Buradasınız
UİD-DER’in İşçi Korteji: Kitlesel, Kıpkızıl, Disiplinli, Coşkulu!
Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER), 1 Mayıs 2012’de de kıpkızıl, disiplinli ve coşkulu kortejiyle öne çıktı ve örnek oldu. “Ücretler Yükseltilsin, İş Saatleri Kısaltılsın!” kampanyası başlatan ve bu sloganla 1 Mayıs’a hazırlanan UİD-DER’in kortejinde, genç kadın ve erkek işçiler ağırlıktaydı. Her geçen sene daha da kitleselleşen, bunu mitinglere ve 1 Mayıs alanına yansıtan UİD-DER, sabah 10.00’dan itibaren Şişhane’deki yürüyüş kolunda yerini aldı. İşyerlerinden ve UİD-DER temsilciliklerinden örgütlü bir şekilde hareket eden kitle, Kasımpaşa’da otobüslerden indi ve Şişhane’deki toplanma yerine sloganlarla yürüyerek geldi. Kitle, UİD-DER’in ses aracından çalınan marşlar ve şarkılarla karşılandı.
Şişhane’de UİD-DER’in 1 Mayıs Programı
Kısa zamanda kortej oluşturuldu ve UİD-DER’in kıpkızıl, disiplinli ve coşkulu işçi korteji yürüyüşe hazır hale geldi. Kortejin oluşturulmasından sonra, hazırlanan 1 Mayıs programına geçildi. Ses aracındaki sunucular kitleye şöyle seslendiler: “Merhaba kardeşler, emeğiyle hayatı var edenler, hoş geldiniz… Fabrikalardan, işyerlerinden, direniş alanlarından, mahallelerden, okullardan gelerek işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ta alanları dolduran tüm kardeşlerimize selam olsun! Bugün aramızda ‘örgütlü mücadeleden başka yol yok’ diyen, bu şanlı mücadeleye henüz yeni atılan genç işçiler var. Bugün aramızda çocuğuyla alanlara gelen anne ve babalar var. Bugün aramızda taşeron firmalarda örgütlenmeyi ilerleten işçiler var. Bugün aramızda deriden, tersaneden, petrokimyadan, tekstilden, gıdadan, metalden, sağlıktan, eğitimden kısacası işçilerin olduğu her yerden kortejimize katılan kadın ve erkek işçiler var. Bizler hep birlikte 1 Mayıs’a, disiplinimizle ve özverimizle sınıfımızın örgütlü gücünü katmaya geldik. Bizler 1 Mayıs’a, enternasyonalizm bayrağını yükseltmeye geldik. Bizler 1 Mayıs’a, sınıfımızın kızıl rengini katmaya geldik.”
Yaşasın Sınıf Dayanışması
Nâzım Hikmet’ten ve Elif Çağlı’dan şiirlerin okunduğu programda, işçi sınıfının sorunlarını dile getiren konuşmalar yapıldı, marşlar ve şarkılar çalındı. Ses aracından direnişteki işçiler selamlanırken, UİD-DER’in, işçi sınıfının ulusal ve uluslararası mücadele birliğini savunduğuna vurgu yapıldı. UİD-DER’in başlattığı kampanyalar hatırlatıldı ve İran işçi sınıfı selamlandı. Ayrıca nükleer felaketle boğuşan Japon işçi sınıfına da selam gönderildi.
Yapılan konuşmalarda 1 Mayıs’ı yaratan işçilere selam gönderilerek şöyle seslenildi: “Sesler geliyor günbatısından sesler... Diyorlar ki, dava için savaşan ölmez! Diyorlar ki, biz ölmedik/ her 1 Mayıs günü/ can buluyoruz sizlerin sloganlarında ve marşlarında/ Diyorlar ki, zaman rüzgâr gibi geçiyor/ Mutlu günler bekliyor insanlığı! Kardeşler!/ Biz yaktık ateşi, siz büyütün!”
Sessiz Kalmayacağız, Boyun Eğmeyeceğiz!
UİD-DER’in yoğun ilgi gören “Kıdem Tazminatını Gasp Ettirmeyeceğiz!” ve “Ücretler Yükseltilsin, İş Saatleri Kısaltılsın!” kampanyaları, toplanma yerindeki programda bir kez daha gündeme getirildi, şöyle denildi: “Haklarımızı elimizden alan ve bizleri köle gibi çalıştıran patronlar, sessiz kalacağımızı zannediyorlarsa çok yanılıyorlar.”
Sendikal ve Siyasal Yasaklara Son!
UİD-DER korteji, coşkunun ve disiplinin olduğu kadar, enternasyonalizmin de damgasını bastığı bir kortejdi. İran ve Japon işçi sınıfı selamlanırken, ezilen halklara özgürlük diye haykırıldı. “Kardeşler, yaşadığımız topraklarda kardeş Kürt halkı baskı ve zulüm görüyor. Kürt halkı yıllardır eziliyor, varlığı inkâr ediliyor, kimliği tanınmıyor ve en demokratik talepleri bile karşılanmıyor. Türk işçi ve emekçiler milliyetçi ve şovenist politikalarla Kürt halkına düşman edilmeye çalışılıyor. Kardeşler, Kürt halkının ezilmesinde biz işçilerin bir çıkarı yoktur” denerek, Kürt halkının demokratik taleplerinin karşılanması istendi. Yapılan konuşmalarda, Aleviler üzerindeki baskıların son bulması, inanç özgürlüğünün sağlanması, başörtüsü ve anadil üzerindeki yasağın ve zorunlu din dersinin kaldırılması istendi. Sendikal ve siyasal yasakların kaldırılarak, sınırsız toplanma, grev ve basın özgürlüğünün sağlanması talep edildi.
Kapitalizm Krizde, Çözüm İşçi İktidarında!
Konuşmalarda, kapitalizmin tarihsel kriz içinde olduğu, sistemin her yanından su aldığı, patronların krizin faturasını işçi sınıfına kestiği, kapitalist çürümenin derinleştiği, aç ve yoksul insanların sayısının arttığı, emperyalist savaşın genişlediği vurgulanarak şöyle dendi: “Soruyoruz: Böyle bir sistem insanlığa ne verebilir? Bu çürümüş sistemde yaşamaya mecbur muyuz?” Türkiye ekonomisinin ve kapitalistlerin büyüdüğü, ama her ay iş kazalarında 100’den fazla işçinin yaşamını kaybettiği, işçi eşlerinin dul, çocukların ise yetim kaldığı dile getirildi; iş kazalarına karşı mücadele çağrısı yapıldı.
Dünyada ve Türkiye’deki işçi mücadelelerine de dikkat çekilerek, kapitalizmin yıkılması ve yeni bir dünyanın; sınıfsız ve sınırsız bir dünyanın kurulması gerektiği ifade edildi. Çeşitli taleplerin dile getirildiği konuşmalar sık sık sloganlar ve marşlarla desteklendi.
UİD-DER Yürüyor, Mücadele Büyüyor!
Toplanma yerindeki program sonra erdikten sonra yürüyüşe geçildi. Kortejin en önünde, “Ücretler Yükseltilsin, İş Saatleri Kısaltılsın!” “Kapitalizm Çıkmazda, Çözüm İşçi İktidarında”, “Emperyalist Savaşlara, Siyasal Sendikal Baskılara Son!” pankartları taşınırken en arkada ise “Bütün Ülkelerin İşçileri Birleşin!” pankartı taşındı. Kortejin en önünde taşınan dövizlerde ise işçi sınıfının çeşitli talepleri dile getirildi. Ayrıca Kürt halkıyla ve İran işçi sınıfıyla dayanışmayı ifade eden dövizler de taşındı. “Ortadoğu’ya Barış İşçi İktidarıyla Gelecek”, “İran İşçi Sınıfına Yönelik Baskılara Son”, “İran’da Tutsak İşçilere Özgürlük!” sloganları hem Türkçe hem de Farsça yazılmıştı.
Yürüyüş kolunda, disiplin ve coşkuyla ilerleyen UİD-DER kortejinde yine konuşmalar yapıldı ve sloganlar atıldı. Bazı dikkat çeken sloganlar şunlardı: “Yaşasın 1 Mayıs, Yaşasın Sosyalizm”, “UİD-DER Yürüyor, Mücadele Büyüyor”, “Fabrikalarda Biz, Tarlalarda Biz, Hayatı Yaratır Ellerimiz”, “Savaşların Nedeni Kapitalist Düzendir”, “Daha Yüksek Ücret, Daha Kısa İşgünü”, “Kaza, Kader Değil, İş Cinayeti”, “Milyonlar Aç, Milyonlar İşsiz, İşte Kapitalist Sisteminiz”, Kapitalist Sistemi Yıkacağız, Sınıfsız Bir Dünya Kuracağız”, “Dünyanın Bütün İşçileri Birleşin”, “Kürtlere Özgürlük, Kurdara Azadi”, Parasız Eğitim, Sağlık, Konut Ulaşım!”
İranlı İşçilerle Alanda Buluşuldu
UİD-DER korteji, alana “UİD-DER Yürüyor, Mücadele Büyüyor!” sloganıyla girdi. Coşkulu bir şekilde alana giren UİD-DER, alandaki kitlelerden yoğun alkış aldı. Alanda dağılmadan disiplinini koruyan UİD-DER, sık sık sloganlar attı, işçi marşları ve türküleri söyledi. UİD-DER kortejinin coşkusu ve disiplini çevrenin de dikkatini çekti. Alanda “Bütün Ülkelerin İşçileri Birleşin” pankartıyla mitinge katılan İranlı göçmen işçilerle buluşuldu. İranlı işçilere dönük şu konuşma yapıldı: “İranlı göçmen işçiler aramızda, hoş geldiler, sefalar getirdiler. İran’da işçi sınıfı üzerindeki baskılar artıyor. İşçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor. İran’da işçilerin örgütlenmeleri, sendikal ve siyasal faaliyette bulunmaları engelleniyor. Örgütlenmeye, sendika kurmaya çalışan ve kendi sınıf çıkarları için faaliyette bulunan tüm işçiler ve işçi önderleri ağır baskılarla yüz yüze kalıyor. Molla rejimi, işçileri ve işçi önderlerini tutukluyor, işkence yapıyor, hapislere atıyor. İşçi sınıfının ulusal ve uluslararası birliğini ve dayanışmasını savunan derneğimiz UİD-DER, baskı altında inletilen İran işçi sınıfının yalnız olmadığını haykırıyor. UİD-DER, enternasyonal dayanışmayı büyütmek için ve İran’da tutuklu işçi önderlerinin özgürlüklerine kavuşması için bir imza kampanyası başlatmış bulunuyor. Buradan İranlı işçi kardeşlerimize selam gönderiyoruz; bilsinler ki yalnız değiller.” Konuşmadan sonra “Yaşasın Enternasyonal Dayanışma”, “İran İşçisi Yalnız Değildir” ve “Dünyanın Bütün İşçileri Birleşin” sloganları atıldı.
Muhteşem Bir Dönüş!
Örgütlü ve disiplinli bir şekilde alana giren UİD-DER’in işçi korteji, aynı şekilde alandan ayrıldı ve Şişli’den yürüyerek otobüslere gitti. Dönüş yolunda coşku doruğa çıktı. Flamalar dalgalanıyor, türküler ve marşlar ortalığı inletiyor ve çevrenin yoğun ilgisini çekiyordu. Masmavi gök altında, kenetlenmiş, “kırmızı önlük ve şapka” coşkuyla ilerliyordu. Taksim Meydanı’ndan dönmekte olan binlerce kişi bu coşkuya şahit oldu ve yüzlerce kişi bugüne kadar böyle dönüş görmediklerini, örgütlülüğünü ve disiplinini koruyan UİD-DER’i tebrik ettiklerini söylediler. Kimileri ise, geçen yıllarda da aynı manzara ile karşılaştıklarını dile getirip, “nasıl oluyor, bunu nasıl başarıyorsunuz?” diye sordular. UİD-DER’in dönüş yürüyüşü, Şişli Camii’ni geçtikten sonra, Bomonti’ye inene kadar devam etti ve otobüslerin olduğu yerde sona erdi.
Son Eklenenler
- Bugün 18 Kasım. Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir yer tutan Netaş Grevinin yıldönümü… Netaş işçileri, 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin baskı koşullarında bile işçilerin örgütlülüğünün patronları alt edebilecek güçte olduğunu...
- UİD-DER, grevlerinin 81. gününde MKB Rondo işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” pankartı ile grev yerine yürüyen işçiler; “MKB İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”...
- Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ilk olarak 2001 yılında gündeme getirildi ancak AKP iktidarı 2018’de işçilerin iradelerinin dışında bu sistemi zorunlu hale getirdi. 2018 yılından beridir işçilerin maaşlarından her ay bu kandırmacaya para...
- As Plastik işçileri grevlerinin 58. gününde İstanbul Marmarapark AVM’de As Plastik ile iş ilişkileri olan Mavi Jeans önünde basın açıklaması yaptı. Toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması halinde 26 Kasımda greve çıkacak olan DİSK/Genel-İş...
- 100 küsur günü geride bırakan Polonez direnişine, kadın işçilerin kararlılığı damgasını basıyor. Sendikaları Tekgıda-İş’te örgütlenen işçiler sendika düşmanı patronları tarafından işlerinden atıldılar. Direnişe geçtiler, işlerine örgütlü bir biçimde...
- Geçtiğimiz günlerde İzmir’in Selçuk ilçesinde baraka gibi bir evde, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında en büyüğü 5 yaşında olmak üzere 5 kardeş hayatını kaybetti. Bu sırada hurda toplamaya giden anne eve döndüğünde çocuklarının cansız...
- Narin, Leyla, Sıla ve niceleri. Haberlerde duyuyoruz onların adlarını. Bir süre gündemde kalıyorlar, sonra unutuluveriyorlar. Oysa hafızayı diri tutmak gerekir mücadeleyi sürdürebilmek için. Bizler de bu mektubu, yaşananları unutmamak, unutturmamak...
- Son zamanlarda pek çok insanın aklında, dilinde aynı sorular var: Biz nasıl bir toplum olduk böyle? Nasıl olur da insanlar bu kadar kötü olabilir? Teşbihte hata olmaz derler. Toprağı düşünelim. Toprakta her zaman zehirli bitkiler yetişebilir. Ama bu...
- İşyerinde, mahallede, parkta, sokakta, kahvede… Sohbetler döner dolaşır hep aynı soruya bağlanır: “Ne olacak bu memleketin hali?” Soru bakidir, cevabı ise yaşadığımız koşullara, ait olduğumuz sınıfa göre değişiklik gösterir. Çünkü işçi ve...
- Şair “Kuşların vurulduğu zamandır şimdi” demiş. Gerçekten de haksızın haklı, hırsızın namuslu, haydudun yiğit sayıldığı zamandır şimdi. Her gün yeni bir “bu kadarı nasıl olur?” sorusuyla başlıyoruz güne. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir tekstil...
- Yaklaşık iki ay boyunca hakları için mücadele eden, bu süreçte polisin ve jandarmanın saldırısına maruz kalan, gözaltına alınan Fernas işçilerinden biri arkadaşlarından birinin çocuğunun ilk adımını direniş alanında attığını söylemişti. Bir başka...
- Bir an için hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın kim olduğunu, nereli olduğumuzu, yaşadığımız evi, ne iş yaptığımızı hatırlamadığımızı hayal edelim. Bütün yüzlerin, sokakların yabancı olduğunu...
- Bugünlerde kiminle konuşsak, herkes sorunlardan bahsediyor. Tezgâh başında, sokakta, pazarda, toplu taşımada, markette, bir hastanenin ya da bir okulun bahçesinde… Eğitimden sağlığa, kira derdinden geçim sıkıntısına, işçi ve emekçilerin gündemleri...