Buradasınız
Türk-İş’ten Grev Yasağına ve Kıdem Tazminatına İlişkin Açıklama
Türk-İş Yönetim Kurulu 11 Temmuzda İstanbul’da, Türk-İş 1. Bölge Temsilciliği’nde havayollarında grev yasağına ve kıdem tazminatına ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi. Türk-İş Yönetim Kurulu’nun yanı sıra, çok sayıda bölge temsilcisinin de katıldığı basın açıklamasını, Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu yaptı. Hava işkolunda grev yasağına karşı sesini çıkartmayan, THY işçilerinin işten atılmasını umursamayan ve kıdem tazminatının gaspına karşı hiçbir şey yapmayan Türk-İş yönetimi, tüm görevlerinin üzerinden atlayan, laftan öteye geçmeyen açıklamalarda bulundu.
Türk-İş yönetimi THY işçilerini desteklemiş, ama işçilerin haberi yok!
Kumlu, havacılık işkoluna getirilen grev yasağının ardından, THY’de başlayan eylemliliği ve süreci tüm ayrıntılarıyla takip ettiklerini, ilk günden itibaren THY yetkilileriyle ve hükümetle görüştüklerini dile getirdi. Kumlu konuşmasına şöyle devam etti: “Başta Çalışma Bakanı Faruk Çelik, Binali Yıldırım, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile Türk-İş Yönetim Kurulu olarak defalarca bu konunun çözümü için görüşmelerimizi yaptık. Yapılan eylemlere Türk-İş Bölge Temsilciliği nezdinde üye sendikalarımız destek vermiş, Türk-İş, havayolu işçisinin bu haklı mücadelesinin yanında yer almıştır. Yaptığımız görüşmede Sayın Topçu ile işlerine son verilen havayolu işçileriyle ilgili ve Yüksek Hakem Kurulu’na intikal eden TİS durumuyla ilgili müzakerelerde bulunduk. Sayın Topçu önceliğin TİS’in bağıtlanması olduğu, ondan sonra işine son verilenlerle ilgili görüşebileceğini ifade etti. Bizim talebimiz her ne olursa olsun işten atılan 305 işçimizin işe iadesinin sağlanmasıdır. Bu konudaki girişimlerimizi sürdüreceğiz.”
“Kıdem tazminatına el uzatan, karşısında Türk-İş’i görecektir”
Kıdem tazminatı konusuna da değinen Kumlu, yazılı ve görsel medyada kıdem tazminatıyla ilgili bir haber furyası olduğunu söyledi. Kumlu konuşmasını şöyle sürdürdü: “Çalışma Bakanıyla dün görüşmemizde Sayın Bakan konunun taraflarla görüşülmeden kimler tarafından sızdırıldığını bilmediğini söyledi. Kıdem tazminatının işçinin bireysel hesabına yatırılması hakkında kanun tasarısı başlıklı bir metin tartışılmaya başlandı. Bu metin işçi, işveren ve hükümet arasında olması gereken sosyal diyalogun bir ürünü olarak, yani resmi olarak bize iletilmedi ve görüşülmedi. Bu metni de diğer metinlerde olduğu gibi gazetelerden okuduk ve incelemeye çalışıyoruz. Biz burada ciddi hak kayıpları barındıran bu metnin içeriğini tartışmayacağız. Dikkat çekmek istediğimiz konu kıdem tazminatı gibi emekçileri yakından ilgilendiren bir konuda, aylardan beri birçok bakanın konuşmasıdır. Değişik bakanlıklardan sızdırılan değişik metinlerle kamuoyu gündeminin altüst edilmesidir.”Bilgi kirliliğinin bizzat hükümet ve işverenler eliyle yaratıldığını ifade eden Kumlu, kıdem tazminatı konusunun 1962’den beri işverenlerin ve hükümetlerin gündeminde olduğunu hatırlattı. “İşveren kesimi güvencesiz, ucuz ve maliyetsiz emek özlemiyle yıllardan beri bu konuyu sıcak tutmuştur. Hükümetler de fırsat buldukça konu üzerinde yoğunlaşmakta, kamuoyunu bu hususa alıştırmaya çalışmaktadır” diyen Kumlu, gündeme getirilen önerilerin iyi, güzel gösterilmeye çalışılsa da, her zaman hakkın budanmak istendiğini ifade etti. Kumlu şöyle devam etti: “İşçilerin ve Türk-İş’in bu konudaki tavrı açık ve nettir. Konunun sürekli gündemde tutulması nedeniyle kıdem tazminatına yönelik herhangi bir saldırı karşısında diğer eylemlerimizin yanı sıra üretimden gelen gücümüzü kullanacağımız yönünde bir karar aldık ve bu kararı yerine getireceğiz. Kıdem tazminatı endüstri ilişkileri sisteminin en önemli konularından biridir, işçinin en büyük güvencesidir. Kıdem tazminatı konusunda hükümet tarafından aylardır sergilenen sermaye yanlısı tutum barış getirmeyecektir, huzur getirmeyecektir. Bu ülkede sadece sermaye yoktur. Emek de vardır. Bu ülke emekçilerin alın teri üzerinde yükselmektedir. Sürekli sermayenin dilek ve isteklerinin dikkate alındığı bir Türkiye’de toplumsal barıştan söz edilemez. Buradan hükümete ve sermayeye sesleniyorum: Kıdem tazminatları sizin istediğiniz gibi süreceğiniz tarlalarınız değildir. İşçinin kıdem tazminatının bir sahibi, bir koruyucusu vardır. Açıkça bir kez daha ilan ediyorum. Kıdem tazminatına el uzatan, karşısında Türk-İş’i görecektir. Kıdem tazminatlarının sahibi bugüne kadar Türk-İş olmuştur, olmaya da devam edecektir. Bu ülkede 50 yıldır kıdem tazminatına dokunulamadıysa bundan sonra da dokunulamayacaktır. Biz hükümete kıdem tazminatı konusunun işçiler açısından hassas bir konu olduğunu hatırlatıyor, bu konuda bugüne kadar yaratılan gerginliğe, kafa karışıklığına ve bilgi kirliliğine artık son verilmesini istiyoruz.”
“Sayın Topçu’yla” görüşüyorlarmış!
Konuşmasını bitiren Kumlu basın mensuplarından gelen soruları yanıtladı. Atılan 305 işçi ile ilgili görüşmede tam olarak neler konuşulduğu ve ne karara varıldığı sorusunun sorulması üzerine Kumlu, “Hem hükümet nezdinde hem de Sayın Topçu’yla defalarca konuştuk. Bugün yaptığımız görüşmede biz olaya sıcak baktıklarını gördük 305 kişiyle ilgili. Ancak biliyorsunuz bu 305 arkadaşımızın işine son verilmesinin nedeni önce grev yasağının bu iş koluna getirilmesiyle başladı. Sonra TİS’in bitirilmemesiyle devam etti. Burada öncelikleri olan TİS prosedürü tamamlandı. TİS görüşmeleri bittikten sonra bu arkadaşlarla ilgili bizimle müzakere edebileceklerini söylediler.”
Kumlu, işten atılan işçilerin işe dönme şanslarının ne olduğuyla ilgili soruya da “Dilerseniz müzakere edeceğimize göre, geri dönme şansları ne kadar var onu zaman içinde göreceğiz. Toplu iş sözleşmesinin 60 gün içerisinde olması gerekiyor ve bu süre doldu. Ondan sonra da Yüksek Hakem Kurulunda gündeme alınmadan işverenlerle sendika arasında görüşülüp bunun anlaşma sağlanması imkânı var. Yoksa Yüksek Hakem Kurulunda, biliyorsunuz Türk-İş 2 üyeyle temsil ediliyor, oradan bir şeyler çıkarmaya çalışacağız.”
Türk-İş’in THY işçilerine ve eylemlerine destek vermediği için eleştirildiği ve neden pasif kaldığı konusuyla ilgili bir soru üzerine Kumlu, “Başından beri biz konuyu takip ediyoruz. Ancak sanırım biz kamuoyunda kendimizi ifade edemiyoruz. Elimizden gelen her türlü yardımı sağladık sağlamaya da devam ediyoruz. Eylemler olduğunda da yönetim kurulumuz hep irtibat halinde oldular. Ama kamuoyunda sanki Türk-İş ilgilenmiyormuş gibi algılandı. Bizim görevimiz oradaki 305 işçinin burnunun kanamadan işlerine geri dönmesini sağlamaktır. Bunun için görüşmeler yapmaya devam edeceğiz” dedi.
“Grev yasağına ve işten atmalara karşı havayolu işçileri 44 gündür direniş sürdürüyor. Türk-İş olarak hiç ziyaret gerçekleştirmediniz bunun nedeni nedir? Hava-İş Sendikası’nın Sendikal Güç Birliği üyesi olmasının etkisi var mıdır? Grev yasağına karşı somut eylem planı var mıdır?” sorularını Kumlu şöyle yanıtladı: “Her kurumda, teşkilatta, sendikada muhalefet olacaktır. O olay başka. Yönetim kurulundan arkadaşlarımız ziyaret de ettiler görüşmeler de yaptılar. Bölge temsilcilerimizden arkadaşlar da ziyaret ettiler.”
“Kıdem tazminatının kaldırılmasına karşı Türk-İş olarak neler yapmayı düşünüyorsunuz” sorusuna Kumlu, konuyu geçiştiren bir cevap verdi.
16 Haziran Akşamının Şiiri
Bizim Cehaletimiz Patronların Serveti!
- İş Cinayetlerine, Düşük Ücretlere, Sendikal Baskılara Karşı Eylemler
- Sağlık Çalışanlarından Sağlıkta Şiddete Karşı Eylem
- Dev Maden-Sen: “İliç’te Toprak Altındaki 8 Maden İşçisi Sahipsiz, Maden İşçileri de Çaresiz Değildir”
- BİRTEK-SEN’e Verilen Para Cezası Çalışma Bakanlığı Önünde Protesto Edildi
- Agrobay İşçileri Ankara’da Basın Açıklaması Yaptı
- Sendikal Baskılar Mücadeleyle Aşılıyor
- İktidarın ve Sermayenin Saldırılarına Karşı Mücadeleler Sürüyor
- Borusan Lojistik’te Sendika Düşmanlığına Karşı Eylem
- Belediye İşçileri, Öğretmenler, Emekliler Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor
- İzmir, Manisa, İstanbul, Denizli: İşçiler Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Limter-İş Genel Başkanı Kanber Saygılı Derhal Serbest Bırakılsın!
- Emekçi Kadınlar 8 Mart Coşkusuyla Alanlardaydı
- Güvenlik-Sen Vakıfbank’ta Mobbing ve Sürgünleri Protesto Etti
- Patronların Sendika Düşmanlığına ve Ücret Gaspına Karşı İşçilerin Mücadelesi Sürüyor
- Patronların Saldırılarına Karşı İşçi Direnişleri Sürüyor
- Tekgıda-İş’ten Perfetti Van Melle’de Basın Açıklaması
- Esitaş İşçileri Sendikalı Olma Hakkını Mücadeleyle Kazandı
- Antep’te Düşük Ücret Dayatmasına Karşı İş Bırakma Eylemleri
- İşçiler Patronların Düşük Ücret Dayatmasına Boyun Eğmiyor
Son Eklenenler
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...
- 2021 yılı sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte MESEM’e (Mesleki Eğitim Merkezleri) kayıtlı kişi sayısında patlama yaşandı. Bugün MESEM’e kayıtlı, 300 bini ise 18 yaşından küçük, 1,5 milyon öğrenci var. MESEM’lerin daha...
- Bizler Gebze’den işçi ve öğrenciler olarak 1 Mayıs yaklaşırken sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Birçoğumuz 1 Mayıs’ı UİD-DER’in geçen sene Uğur Mumcu Kültür Merkezinde gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği ile tanıdık. Bu tanışma...
- UİD-DER’li işçiler, grevlerinin 9. gününde Mersen işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor! Yaşasın Sınıf Dayanışması!” pankartı arkasında grev çadırına yürüyen UİD-DER’li işçiler hep birlikte “Yaşasın Sınıf...
- Emekçi kadın kardeşimiz, nasılsın? Pek sorulmaz nasıl olduğumuz, neler hissettiğimiz ve en önemlisi ne istediğimiz. Bu düzende bir rol biçilmiştir biz emekçi kadınlara ve ona uygun davranmamız, rolümüzü iyi oynamamız beklenir bizden. Hem de öyle...
- Bizler kamuda çalışan sağlık emekçisi kadınlarız. 1 Mayıs yaklaşırken içimizdeki heyecan ve umutla bir araya geldik ve sağlık emekçileri olarak “neler talep ediyoruz?” diye konuştuk. Kadınların oldukça yoğun çalıştığı bir sektörde olmamıza rağmen...
- Sorunlarımız her geçen gün katmerlenerek büyüyor. Mutfak masrafları, faturalar, barınma sorunu, düşük ücretler… Ama yalnızca sorunları sıralamakla bir yere varamayız. Yaşadığımız sorunları çözüme kavuşturmak için öncelikle sorunun kaynağını...
- Mersin Çevre Platformu, MIP AŞ’nin limanı genişletmek amacıyla Atatürk Parkını kapatmasını Özgür Çocuk Parkında basın açıklaması ile protesto etti. Mersin halkı, şehir merkezinde bulunan Atatürk Parkının MIP A.Ş tarafından liman genişletme...