Buradasınız
Çocuklarımızın Tiyatro Oyunu
diğer yazarlar
Merhaba dostlar,
Uluslararası İşçi Dayanışması Derneğinin Aydınlı Temsilciliğinde 9 Haziranda “Sokak Çocukları” adlı tiyatro gösterisi yapıldı. Etkinliğe 50’si çocuk yaklaşık 140 kişi katıldı. Derneğimizin Esenler Temsilciliğinin çocuklardan oluşan tiyatro ekibinin hazırladığı oyun kimi zaman bizleri güldürdü, kimi zaman da ağlattı. Oyuncuların tamamı, yaşları küçük ama yürekleri kocaman çocuklarımızdan (6-11 yaşlarındaydılar) oluşuyordu. Ellerine, emeklerine ve yüreklerine sağlık bize böyle bir oyunu sergiledikleri için.
Oyunun konusu sokak çocuklarıydı. Kapitalizmin çirkin yüzünün gencecik bedenleri nasıl bir çöküntüye uğrattığının göstergesiydi. Kapitalizm kocaman bir insan selini her geçen gün açlığa, çürümüşlüğe ve yozlaşmaya iterken, gencecik bedenleri de erken yaşta solduruyor. Nazım Hikmet bir şiirinde “dünyayı verelim çocuklara oynasınlar, açlık, yoksulluk çekmeden tatsınlar yaşamın lezzetini” diyordu. Ama bugün bizim çocuklarımız, yani işçi sınıfının çocukları yaşamın lezzetini tatmak bir yana kapitalizmin en beter çelişkilerini daha küçücük yaşta yüreklerinde yaşıyorlar. Evsiz barksız, sokaklarda, kışın soğuğunu duyarak, yazın kavurucu sıcağını ve çaresizliğin getirdiği ümitsizliği tadarak bu dünyadan erkenden sessiz sedasız göçüp gidiyorlar. Oyunda bu öylesine güzel anlatıldı ki, zaman zaman öfkemize, zaman zaman gözyaşlarımıza hâkim olamadık.
Oyunun ilk sahnesi, kapitalizmi ve pisliklerini bilmeyen bir devirde yaşayan çocukların tasviriyle açıldı. Öğretmenleri 21. yüzyılın toplumsal yaşamını anlatan bir ödev vermişti çocuklara. Ansiklopedilerden araştırıyorlardı çocuklar 21. yüzyılı. “İşçiler 16 saat çalışıyor, 4 saat de fazla mesai yapıyorlar, sömürülüyorlar” bölümünü okudular ansiklopediden, çocukların çalıştıklarını da duyunca epey üzüldüler. İşçi, patron gibi kavramlar çok yabancı geldi onlara. Oyunda bu sistemin insana aykırı bir sistem olduğunu o kadar güzel hissettirdiler ki, sosyalizme duyduğum özlem daha bir arttı. Sonra dedelerinden 21. yüzyılı dinlediler ve oyunlaştırarak anlattılar bugünün sokak çocuklarının yaşamını. Her gün görürüz onları, belki kırmızı ışıkta durduğumuzda arabamızın camlarını silerek para isterler, bazen selpak satmaya, bazen ayakkabılarımızı boyamaya çalışırlar ve bazen de dilenirken görürüz onları, ama görmezlikten geliriz. Çöp toplarlar acırız onlara. Köşe başlarında, köprü altlarında ya da bankamatiklerde tiner, bali çekerler. Korkarız onlardan kaçmak isteriz. Onlardan kaçarız kaçmasına da kapitalizmden nasıl kaçabiliriz? Kaçmadan kafamızı çevirip onlara bir kere daha bakarak, ne acıyalım ne de üzülelim. Kaçmayı değil kapitalizme öfke duyarak, bu sistemden nasıl kurtulabileceğimizi düşünelim. Oyunun her sahnesi bunu yaşattı bize. Genç oyuncular sürekli nasıl bir dünya bırakıyorsunuz görün ve durmayın mücadele edin, bizlere daha güzel bir dünya bırakın diye haykırdılar adeta.
Bizce böyle bir anlamı vardı oyunun, ama bir de izleyicilere sorduk oyunu nasıl buldunuz diye. Önce oyunculardan aldık yorumlarını, onlar da “patronlar olmasa bu dünya daha güzel olacak” dediler. İzleyen arkadaşların birçoğu da oyunun çok güzel ve etkileyici olduğunu, onlara gerçekleri bir kere daha hatırlattığını söylediler. Ve bu sorundan ancak örgütlenerek, mücadele ederek kurtulabileceğimizi söylediler. Dernek çalışmalarımızın olumlu olduğunu, emin adımlarla yürüdüğümüzü ve günden güne büyüdüğümüzü belirttiler. Farklı mahallelerden gelen misafirlerimiz, biz de mahallemizde Uluslararası İşçi Dayanışması Derneğinin olmasını istiyoruz diye belirttiler. Onlardan böylesi olumlu yorumları almak bizleri de sevindirdi ve doğru şeyler yaptığımızın ifadesi olarak çalışmalarımıza daha bir asılmamız gerektiğini gösterdi.
Bizler biliyoruz ki bugünün çocuklarının dünyası ana babalarının dünyasından farklı değil. Hırsızlık yapmaya zorlanan, dilendirilen çocukların sayısı bilinmiyor. Küçücük bedenler bu sistemde rant kapısı olarak görünüyor. Her şeyi sıkıp posasını çıkaran kapitalizm çocukları da sömürmekten geri durmuyor. Geleceğimiz mücadele eden, devrim kavgasını veren ve sınıfsız sömürüsüz bir dünyayı elleriyle kuran gençliğin olacak. Ve oyunda olduğu gibi ders kitaplarından okuyacağız 21. yüzyılı. İnsanlık tarihinin kara günleri olarak, anılara gömülmüş olarak bahsedeceğiz 21. yüzyıldan.
Nazım Hikmet Kavgamızda Yaşıyor
Sanovel İşçileri Direnişte!
Son Eklenenler
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 14 Temmuzda Ankara’da bulunan Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi taleplerini ve mücadele programını açıkladı. Basın...
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...