Buradasınız
Nazım Hikmet Kavgamızda Yaşıyor
diğer yazarlar
3 Haziranda Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği’nin Bostancı temsilciliğinde Nazım Hikmet’i anma etkinliği yaptık. Etkinliğimize yaklaşık 85 kişi katıldı. Nazım Hikmet’in adını bugüne kadar duymayan işçi arkadaşlarımız da etkinliğimize katılmıştı. Etkinliğimiz sayesinde, yaşamını işçi sınıfının mücadele davasına adayan Nazım’ı kendi şiirlerinden öğrenmeleri bizleri oldukça mutlu etti. Yine Nazım Hikmet’i “vatan haini” ya da pek de iyi bir insan değilmiş gibi bilenlerin de bu etkinliğimizle onu tanımaları ve Nazım’ın mücadelesini bilince çıkartmaları da memnun olduğumuz bir diğer etken oldu. Yassan Yassı Çelik fabrikasında 26 gündür direnişte olan işçi arkadaşlarımız da aramızdaydılar. Ve direnişlerini anlatan kısa bir konuşma yaptılar.
Nazım Hikmet’in hayatını anlatan sinevizyon gösterisi ve sunumla başlayan etkinliğimiz UİD-DER işçi korosunun söylediği Nazım Hikmet’in şiirlerinden bestelenmiş şarkı ve marşlarla, UİD-DER şiir topluluğunun hazırladığı şiirlerin okunmasıyla devam etti. Etkinliğimize gelen herkesin şarkılara, marşlara ve şiirlere yüreğinde duyarak katılması salonun coşkusunu artırdı.
Etkinliğimiz bittiğinde katılan işçi arkadaşlarımızla röportaj yaptık ve onların fikirlerini aldık. Öncelikle böyle bir etkinliğe katılmaktan mutlu olduklarını, Nazım Hikmet’in yalnızca bazı şiirlerini bildiklerini, ama yaşamını buradan öğrendiklerine, tanıdıklarına memnun olduklarını belirttiler. Röportajımıza katılan bir genç arkadaş, “Geçmişte Nazım Hikmet vatan haini olarak gösteriliyordu, ama bugün de burjuvazinin karalama ve pasifleştirme kampanyasından muaf tutulmuyor. Nazım Hikmet aşklarıyla gündeme geliyor. Ne mücadelesi hatırlatılıyor ne de kavgası. Nazım’ı Nazım gibi anlatmanız ona yakışan bir etkinlik oldu” dedi. Yassan fabrikasında direnişteki işçiler ise daha öncesinde de bu tür etkinliklere katıldıklarını ama bunların bu kadar düzgün, disiplinli ve coşkulu etkinlikler olmadığını, UİD-DER’le tanışmaktan memnun olduklarını belirttiler.
Evet, Nazım bir komünist şairdi. Davası uğruna hapislerde yatan, davası uğruna sürgün yiyen ama bir kerecik olsun yüksünmeyen, bir kere olsun yılgınlığa düşmeyen Nazım’ı mücadelesiyle hatırlamak biz genç kuşak işçilerin görevidir. 3 Haziran 1963 Nazım Hikmet’i sonsuzluğa uğurladığımız tarihtir. Kimi insan yaşar, gider ve hatırlanmaz. Ama kimi insanlar vardır ki, üzerinden yüzyıl da geçse unutulmaz ve genç yüreklerde yaşatılmaya devam eder. Nazım göçüp gitti bu dünyadan, ama geride büyük bir miras bıraktı. Her mücadeleci işçi onu grevde söylenen şiirlerinden tanır, her mücadeleci işçi onu yürüyüşlerde söylenen marşlardan tanır, her mücadeleci işçi onu sarsılmaz inancı, devrime olan bağlılığı ve komünist bir dünyaya olan sevdasıyla tanır.
Nazım Hikmet sanatı yalnızca sanat için değil, işçi sınıfının örgütlenmesi ve aydınlanması için yapmıştır. Tarafsız değildir Nazım, sessiz kalmamıştır. Nazım işçi sınıfının safında sonuna kadar kararlı duruşuyla vermiştir kavgasını. Ve her şiirinde her sözünde kavgaya davet vardır.
Davetin kabulümüzdür Nazım Usta! Kapitalizm yeryüzünden silininceye kadar, kapitalizmin insanlığa yaşattığı tüm yoksunluklar ve acılar silininceye kadar davetin kabulümüzdür. Nazım gibi coşkuyla, sevdayla, hasretle ve sınıfsız ve sömürüsüz bir dünyaya olan inancımızla bu kavgayı sürdüreceğiz.
Düşmesin bizimle yola:
Evinde ağlayanların
gözyaşlarını
boynunda ağır bir
zincir gibi taşıyanlar!
Bıraksın peşimizi
kendi yüreğinin kabuğunda yaşayanlar!
İşte:
şu güneşten
düşen
ateşte
milyonlarla kırmızı yürek yanıyor!
Sen de çıkar
göğsünün kafesinden yüreğini;
şu güneşten
düşen
ateşe fırlat;
yüreğini yüreklerimizin yanına at;
Akın var
güneşe akın!
güneşi zaptedeceğiz
1 Mayıs İşçinin Emekçinin Bayramı
Çocuklarımızın Tiyatro Oyunu
Son Eklenenler
- Artan enflasyon karşısında eriyen ücretler, gittikçe büyüyen ve dayanılmaz bir hâl alan yoksullaşma, geçim sıkıntısı, artan kiralar ve işsizliğin geldiği boyut karşısında siyasi iktidar önce inkâr politikasına başvurdu. Yoksulluktan şikâyet edenlere...
- Merhabalar dostlar. 3 yaşında bir kızım var, ellerinizden öper. Kızım diye demiyorum ama çok akıllıdır. Anlata anlata bitiremediğim minik UİD-DER’li... Elimizden geldikçe ihtiyacını karşılamaya çalışıyoruz. Ama bazen yetemiyoruz. Hayat o kadar...
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu Neşe Plastik fabrikasında toplu sözleşme görüşmelerinin tıkanması üzerine işçiler, 18 Mayısta greve çıktılar. Petrol-İş Sendikası Kartal 2 No’lu şubede örgütlü olan Neşe Plastik işçileri, enflasyon artı 1300...
- Kapitalist sistem insanlar arasında dayanışma ve yardımlaşma duygularını köreltmeye, her koyunun kendi bacağından asılacağı fikrini zehir gibi insanların zihnine nakşetmeye çalışır. Başkasının sorunlarına duyarsızlaşmamızı, birbirimize yabancı gibi...
- Türkiye’de 11 milyon kadın ev içi bakım işleri nedeniyle yani çocuklarına, hastalarına, yaşlılarına baktıkları için çalışamıyor. Çalışan kadınlarsa kaliteli ve yeterli kreşler ve bakımevleri olmadığı için büyük zorluklar yaşıyorlar. Çocukları için...
- Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri’nde 1 Mayıs sadece sol partiler tarafından kutlanır. İşçiler ve sendikalar Eylül ayının ilk Pazartesi gününü “Emek Günü” olarak kutlar. Bunu yapmalarındaki kasıt Kuzey Amerikalı işçilerle dünyanın geri kalan...
- Geçen bayram, tatil olması ve ulaşımın ücretsiz olması vesilesiyle iki arkadaş Büyükada’ya gitme kararı aldık. Büyükada’yı görecek olmamızın sevinci ve heyecanının yanı sıra ulaşıma ücret ödemeyecek olmamızın rahatlığı da vardı. Bu duruma sevinenin...
- Dağlar deliniyor, nehirlerin yönü değiştirilip barajlar kuruluyor, ormanlar geri dönüşsüz bir biçimde yok ediliyor. Toprağın ve okyanusun derinliklerinden petrol ve madenler çıkartılıyor. Savaşlarla kentler tarumar ediliyor. Doğa kirleniyor,...
- Bizler bir grup metal işçisiyiz. Birleşik Metal-İş üyesiyiz. Bu sabah sendikamızın işyeri temsilcilerinden olan arkadaşımızın kardeşinin, Okan’ın, Antalya’da iş cinayetinde öldüğünü öğrendik. Henüz sadece 36 yaşındaki kardeşimiz, Okan Günay, bu...
- Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı işgal, Üçüncü Dünya Savaşının en önemli halkasını oluşturuyor. ABD ve İngiltere’nin başını çektiği emperyalist blok Ukrayna’ya silah yığarken, derinleşerek devam eden savaş tüm dünyayı etkiliyor. Emperyalist hegemonya...
- 24 Şubatta Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaşın emekçiler üzerindeki yıkıcı etkileri devam ediyor. Haksız ve emperyalist savaşların ölüm, yurtsuzluk, açlık, yoksulluk ve işsizlik demek olduğunu gördük bir kez daha! Tüm bunların yanında...
- İstanbul Ataşehir’de bulunan Emlak Konut GYO inşaatında çalışan işçiler 16 Nisanda direniş başlattılar. DİSK/Dev Yapı-İş ve İnşaat-İş Sendikalarının ortaklaşa örgütlediği eylemde, “Tüm Haklarımızı Alana Kadar Direneceğiz” pankartı açıldı.
- Ben bir buçuk aylık çocuğu olan bir anne ve hemşireyim. Bebeğimize iki aylıkken yaptırmamız gereken rotavirüs aşısı var. Bu aşıyı devlet karşılamıyor, aşının fiyatı da oldukça yüksek. Piyasada satılan iki farklı rota aşısı var. Bir aşı iki doz ve...