Buradasınız
Mersin’de “Kriz ve Krize Karşı Mücadele” Etkinliğimiz

Mersin’de, 16 Mayıs günü, “Kriz Ve Krize Karşı Mücadele” konulu bir etkinlik düzenledik. Günler öncesinden Mersin’deki UİD-DER’li arkadaşlarımızla etkinlik çalışmalarına başladık. Etkinliğimizin davetiyesini sabah çok erken saatlerde limanın vardiya girişine götürdük. Limandaki işçi arkadaşlardan daha önceki etkinliklerimize katılanlardan bazıları, davetiyelerimizi alarak, başka firmalarda çalışan sendikasız liman işçilerini de etkinliğe davet ettiler, onlara bu etkinliklere neden katılmaları gerektiğini anlattılar. Bu işçi arkadaşları bizimle tanıştırdılar. Toros Devlet Hastanesi’nin direnişçi işçilerine davetiyelerimizi direniş alanlarında ulaştırdık. Etkinlik sabahı hep birlikte tüm hazırlıkları şarkılar söyleyerek yaptık. Erken gelen işçilerle çaylarımızı yudumlarken sohbetler ettik. Mersin liman işçileri, ataması yapılmayan öğretmen arkadaşlarımız, Toros Devlet Hastanesi’nin direnişçi işçileri, Adana Tekel işçisi arkadaşımız, üniversite öğrencileri, işçi çocukları ve eşleriyle başladığımız etkinliğimize ilgi yoğundu.
“Meydanların Türküsü” ve “İnsan Pazarı”nı söyleyip alkışlarla coşkulu bir şekilde etkinliğimize başladık. UİD-DER’li bir arkadaşımız krizle ilgili Türkiye ve dünyada yaşanan gelişmeleri anlatırken konu Yunanistan’daki işçilere ve onların mücadelelerine geldiğinde liman işçisi bir arkadaş “darısı başımıza!” deyiverdi. Arada çaylarımızı yudumlarken işçiler arası kaynaşmalar, sohbetler çok keyifliydi.
Etkinliğimizin ikinci bölümünde bir liman işçisi arkadaşımız söz alarak patronların işçileri nasıl etnik kimliklerini kullanarak böldüğünü, sürekli olarak işçi sınıfının tepesine bindiğini anlattı. Liman özelleştirilmeden önce mücadele eden işçi arkadaşlarını örnek aldıklarını ve yola hep onları hatırlayarak başladıklarını ekledi. İşçi Öz-eğitim etkinliklerinin önemini ifade ederek emeği geçen herkese teşekkür etti. Tekel işçisi bir arkadaşımız 26 Mayıs genel grevinin yaklaştığını, işçilerin sendikalarını zorlayarak greve sahip çıkması gerektiğini söyledi. Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformundan bir eğitim işçisi arkadaşımız, platformu nasıl oluşturduklarını ve mücadelelerinin nereye dayandığını anlattı bize. Bu ülkede 300 bini aşkın ataması yapılmayan öğretmenin olduğunu, son dönem açılan kadroların yürütülen mücadelenin basıncıyla gerçekleştiğini anlattı. Dev Sağlık-İş işyeri temsilcisi bir sağlık işçisi ise direnişçi işçilerin mücadelelerini anlatarak sınıf dayanışmasının zorunluluğunu dile getirdi. Bir öğrenci arkadaş ise Yunanistan’daki gelişmelerin altını çizerek işçi sınıfının gücünün birliğinden ve örgütlülüğünden geldiğini anımsattı.
Mersin’den etkinliğimize gelen işçi arkadaşlarımız keyifle işlerine ya da evlerine döndüler. Farklı sektörlerden işçilerle tanışmanın, yeni bir şeyler öğrenmenin, işçi marşları ve şiirleri ile coşkunun güzelliğine vararak ayrıldılar etkinliğimizden.
İşçi Öz-eğitim etkinlikleri, kendi düşüncelerimizi söyleyebildiğimiz, sınıf mücadelesine dair birçok şey öğrendiğimiz bir etkinlik biçimidir. Etkinliklerimize katılan işçiler, etkinlik sonrasında, hayatlarında hiç böyle bir etkinliğe katılmadıklarını söylüyorlar. Patronların sistemi hayatımızın büyük alanını ele geçirdiği için gözümüzü açıp da şöyle ne olduğuna bakamıyoruz belki. Ama bakmak zorundayız, mücadele etmek zorundayız. Bilinçli ve sağlam bir örgütlülüğü hiçbir kuvvet yenemez. Sorumlusu biz olmadığımız krizlerin faturasını ödememek için, açlığı, savaşları, sınıfları, sömürüyü ortadan kaldırmak için birleşmek ve örgütlenmek zorundayız.
Gücümüz Birliğimizden ve Örgütlülüğümüzden Gelir!
Krizin Faturasını Patronlara Ödetelim!
Son Eklenenler
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...