Buradasınız
Meslek Liseli Gençlerden de “HAYIR!”
Bir öğretmen

Haftanın üç günü staj yapan meslek lisesi öğrencileri ile bir sinema filmi üzerine konuşuyorduk: “Güzel mi, gidelim mi, değer mi?” Sohbet grubu kalabalıklaştı. Bir ara kızlı-erkekli grubun karşılıklı konuşması bir açık oturuma dönüştü:
-O filmin yönetmeni teröre destek veriyormuş, gitmeyelim
-Ben gittim izledim. Anlatayım.
-Ben duydum. Kadınları aşağılıyormuş. Feminist bakmıyormuş.
-Aman canım, başkaları da yönetmenine AKP’li diyor.
-Ben izledim arkadaşlar. Bence kötü bir film değil. Ne alakası var terörle. Adam her yerden insan almış. Rum da var, Ermeni de var, Türk de var adamın filminde. Bence güzel.
-Zaten hep böyle yapıyorlar. Bir terörist diyorlar. Bir değil diyorlar. Ne diyorlar ya?
-Hakikaten nedir bu ya. Bak “hayır” dersek biz de teröristmişiz!
-Yok ya, tabi ki “hayır” diyeceğim. Var mı, evet diyen arkadaş?
-Ben “evet” diyeceğim valla, ben bu sefer oy kullanabiliyorum. Böyle iyi gidiyor. Adamlar yol yaptılar, metro yaptılar. Daha ne yapsınlar.
-Yapacaklar tabii, parasını almıyor mu herkesten, sanki babasının hayrına yaptılar arkadaş!
-Ondan öncekiler niye yapmadı peki madem öyleyse?
-Onlara soraydın “niye yapmamışlar” ben mi yapmadım? Hem ne alakası var bu seferki oylamada senin barajının, yolunun. Yaptılarsa yaptılar. Tek bir kişiye bütün yetkileri veriyorlar. Ne yapacağı belli mi olur, arkadaş.
-Geçen gün babam da öyle dedi. Valla ne yalan söyleyeyim, ben AKP’yi seviyorum. Biz ailecek AKP’ye oy verdik. Ben de oy kullanabiliyorum bu sefer. Ama “hayır” diyeceğiz. Babam bu kadar ileri gitmeleri tehlikeli diyor.
“Hayır” diyenlerin ağırlığı artınca “evet” vereceğini söyleyen öğrenci bu defa bir umut bana döndü ve “Siz de evet diyeceksiniz değil mi?” dedi. Bütün bu karşılıklı tartışmaları sırasında sessiz kalmam nedeniyle böyle düşünmüştü. Ben de “Eğer sonunda iyi bir şey olacaksa hepimiz için olacak, kötüyse de hepimize kötü olur. Ben, sen fark etmez. O yüzden bence gelin birlikte karar verelim. Ya hep beraber evet diyelim. Ya da hayır diyelim. Ben size tek tek neye oy verdiğimizi söyleyeyim. Siz iyi mi olur, kötü mü olur karar verin” dedim. Hemen hepsi yaşları 18 olduğu için oy kullanacaktı. Ama evden, sokaktan ne duydularsa o düşünceyi savunuyorlardı. Önerimi kabul ettiler. 4 tane önemli maddeyi onlara anlattım. Sonra da her biri iyi mi, kötü mü olur diye tartıştılar. Hiç biri iyi olur demediği gibi “yok artık, pes artık” gibi cevaplar verdiler. Gerisini konuşmayı da sonraki sohbetlerimize bıraktık. O gün için konuştuğumuz 4 maddeye hep beraber “HAYIR, kabul etmiyoruz” dediler.
Büyüdük
Metal Fabrikaları Ses Veriyor: “HAYIR!”
Son Eklenenler
- İşçi sınıfımızın üç yürek işçisini Haziran ayında kaybettik. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet, 2 Haziran 1970’te Orhan Kemal, 2 Haziran 1991’de ise Ahmed Arif’in güzel yüreği artık atmaz oldu, söylenecek sözleri yarım kaldı. Fakat kalemlerini...
- Ben metal sektöründe çalışan bir işçiydim. İşçiydim diyorum çünkü hakkımızı aradığımız için işten çıkarıldık. İşveren biz işçilerin ve temsilcilerimizin taleplerini karşılamamak için her yola başvuruyordu. Sorunları çözmek bir yana daha fazla baskı...
- Seçimlerden önce siyasi iktidar türlü vaatler sıralamış, 24 Nisan-31 Mayıs tarihleri arasında kullanılan doğalgazın tamamının ve gelecek yıl Mayıs ayına kadar kullanılacak gazın ise ay bazında 25 metreküplük kısmının ücretsiz olacağını duyurmuştu. “...
- İşçi ve emekçileri ilgilendiren tüm alanlarda devasa bir sorunlar yumağı her geçen gün büyüyor. Ama bunlar seçim meydanlarında gündem olmadı. Sorunların üstü milliyetçilikle, hamasetle örtülmeye çalışıldı.
- Yunanistan'da Pire Emek Merkezi’nin çağrısıyla düzenlenen ve binlerce emekçinin, çeşitli sendikalardan temsilcilerin ve işçilerin katıldığı yürüyüşte “iş cinayetleri durdurulsun” denildi.
- Fransa’da Disneyland Paris işçileri artan hayat pahalılığına ve düşük ücretlere karşı ücret artışı ve çalışma koşullarının düzeltilmesi talebiyle 30 Mayısta iş durdurdu.
- İşçi ve emekçilerin ezici çoğunluğu gidişattan endişeli, hoşnutsuz, sorunların çözülmesini, ekonominin düzelmesini istiyor. Ama öte yandan çok sayıda işçi ve emekçi sorunlarımızın kaynağında olan, hoşnutsuzluğumuzun nedeni olan mevcut iktidara oy...
- İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı bir şirkette çöp işinde çalışan bir işçiyim. Dışarıdan bakıldığında, belediyede çalıştığımız için, insanların gözünde güzel bir işimiz var gibi algılanıyor ve sohbetlerde de dile getiriliyor. Ama işin iç yüzü...
- Bağımsız Maden İş Sendikası Genel Başkanı Gökay Çakır ve sendika yöneticileri Soma Yeni Anadolu Madencilik’te üyelerine yönelik baskı, mobbing ve EYT kapsamındaki ayrımcılığa karşı maden önünde açıklama yapmak istediler. Ancak jandarma tarafından...
- Zorlu bir seçim sürecini geride bıraktık. Seçim sonuçlarının olumsuz etkilerini asıl olarak önümüzdeki dönemde yaşayacağız. Ancak şimdiden toplumun çoğunluğunda giderek baskın hale gelen bir duygunun açığa çıktığını görüyoruz: Umutsuzluk. Tek adam...
- Toplum örgütsüz olsa bile kendisi örgütlü olan bir işçi umutsuzluğa düşmez. Umutsuzluğun panzehirinin örgütlülük olduğunu, sadece istemekle baskı ve zorbalığın son bulmayacağını, bunun için sorumluluk almak ve mücadele etmek gerektiğini bilir....
- İnsanların, toplumların bir tarihi vardır, sınıfların da öyle. Ve bu tarih geleceğe yürürken o sınıflara yol gösterir. Dünya işçi sınıfının bir parçası olan Türkiye işçi sınıfımızın tarihi de bugüne ve geleceğe ışık tutan, unutulmaması gereken...
- Ben 1 Mayıs’a UİD-DER’le katılan gençlerden biriyim. Gençlerin artık seslerini duyurmaya ihtiyacı var. Sesimizi boğmaya çalışanların tuzaklarını aşıp, hiçlik duygusundan çıkıp değişimin öznesi olmak istiyoruz. 1 Mayıs’ta yaşadığımız coşkuda bunu...