığı ve Güvenliği uzmanlarının ücretlerinin meslek örgütleri tarafından ödenmesi talebi çok gerekli.”
Etkinliğimizin ikinci bölümünde işçiler söz aldı. Tüm işçiler işyerindeki çalışma koşullarının kötülüğünden ve durum bu iken UİD-DER’in çalışmalarının kendilerine güç ve güven verdiğinden söz ettiler. UİD-DER’den öğrendiklerini evlerine, işyerlerine, kahvedeki işçi kardeşlerine taşıyacaklarını söylediler.
Son Eklenenler
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...