Buradasınız
Emekçi Kadınlar ve Barış
Kocaeli/Darıca’dan bir emekçi kadın

Ne acıdır, barış sözcüğü ağzımızdan çıkar çıkmaz yüreğimizde savaşın gölgesi belirir. Gözlerimiz dolar, sesimiz titrer, mahzunlaşırız çocuklar gibi. Oysa ne güzeldir kim bilir ağzımızdan taşan gülücüklerle, yüreğimizden kopan kardeşlik türküleriyle, dünyanın her yerinde, hep beraber barış içinde yaşamak ve yaşamımızın her alanında özgürlüğü, kardeşliği hissedebilmek.
Ne yazık ki kapitalist sistem altında insanlık savaşa, açlığa, yoksulluğa, göçe ve her türlü acıya maruz bırakılıyor. Emperyalist güçlerin etki alanlarını genişletmek için harladıkları ateş, bugün tüm dünyayı kasıp kavuruyor. Üstelik bugünkü savaşlar, ekonomik, siyasal, sosyal, ekolojik ve pek çok açıdan tüm dünya emekçilerini etkiliyor. Savaş, üzerine bombalar yağan kentlerin dışında da ağır sonuçlar, acı tablolar yaratıyor. Bu anlamıyla kapitalizm altında savaşın etkilerinden kaçmanın bir yolu yok. Emekçi kadınların da bu tablo karşısında durup başlarını başka yöne çevirme şansları yok. Ne yana dönseler yangın yeri, acı ve gözyaşı var. Bu nedenle barış için mücadelede önde olmak emekçi kadınlar için bir zorunluluktur.
Kapitalist sistem üretimi küreselleştirmişken, kaderimizi ortaklaştırmışken biz işçi ve emekçi kadınlar neden sadece acılarda birleşelim? Tüm bu acılardan kurtulmanın, hep birlikte sesimizi yükseltmenin bir yolu yok mudur? Elbette var! Bugün dünyanın pek çok ülkesinde emekçi kadınlar sendikalarıyla, partileriyle, dernekleriyle, örgütleriyle alanlara çıkıyor ve hep birlikte “emperyalist savaşlara hayır” diyorlar. Savaşlarda zarar görmüş, yaşamları parçalanmış işçi ve emekçi kardeşlerine dayanışma eli uzatıyorlar. Tablo bir yanıyla çok karanlık ama diğer yanıyla mücadelenin varlığı umut veriyor insana. En güncel örnek bugün için; Filistin halkının İsrail tarafından uzun yıllardır maruz bırakıldığı zulme karşı, dünyanın pek çok ülkesinden işçi ve emekçilerin ısrarlı, güçlü protestoları ve eylemleridir. Bu eylem ve protestolarda emekçi kadınlar en ön saflarda yer almaktan geri durmuyorlar. Genç, yaşlı, işçi, öğrenci yüz binlercesi alanlarda. Yanlarında çocukları, ellerinde savaş karşıtı dövizleri ve havada sıkılı yumruklarıyla bizlere çok şey anlatıyorlar. Asıl ve en büyük yıkımın örgütsüzlük olduğunu hatırlatıyorlar. Ancak örgütlü olunduğunda söyleyecek sözümüzün, haykıracak nefesimizin olacağını gösteriyorlar.
Bundan tam 50 yıl önce, İlerici Kadınlar Derneği’nin (İKD) çıkardığı aylık Kadının Sesi dergisinin Eylül sayısının başyazısında şöyle yazıyor: “Sömürüsüz ve savaşsız bir dünya emekçi kadınların çocuklarına bırakacakları en değerli mirastır.” Biz de bugün aynı sözleri haykırıyoruz. Bu karanlık tabloya bir güneş çizmek ve karanlığı aydınlatarak çocuklarımıza savaşsız, sömürüsüz, halkların kardeşçe yaşayacağı bir dünya bırakmak istiyorsak emekçi kadınlar olarak hayatın her alanında örgütlü olmak zorundayız. Sınıfımızın safında yer almak ve kapitalist sistemin yıkılması için var gücümüzle mücadele etmek zorundayız. Dünyadaki tüm emekçi kadınların asıl ve en önemli savaşı budur!
Zeytin Ağacına Bile Düşmanlar!
Hafta Tatili Haktır, Gasp Edilemez!
- Geçmişten Bugüne Uçurum İnsanları
- Doğru Tarafta, İşçi Sınıfının Safındayım
- Emekçi Kadınlar ve Barış
- Gene Takmışsın Kırmızı Şapkayı, Greve mi Gidiyorsun?”
- “Çöpçü” Demek Hakaret mi?
- Gençlere Örgütlü Mücadele Deneyimi Aktarmak…
- “Kurt Ağladı, Biz de İnandık”
- “Gerekirse Grev de Yap!”
- Sınıfımızın Yaşlılarının Payına Ölüm Düşüyor
- “Sınıfsal Bir Tarafı Var mı?”
- Ana-Baba-Oğul UİD-DER Saflarında Yürüyenlere Selam Olsun
- Bu Kalp Nasıl Atmaya Devam Edecek?
- Egemenlerin Değil, Sınıfımızın Gözüyle Bakalım!
- “Kendini de Beni de Yaktın Celal!”
- Uğruna Mücadele Ettiğimiz Bizimdir
- Grev Çocukları
- “Felsefe Yapma Birader!”
- Şeytanla Dost Olunmaz!
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- “60 Bin Maaşla Çoban Bulunmuyor.” Yersen!
Son Eklenenler
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...